bugün

her şeyi ciddiye alan zihniyet

hep tedirgin,tetiktedir doğallayın mutsuzdur...kendi kişiliğiyle de yetiştirilme tarzıyla da alakalı olabilir ama en kötüsü ikisinin bir arada olmadısır.farkındadır durumun ciddiyetinin engelleyemez.
ilkokuldayken odamı toplayıp okula gitmek zorundaydım,geldiğimde annem önce aferin kızım der sonra bak çorapların pisse sepete atsaydın ya da battaniyenin ucu niye yerlerde der çoraplarımı kaldırır battaniyemi yeniden düzeltirdim."bak daha iyisini yapabiliyormuşsun" der "böyle daha güzel oldu değil mi" diye sorardı...evde akşam olunca güneşlikleri çekmek gibi sorumluluk(!) duygusu kazanmam için yapmam gereken şeyler vardı.evde olduğum her zaman kesinlikle kaçış yoktu bu durumdan ne annem ne babam kalkıp yapmazdı senin işin o derlerdi.zorla yaptırıldığından çekilmez gelirdi bu iş bana.büyüdükçe sorumluluklarım da arttı tabii perde çekmek gibi kolay değil herşey...annem babam da ben de denedikleri bu yöntemin işe yaramadığını görünce iki erkek kardeşimi olabildiğine serbest bıraktılar*öyle ki kendileri bile sıkıldılar benden çünkü ben de onları eleştirecek açıklarını yakalıyacak olgunluğa ulaştım,vazgeçtiler bu mükemmeliyetçilik duygusundan.onlar vazgeçti ama kulaklarımda her daim o ses vardır benim "daha iyi daha güzel olabilir"
tehlikeli oyunlarda bahsi geçentürden bir ansiklopediye ihtiyacım var benim öyle ki herşeyin bir kuralı olmalı hayatta hiç boşluk olmamalı...
sonuç mu?*