bugün

zirvede nickini telaffuz edememek

korkunç bir durumdur. çoğu yazarın nicki türkçe, onlarda pek sorun olmuyordur, kâğıt'a kağat diyen ayular var tabii ama yine de türkçe bizim anadilimiz, çiçeğimiz böceğimiz, herkes bilmeli. yerli malı yurdun malı. mesela mülayim diye nickin var, ama zamanında mulayim diye almışsın. zirvede 'meraba ben mulayim' mi diyeceksin, yoksa mülayim mi?

her neyse, uludağ sözlük 1. geleneksel kokobongo zirvesi'ndeydik... puslu bir gündü, zall bile 'belki gelebilirim ama beklemeyin, salça'nın midesi bulanıyo bi de altını değiştircem' demiş, bizi heyecanlandırmıştı. katılımın yoğun olduğu bu muhteşem zirvede tabii ki birçok altıncı nesil sarışın taş bayan ohş vardı. nickleri hiç bilinmiyordu ama önemli değildi.

cave ab homine unius libri: cahul(c), tweety77: t

c: meearaba bağyan, tanışalımmmı?
t: ay tabiikiii, ben altıncı nesil olduğumdan veriyorum hem de.
c: (anam) sizin nick ve isim neydi?
t: benim nickim tiviti yetmişyedi, ismim de verengül, boyum 1.75, kilom 50.
c: pek güzel pek güzel. benim isim cahul, nickim de kaaveab hömünü ünü kosinüs
t: efendim?
c: ee şey, kahveab hömünüs kümülüs libris
t: ???
c: havekab hömünük üterus lepriz
t: ay çok banalsaaan, ben gidiyorum, bir daha da kokobongo'ya gelmem!
c: ühühü gitme verengül, daha oyunlar oynatacaktık, sana gösterecektim!! kalbimi...
(artan ışık, arkadan gelen kutsal hristiyan müzikleri ve yalnızlık, ve bir seess)
abberline: yok la bi şey, gel sana bi bira ısmarlıyım. ağlama melis

latince nick alan kafama sıçıyım yaa.