bugün

kartal gol gol gol

yok futbolcular baskı altında kalıyormuş da, yok rakip atak yaparken söyleniyormuş da vız vız cız cız.
yeter ulan.

boğaz bizim, ses bizim, stad bizim, forma bizim, 132 desibellik rekor da bizim.
isterse takım kaleden topu çıkarırken bağırırız, istersek atak yaparken.

öyle bir tezahürattır ki bu, tüm yabancı futbolcuların bir numarasıdır.
ne zaman holosko'ya sivok'a tello'ya mikrofon uzatılsa hemen başlarlar "kartal gol gol gol" diye.

sorarlar en çok hangi tezahüratı seversin diye?
kartal gol gol gol yanıtını verirler.

ama sonra kıl tüy manalarla gidip yerlilere sorarlar,
- x baba, bu kartal gol gol gol seni baskı altında bırakıyor dimi dimi söyle dimi?
- ıı evet.

yok kardeşim.
sahadaki adam 5 yaşında çocuk değil.
hava kararmadan son şutlarını çeken az sonra annesinin eve çağırma sesini duyacak çocuk değil.
öss sınavına girmiş ve bıyıkları yeni terlemiş genç delikanlı ise hiç değil.

milyon eurolara oynayan, en iyi yaptığı iş futbol olan,
30'larına merdiven dayamış koca koca adamlar.

arkanda binler haydi kartalım haydi diyor sana,
bunun baskısı var mıdır?
vardır.
amaç da zaten arkadan sahadakini iteklemektir.
senin sahadaki amacın nedir?
forman için mücadele etmek,
bizim verdiğimiz mesaj da budur.

o zaman boğazları parçalarcasına,
her zaman,
inadına,

kartal gol gol gol
kartal gol gol gol
kartal gol gol gol
kartal gooooooooooooooooooooooool...