bugün

sırf namaz kıldığı için alışveriş yapılmayan esnaf

evet efendim...

arkadaşlar herkese merhaba öncelikle. güzel bir sabaha uyandık, sıcacık ve tertemiz bir havayı ciğerlerimize çekiyoruz. kuşlar cıvıl cıvıl, bir başka sanki bugün. ya da ben öyle sanmıştım. tüyler ürperten bir olay geçti başımdan az önce. işte bu olay tüm günümü alt üst edeceğe benziyor. kanım çekildi, bir anda erzurum'da kartopu oynarken buldum kendimi sanki. korku dolu bir gün bizleri bekliyor belki de.

yataktan mutlu bir şekilde kalkmış, karşımda duran tayyip erdoğan posterine selamın aleyküm demiştim. valideciğim hemen kahvaltımı hazırlamış, kızarmış ekmeklerimi önüme getirmişti. hülasa, kahvaltımı ederek hayata dair tespitler yapmak, otobüs duraklarında kendilerine liseli gençleri kurban olarak seçen ateistleri, telkin yoluyla bu yaptıkları ahlaksız hareketten uzaklaştırmak için dışarı çıkmıştım.

yaşadığım mevkiiden biraz uzaklaştığımda, minicik etek giymiş kızlar, kıraathanenin önünde hulahup çeviriyorlardı. erkekler ise aymaz bir şekilde kapıya çıkmış ve sigaralarını içerek, tahrik olmaktan adeta memnun oluyorlardı. kahve sahibini uyarıp masaları içeri taşıyarak bunu engelledim. kızlar koskocamandılar yahu. fakat hala bellerinde çember çeviriyorlardı. allah allah, bu da bir kıyamet alameti olabilir. bunu pideci rahmet abiye sormalıyım diye, beynimin bir köşesine not ettim.

hava çok sıcak burada dediğim gibi. bakkala doğru yöneldim. fakat bakkala yaklaştıkça ağlama sesleri duyuyordum. bakkal içeride tabureye oturmuş, elinde ak parti rozeti ile hüngür hüngür ağlıyordu. allah allah neden ağlıyor ki diye biraz seyrederken, kendi kendine konuşmaya başladı;
yüce allahım, neden böyle birşey başımıza geliyor biz ak partili esnafın? neden sırf namaz kıldığımız, iyi ahlaklı bir insan olduğumuz için alışveriş yapılmıyor bizden. çocuklarım aç, onlara ekmek götüremiyorum, akşamları buradan çokoprens götürüyorum. onlarla doyuyor yavrucaklar dedi.
hemen toplumsal duyarlılığım ağır bastı ve içeri girdim selamın aleyküm diyerek. bir anda gözleri gülmeye başladı selamın aleyküm dediğim için. çünkü ona tek tük gelen müşteri - lan götoş bakkal, git camiye aç bakkal, ver ordan iki ekmek siktirme belanı diyorlarmış. sohbetimizin sonlarına doğru anlatmıştı bunları.
saygıdeğer bakkal kardeşim, böyle şeyler için kendini üzmeye değmez. lütfen biraz sakin ol diyerek, metanetli olmasını söyledim.

-kardeş namaz kılıyorum diye camımı çerçevemi indirdiler, çocuklarım aç, annem ve karım hasta. ne yapacağımı şaşırdım. ibadet etmek suç mu diye ağlayarak haykırmaya başladı. bir anda toplanan ateist nalbur ve diğer ateizmin pençesine düşmüş tekelciler toplanmaya başladı. bakkal efendinin taburesini alarak üstüne çıktım ve; arkadaşlar neden ibadet kötü birşey mi? neden böyle ahlaksızca davranıyorsunuz? bu insan, ak partili olması neyi değiştiriyor? bakın ateistler kötüdür, karımıza kızımıza sarkıntılık ederler, hırsızlık yaparlar onlar dedim. neden dini bütün kardeşinizi değil de, ateist ve ateizm savunucusu oldunuz dedim. birbirlerine baktılar. nalbur; kes lan düdük diyerek plastik su borularıyla beni dövmeye gelirken; tekelci - durun bir dakika diye noktayı koydu. konuşmaya, onları gerçeğe, iyi ahlaka yönelten konuşmalarıma devam ettim ve tabureden indim. tekelci gözleri yaşlı bir şekilde dükkana doğru koştu. kasa kasa biraları lağıma dökmeye başladı. diğer tekelcilerde bunu görerek aynısını gerçekleştirdiler.
işiniz bitince buraya, yani dükkana gelin dedim. herkes dükkana toplandı nalbur hariç. hadi çıkarın herkes alışveriş yapacak, kardeşinizden alışveriş yapın, hadi dedim. hepsi poşetlere bir haftalık gıdalarını doldurdu ve gitti.
bakkal; kardeş sana nasıl teşekkür etsem bilemiyorum. kristal kolanın parasını almayacağım senden dedi. ne kadar vermek istesem de. bana değil ak partiye, tayyip erdoğan'a, bakanlarımıza dua et. onlar halk kahramanı ben ise sadece onların elçisiyim belki de dedim ve gülümseyerek ayrıldım.

bir ahlaksız dramı daha ahlaki öğelerle doldurarak, ahlaksızlığı önlemiştim. kalbim müthiş bir huzurla dolarken, adımlarımı ağır ağır atarak, müslüman müslüman yürümeye devam ettim.