entry'ler (7)

osmanlica ve batili kelimeleri beraber kullanmak

servet-i fünun ile başlayıp bülent ersoy'la birlikte gelişen edebi akım.

malumunuz servet-i fünun osmanlı türkçesine fransızcayı dahil etmiştir.

ab ı hayat

edebiyat bölümünde öğretim elemanı olmasına rağmen derslerde mevzuu olduğunda sürekli ve inatla
"ab-ı hayat suyu" demeye devam eden kişiyi (Hülya Taş) hatırlatır bana..
ab-ı hayvan da denir. aynı manadadırlar.
(bkz: ab-ı hayvan)
(bkz: hayat suyu)

öztürkçesi varken osmanlıca kasmak

osmanlıcayı farklı bir dil olarak görmemek lazım.
o da türkçedir, türkçenin tarihi bir döneminin adıdır.

kasıntı diyenler, entrylerindeki 'kelime' 'cevap' 'arz' kelimelerinin öztürkçe olmadığını bilmiyorlar mı ki öztürkçesini kullanmıyorlar.

önemli olan umumun kullandığını kullanmaktır.
önemli olan meramını iyi anlatabilmektir. aklım karıştı yerine usum karıştı diyen adama g.tüyle gülerler.

ha bir de eğitim, kültür meselesi var. hiç bilgisi olmayan biri gider ilber ortaylı'yı dinlerse tabii ki bir şey anlayamaz.

geçmiş bizim geçmişimiz, düşmanlık etmeye gerek yok.
fransızların geçmişi soykırımlarla * dolu olduğu halde geçmişlerine düşman değiller. bizim geçmişimiz ise gayet ak, apak.

osmanlı türkçesi

osmanlıca belirtildiği üzre bir dil değil, türkçenin tarihi bir devridir.
osmanlı türkçesi demek daha doğrudur, zira insanlara osmanlıca denince, bu farklı bir dil gibi telakki olunabilmektedir.

öğrenilince, osmanlıca türkçesi ile not tutmak çok daha kolaydır.

alfabemizin 32 harfe cikarilmak istenmesi

'istemezük'çülerin hadisenin sebep ve şartlarını sorma gereği hissetmeden 'hayır' diyecekleri vakıa.
alfabede reform yapılmasının gayesi, orta asyadaki diğer türk toplumlarıyla daha rahat anlaşabilmektir. ingilizle amerikanla herhangi bir münasebeti yok.

aslında alfabeye q w x harfleri değil, ince a, uzun a sesi gelmelidir.

karını paylaşalım
k^arını paylaşalım.

milli türk talebe birliği

MTTB 14 Aralık 1916 yılında kuruldu.

1916'dan 1980'e kadar aradaki kapalı olduğu dönemler hariç, faaliyet gösteren MTTB'de dört devre yaşanmıştır diyebiliriz.

1. DEVRE (1916-1920)
MTTB'nin ilk kuruluşunu ittihat ve Terakki iktidarı gerçekleştirdi.
1916-1920 Arasındaki bu ilk dönemde gençlik, siyasi ve çekişmelerde kullanılmıştır.

2. DEVRE (1926-1936)
Bu dönemde MTTB, çıkardığı dergi aracılığıyla bazı kampanyalar yürütmüştür. Birlik'in bu dönemde Turancı çizgide yer alarak Türkçülük yaptığı görülür. "Vatandaş Türkçe Konuş" kampanyası bu fikri anlayışın bariz bir ifadesidir.

Ülke sorunlarına değinen MTTB, Hatay'ın Türkiye'ya iltihakı dolayısıyla Suriye ile Türkiye arasında oluşan gerginlikten ötürü miting yapmak istedi. Valilik izin vermedi.
izinsiz yapılan bu miting dolayısıyla Dahiliye Vekaleti'nin yazılı emri ile MTTB kapatıldı, levhaları indirildi ve kapısına mühür vuruldu. 22 Kasım 1936

MTTB'nin Yeniden Kurulması
3. DEVRE (1946-1965)
MTTB'nin bu fetret dönemi on yıl kadar sürdü. Ve 1946 yılında Edebiyat Derneği Başkanı Reha Köseoğlu, Hukuk Derneği Başkanı Tahsin Atakan, Tıp Derneği Başkanı Rehai islam tarafından, merkezi istanbul'da olmak üzere Birlik, "Türk Talebe Birliği" adıyla tekrar kuruldu. Daha sonra yapılan müracaat neticesi Bakanlar Kurulu kararıyla başına "Milli" kelimesi eklendi.

4. DEVRE (1965-1980)
MTTB bu dönemi de milliyetçi bir yapıda sürdürmüştür. Bu meyanda Komünizmle mücadele alanında toplantılar tertip edilmiş ve kampanyalar başlatmıştır.

MTTB'nin gündeminden düşmeyen önemli meselelerden biride Kıbrıs konusu idi. Bunun için toplantı ve mitingler tertip edildi. Mitinglerde, "Kıbrıs'a bir bayrak lazımsa oda Türk Bayrağı!dır."

MTTB'nin dördüncü dönemi olarak adlandırdığımız 1965-1980 arasında seçilen Genel Başkanlar ve dönemleri şöyledir:

47.DÖNEM: (16 Mart 1965-28 Kasım 1966)
Genel Başkan Rasim CiNiSLi'dir. Rasim Cinisli ile birlikte bir anlamda yeniden doğuş yaşanmıştır. Zira bu dönem; milli ruh ve milli şuura bağlı bir kuruluş haline gelişin başlangıcı sayılır.

48. DÖNEM (15 Mart 1967-19 Ağustos 1969)
Genel Başkan ismail Kahraman'dır. Bu dönemde MTTB'nin fikri çizgisi daha da netleşti. Sol öğrenci olaylarına karşı ortak bir zemin oluştu ve MTTB Milliyetçi mukaddesten görüşün buluşma ve yönetim yeri haline geldi. MTTB, 1960'lardan sonra milliyetçi çizgide olduğu gibi muhafazakar çizgide de belirgin bir tavır aldı.

49. DÖNEM
Genel Başkan Burhanettin Kayhan.

50. DÖNEM
Bu dönemde ise Genel Başkan Ömer ÖZTÜRK 'tür. Bu dönemde MTTB adeta altın çağını yaşamıştır. Bu dönemin unutulmaz eserlerinden biri halen faaliyetlerini devam ettirmekte olan, Fatih Sultan Mehmed'in hatırasına kurulan Fatih Gençlik Vakfı(FGV)'dır.

51. DÖNEM : ( 27 Mayıs 1973- 07 Temmuz 1974 )
Genel Başkan Raşit ÜRPER.

52. DÖNEM : ( 07 Temmuz 1974- 03 Ağustos 1975)
Bu dönemde Genel Başkan Abid ÖZMEN'dir. istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi talebesi idi. Bu dönemde Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümleri yine farklı üsluplarla kutlanmıştır. Bu dönemde "Sahte Kahramanlar" sloganı ile tarihteki bir çok meşhurlar incelemeye alınmış, gerçek niyetleriyle başarı ve eksiklikleriyle enine boyuna işlenmiştir. Tanzimat devri siyaset adamlarından Mustafa Reşit Paşa'dan başlamak üzere "Batılılaşma" hareketi, milleti ruh kökünden uzaklaştırma hareketi olarak ele alınmıştır. Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp gibi yazar ve edebiyatçıların sahip olduğu "Haksız Dönem"in üzerinde durulmuştur. Fikri toplantılarda ahlaki konular işlenmiş fikir akımları ve toplumun temel meseleleri ele alınmıştır.

53. DÖNEM : ( 03 Ağustos 1975- 16 Ekim 1976 )
Genel Başkan Rüştü ECEViT.

54. DÖNEM: (16 Ekim 1976 - 04 Aralık 1977)
Genel Başkan Cemalettin TAYLA.
Genel Sekreter Cemil CAN.

55. DÖNEM : ( 04 Aralık 1977- 28 Temmuz 1979)
Genel Başkan Kasım YAPICI.

56. DÖNEM: ( 28 1979- 16 Eylül 1980 )
Genel Başkan Haşmet OĞUZALP.

57.DÖNEM: ( 01 Eylül 1980- 12 Eylül 1980 )
Genel Başkan Vehbi ECEViT.

coşkun ak

birinci sınıf öğrencilerini her sınıfa geldiğinde ayağa kaldıran,
kalkmayan bi kızı sınıftan attığına şahit olduğum,
nadirattan yaptığı esprilere gülmemiz gerektiğine inandığım,
odasına girilemeyen
otoriter şahsiyet
bölüm kurucusu...

O kadar yıldan sonra editlenmesi gerekli:
- Zorla kendi hazırladığı "Muhibbi Divanı"nı öğrencilere satmıştır. Alan kişilerin yanına yoklamada artı koydurmuştur, ki herkes emindi, o artılar sınav notuna koyulmaktaydı.
- Derste Su Kasidesini tahlil eden, ancak bir kere dahi Hz. Peygamber (s)in adını ağzına almayan acuzdur. Malum bu kaside Fuzuli tarafından Hz. Peygamber (s)e yazılmıştır. Dileyenler iskender Pala'nın (bizim iskender) aynı ismi taşıyan eserine göz atabilirler.
- Bölümü çiftliğe çeviren zat da kendisidir. Bölüme bir bakın alayı Erzurum menşeli. Liyakat önemli değildir, hemşerilik hatta akrabalık geçerli akçedir.
- Her yıl kendini tekrar eder. Hasene'nin notunu aldıysanız onlara çalışın, hatta ezberleyin, geçersiniz.

devam eder...