bugün

araba çarpınca gözlerin açılması

bir yeşilçam klişesi..zaten başta hata var yeşilçam ne demek usta? bunun moru, kırmızısı falan da mı var da sen yeşili vurguluyorsun..

her neyse türk sinemasının tarihine değinirsek entry uzar konudan sapmayalım..eğer bu olay patlamaış bir filmden günümüze ulaşsa bir yere kadar ama birkaç filmde aynı senaryo tam bir kavga hışımla çıkılırken araba küt gözler açılıyor.bir de kadın gözleri açılıyor ayrıca bacak, kol neyinde kırılmıyor şans işte..

birde eğer filmlerimizin tıpa ilham kaynağı olduğunu düşünsek:

-hocam bu kadın kör sittin sene açılmamış gözleri amerikada tedavi falanda görmüş ama nafile..
+sen al şu anahtarı..
-ameliyathaneyi mi hazırlayayım hocam?
+oğlum mahmut kafan mı iyi yine senin?devlet hastanesinde ne ameliyathanesi!otoparka ininin kadınla al benim arabayı tak vites dörde arabanın farının kenarıyla bak burası önemli mahmut noktayı ayarlarsın körlük, romatizma falan hiçbirşey kalmaz tamam mı evladım?
-peki hocam duvara da savururum böbrek taşı falan da kalmaz.
+bak işi ne çabuk kaptın?

(bkz: nolamaz nörüyorum nörüyorum)