öz türkçe

sanırım göktürklerin dilidir bu. aslında zenginleşmiş bir dilden öz türkçeye dönelim derken türkçeyi katlettiğimizi düşünüyorum. zira türk edebiyatını tetkik ettikçe çok az kelime ile neler neler ifade ediliyor olduğunu görüyoruz. hususen divan edebiyatında vs. bir beyitin sadece şimdi kullandığımız dil haline getirmek için neler neler yazıyorduk. şimdiki piyasa kitaplarını, ucuz kelime oyunlarını, post-moderniz deyip devrik cümlelerden başka bir şey yapamamayı kastetmiyorum. oysa ki az kelime ile daha kapsamlı ifadeler elde etmenin şimdi kullandığımız dil ile çok zor olduğunu ve yeni yeni türkçe diye uydurduğumuz kelimeleri de düşünürsek istemeden dilimizi katlettiğimizi düşünüyorum. herkes şöyle bir düşünse günde kaç kelime kullanıyorum diye herhalde 200-300 kelime etmiyordur bile. kelime kullanmak da farklılık olsun entelektüel gözükmek için değil tefekkür etmek için gereklidir diye düşünüyorum. çünkü yeterli kelime haznesi olmadan karşıdaki kişi ile iyi anlaşmayı geçtim yeterince düşünemiyoruz bile. çevremizde cereyan eden olayları, iş hayatımızdaki meseleleri özel hayatımızdaki meseleleri ve sorunları çözmek konusunda biraz aciz kalıyoruz. bu durumda harf devriminin etkisinin de büyük bir etkisinin olduğu bence aşikar. iyi niyetle yola çıkılmış ama düzelelim derken yamulmuşuz dil konusunda. dünyanın en büyük kütüphane yangınıdır bir nevi. ne eserler kayboldu. eski eserler daha yeni yeni transkript ediliyor ki edilse bile yine anlamıyoruz, sadeleştiği zaman da dilde biraz evvel bahsettiğim hususları kaybettiğimizi düşünüyorum. benim de genelden aşağı kalır yanım yok bir nevi kendi eksikliklerimi yazdım. bu kadar şey yazdım meramımı anlatabildim mi bilmiyorum.