bugün

entry'ler (16)

eysan bana da versene amk

Çoktan yazar olmuş, ancak yazarlığını bugün öğrenmiş yazar.

dayak isteyen yazarlar

Onlar kendilerini biliyorlar.

kanal istanbul un ekrem in uykularını kaçırması

Ekrem kim ulan askerlik arkadaşın falan mı? Düzgün konuş!

anal deliği yalatmayı seven kızlar

Kafasına göre takılıyor işte ne karışıyorsun kıza.

cesaretle yol alırız

brisa çalışanlarının samimi ve sahici hayat hikayelerinden derlenen “cesaretle yol alırız” kitapları, gelecek nesillerin yolunu aydınlatmak için inkılap kitabevi’nden yayınlandı. bu arada kitapların tüm geliri tev’e bağışlanıyor. brisa da satılan her bir kitap için bağışta bulunuyor. bu sayede anadolu’da ihtiyaç sahibi 500 öğrenci, sağlanacak burs ile okullarına güvenle ulaşacaklar. bu güzel kitaplara şermin yaşar, zafer algöz ve can yılmaz hikayeleriyle destekte bulundu. selçuk erdem de enfes karikatürleriyle hikayelere hayat verdi. unutmayın, cesaret bulaşıcıdır! genç nesillerin kendi hikayelerini yazmaları için ekşicilerin de cesaretine ihtiyacı var. gelin siz de bu kitaplardan alın, çocukların eğitimi için yeni bir sayfa açın.
Web Sitesi:
https://bs.serving-sys.co...18221&PluID=0&ord=

atiye dizisi

bu derece gerilim - fantastik dizimiz yoktu bence olmuş dizi. beren saatin oyunculuğunu bazı anlarda beğendim sadece ki burada yönetmenin hatası diye düşünüyorum çünkü aşk-ı memnu’da bile daha gerçekçiydi ve o daha hızlı çekilen bir işti. pek çok aceleye gelmiş çekim planı gördüm ve bu bir iki sahne değil bayağı fazla. hem sahne hem oyunculuk adına fincher gibi gerekirse 50 tekrar almak en iyisi. 50’ye rağmen böyleyse zaten diyecek bir şey yok. göbeklitepe’ye daha çok yoğunlaşırız o mağaralarda daha fantastik şeyler olur diye beklemedim değil hani ama sonuna kadar acaba ne olacak diyerek izledik açıkcası tatmin etti, o yüzden senaryosuna tam puan vereceğim. müzikler biraz hans zimmer modunda olsaydı efsane olurdu ama bizden melodiler de en azından yabancılara farklı bi atmosfer deneyimi sunabilir bilmedikleri tınılar sonuçta. büyük bir emek olduğu aşikar puanım: 7/10

bir erkeğin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar

çukur ve sıfır bir dizilerini izlemesi

ağzından küfürü eksik etmemesi

kitap okumaması ve bununla övünmesi

kızlarla arkadaşlık yapamaması

radikal siyasi görüşe sahip olması sağ sol farketmez

20 yaşına geçmesine rağmen oyun oynaması

araba delisi olması.daha yüz metreden arabanın koltuk ısıtma özelliğini olduğunu bilmesi

işinde kariyer hedefinin olmaması

sorumsuz olması kenara para koymaması

her gün alkol tüketmesi

kadınları gözünde büyütmesi

kız arkadaş seçiminde standardının olmaması

herhangi bir hobisinin olmaması

yabancı dil bilmemesi

müzik kültürünün olmaması ve herhangi bir enstrüman çalamaması

gece kulübünde tanımadığı kadınlara içki ısmarlaması

metrobüste ekstrem durumlar dışında genç kızlara yer vermesi

diş fırçalamaması

kısa kollu gömlek giymesi

sürekli erkeklerle takılması

kadınlara saygı göstermemesi

erkek adam dediğinli cümleler kullanması

kötü bir diksiyonunun olması

yemek yapmayı bilmemesi

çamaşır bulaşık yıkamaması

annesinin sözünden çıkmaması

sosyal medyadan ezik ezik kızlara yürümesi

kötü araba kullanması

futbol ile ilgilenmesi.hayattaki en büyük zevkinin tv karşısında cipsi ile maç izlemek olması

yenisi çıkar çıkmaz hemen telefon alması eskiyi satması

görücü usulü evliliğe sıcak bakması

flört etmeyi bilmemesi

garsona ya da mağaza görevlisine tepeden bakması

izmir kızları şöyledir tarzı iğrenç fikirlere sahip olması

pavyona gitmesi

şirinlik yapan küçük çocuğa aval aval bakması

çocuğunu erkek egemen kültür ile yetiştirmesi

sevgilisinin hayatına gereksiz müdahalelerde bulunması

eşini denize götürmeyip plajda abazan abazan kız kesmesi

trafikte lüzumsuz yere kavga çıkarması

ailesini her haftasonu avm ye götürmesi

her boşlukta memleketine gitmesi yeni yerler gezme merakının olmaması

bilim dünyası artık bunu tartışmazken bile evrime saçma demesi

arabasını kaldırıma parketmesi

eşini aldatması ve bunu sağda solda anlatıp egosunu tatmin etmesi

sevgilisi olan bir kızla flört etmeye çalışması

kişisel gelişimine ket vurup çok erken yaşta ev kredisine girmesi

yatakta bencil olması ve erken boşalması

eski sevgilisine geri dönmeye çalışması

aldatan partnerini affetmesi

kız için arkadaşları ile iletişimini kesmesi kendisine saygısı olmaması

hemen aşık olması ve kendini kıza muhtaç etmesi

güzel bir kız karşısında hemen manipüle olması

annesi ve babasına gerekli saygı ve hürmeti göstermemesi

depremlerin sebebi

Allah, Azrail ve bütün melekleri de sebep ama...
En büyük sebep 1999'dan beri önlem alınmamasıdır.
iTÜ ve iBB dışı neredeyse hep provokasyon!

deprem ahlaksız kızlar yüzünden oldu

Yalan mı amk bütün dost bildiklerim postuma geçirdi şimdi hepsinden uzakta olmak istiyorum!

ezel 10 yıl

Birinci sezon
ilk yayınlanma tarihi:28 Eylül 2009
Son yayınlanma tarihi:21 Haziran 2010
ikinci sezon
ilk yayınlanma tarihi:13 Eylül 2010
Son yayınlanma tarihi:20 Haziran 2011
Not:28 Eylül 2009-18 Ocak 2010 arası Show TV
25 Ocak 2010'dan itibaren ATV
Oyuncular
Kenan imirzalıoğlu-Ezel Bayraktar
ismail Filiz-Ömer Uçar
Cansu Dere-Eyşan Tezcan
(28 Eylül 2009-20 Haziran 2011)
Yiğit Özşener-Cengiz Atay
(28 Eylül 2009-20 Haziran 2011)
Barış Falay-Ali Kırgız
ipek Bilgin-Meliha Uçar
Beyazıt Gülercan-Mümtaz Uçar
Kemal Uçar-Mert Uçar
(28 Eylül 2009-1 Kasım 2010)
Utku Barış Serma-Can Atay
Sedef Avcı-Bahar Tezcan
(28 Eylül 2009-14 Haziran 2010)
Salih Kalyon-Serdar
(28 Eylül 2009-3 Ocak 2011)
Güray Kip-Kamil Çalıca
(28 Eylül 2009-31 Mayıs 2010)
Bade işçil-Şebnem Sertuna
Sarp Akkaya-Tevfik Zaim
(28 Eylül 2009-9 Mayıs 2011)
Bengü Benian-Nükhet Özbağ
(5 Ekim 2009-4 Ocak 2010)
Tuncel Kurtiz-Ramiz Karaeski
(12 Ekim 2009-4 Nisan 2011)
Yağız Atakan Savaş-Eren
(16 Kasım 2009-1 Şubat 2010)
Nurhan Özenen-Selma Hünel
(11 Ocak 2010-14 Mart 2011)
Selçuk Uluergüven-Soner
(1 Mart 2010)
Burçin Terzioğlu-Azad
(8 Mart 2010-?)
Hakan Gerçek-Kandıralı Recep Parlak
(8 Mart 2010-19 Nisan 2010)
Rıza Kocaoğlu-Temmuz
(15 Mart 2010-23 Mayıs 2011)
Levent Can-Kaya
(14 Haziran 2010-11 Nisan 2011)
Haluk Bilginer-Kenan Birkan
(13 Eylül 2010-30 Mayıs 2011)
Kıvanç Tatlıtuğ-Sekiz
(13 Eylül 2010-4 Ekim 2010)
Ufuk Bayraktar-Ramiz Karaeski'nin gençliği
(13 Eylül 2010-?)
Cahit Gök-Kenan Birkan'ın gençliği
(13 Eylül 2010-?)
Zeynep Köse-Selma Hünel'in gençliği
(13 Eylül 2010-?)
Hüseyin Soysalan-Hayratlı
(27 Eylül 2010-13 Aralık 2010)
Taner Turan-Yusuf Eğir
(29 Kasım 2010-24 Ocak 2011)
Berrak Tüzünataç-Bade
(13 Aralık 2010-?)
Pınar Göktaş-Damla Birkan
(4 Nisan 2011)
Hakan Kurtaş-Can Uçar'ın büyük hali
(20 Haziran 2011)
***

ibrahim tatlıses neyin imparatoru sorunsalı

(bkz: mağara imparatorluğu)
ibooooooooo!

kızlara tavsiyem

Hakikaten deli gibi sevişin, ancak sizi beğenmişler olmasın sahiplenenler olsun.
(bkz: seni seviyorum sudenaz)

mühendis ama yıkık ile gecenin sürprizi

Arabaya veriyor, bize vermiyorsun!
Yıkık.

19 nisan 2016 real madrid fenerbahçe maçı

real madrid başantrenörü pablo laso, maça ilişkin "f. bahçe gibi büyük bir takıma karşı kazanmak için sadece yüreğini ortaya koymak yetmez" dedi. evet bunu real madrid başantrenörü dedi. öyle işte...

alaycı ve tehditkar pembe dizi karakteri ses tonu

söyleyeceği şeyi dolandırmada usta, ima yapmada işinin ehlidir:

- seni buraya hangi rüzgar attı nina? yoksa "ağır" ve "pirinçten" bir rüzgar mı? ha?
- nicholas'ı pirinç mumlukla benim mi bayılttığımı ima ediyorsun?
- bilmiyorum nina, sen ne dersin, ha?

hep böyle bir alaycı hava, abuk subuk imalar... hep böyle bir küçük dağları ben yarattım, siz de şans eseri oradan geçiyormuşsunculuk... "bilmem, sence de öyle mi?" 'ler, lafı şakacıktan bir tarafından anlıyormuşçuklar... cukcuklar, cikcikler...

- bir içki hazırlamamı ister miydin richard? hah hah... ister misin?
- evet, lütfen. sert olsun.
- sert diyorsun... pirinçten bir mumluk gibi sert...
- nicholas'ı benim bayılttığımı mı ima ediyorsun?
- senin bayılttığını ima ettiğimi de nerden çıkarıyorsun?
- ya kafasına ben vurmuşum gibi sürekli imalar bakışlar filan atıyosun...
- nicholas'ın sadece bayıldığını biliyorduk richard... kafasına vurulduğunu değil! hah ha! kendin söyledin!

sanki totoşuna vurulsa bayılacak nicholas, heralde kafasına vuruldu. bunu bilmiyor mu? tabi biliyor. ama tehditkar, alaycı, karşısındakini tiye alan, her an patlamaya hazır bir bomba imajını sarsacak bir hata yapmaması lazım.

- sana bir şey itiraf edeceğim daniel. nicholas'ı ben bayılttım.
- ne? sen mi? o zaman kaç bölümdür ne diye ima üstüne ima yapıyorsun? hasta mısın kuzum?
- kuzun? kuzu mu? hah... pirinçten ve ağır bir kuzu heykeli mi ha? kuzu şeklinde bir mumluk mu?
- rahatsızsın olm sen.

otokinetik deneyi

sosyal psikoloji deneylerinden biridir. deneyi yapan sosyal psikoloji bilim dalının dünya üzerindeki kurucularından muzaffer şerif başoğlu'dur. ilaveten ankara üniversitesi psikoloji bölümünün de kurucusudur. kaynaklarda adı muzaffer sherif, bu deneyi de "otokinetik deneyi, grup normu oluşumu deneyi, karanlık oda deneyi ya da otokinetik etki deneyi" diye geçer.

deneyin temelinde optik algı yanılması yatar. deney üç aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir.

ilk aşama: denekler tek tek zifiri karanlık bir odaya alınmışlar ve aynı noktadan bir ışık belirli aralıklarla gösterilmiştir. deneklere ışığın hangi yöne ve ne kadar aralıklarla hareket ettiği sorulmuştur. her denek bir yön ve değişik aralıklar söylemiş (3-5-15 cm gibi) ama sonunda kendine göre standart (6-8 cm arası) bir mesafe tespit etmiştir. burada dikkat edilmesi gereken nokta ışığın hiç hareket etmediğidir.

ikinci aşama: denekler gruplar halinde odaya alınmış ve kararlarını yüksek sesle vermeleri istenmiştir. ilk deneğin fikir belirtmesiyle birlikte kararlarda değişme olmuş ve ortak bir grup standardı geliştirmişlerdir. burada liderin belli olmadığı gruplarda ilk söze girenin muhtemel lider olarak belirebileceğine dikkat çekmek gerekmektedir.

üçüncü aşama: denekler yine tek tek odalara alınıp fikirleri sorulmuştur. denekler bu kez grup halinde geliştirdikleri standarda göre (ikinci aşamadaki) ışığın yön ve mesafesini söylemişlerdir.

1. aşamada kişisel standart oluşur.
2. aşamada grup standardı oluşur.
3. aşamada kişi, grup standardını kullanır.

buradan şu sonuçlara varılabilir. fiziksel gerçek belirsizse kişiler kendi gerçeğini yaratırlar. bir araya geldiklerinde ise kendi gerçeklerini bırakıp grupça oluşturulan grup standardını kullanırlar. bu kez kişiler fiziksel gerçeği benimsemek için benimseyerek yani bilerek ve isteyerek birbirlerinin yardımını talep ederler.

bu deneyde muzaffer şerif başoğlu grup normunun nasıl oluştuğunu ortaya koymuştur. grup normu bir kez oluşunca bireyler artık ona inanmakta ve isteyerek uymaktadırlar.

kaynak: yönetim psikolojisi ders notlarım.