bugün

vedat türkali

yalancı tanıklar kahvesi'nde çizdiği muhsin karakteri ile bir dönemin psikolojik, sosyal, siyasi falan fistan yapısını yeniden kurgulamış fakat üslup açısından umduğumu bulamadığım yazar kişisi.
muhsin çoğu yerde fazlaca karikatürize edilmiş. sahip olduğu yaşam şartları ham fikir olarak kalmış her defasında; iyi işlenmemiş; sığ.
esasoğlan muhsin'e eşlik ettirilen bayan tipler birer suret olmaktan öteye geçemiyor. alelacele çizilen birkaç çizgi; hepsi bu.
yörenin ağız yapısını yansıtmak için verilen uğraş romanın akışını bir hayli bozmuş.

birşey daha; dönemin devrimci gençliği bu kadar kibar mıydı; her hitapta ismin sonunda bir -ciğim ekli; muhsinciğim, salihciğim, reyhancığım... salon ağzı bu yahu... "kaybedecek neyim var zincirlerimden başka" sloganını düstur bilenler bu kadar incelirler miydi konuşurken?