bugün

tevbe suresi

1 - 6 * ayetleri şöyle olan suredir;

1. (Bu,) Allah ve Resûlü'nden antlaşma yaptığınız müşriklere ültimatomdur/son bir ihtardır.

2. (Ey müşrikler!) Yeryüzünde dört ay daha (rahatça) dolaşın. Ama bilin ki siz, Allah'ı aciz bırakamazsınız ve Allah mutlaka kâfirleri rezil (ve perişan) edecektir.

3. Ve (bu) hacc-ı ekber (büyük hac) gününde Allah'dan ve Resûlü'nden insanlara (şöyle) bir ilandır ki, Allah ve Resûlü, artık (Allah'a rağmen başkasını yüceltip ona bağlanmakla) müşrik olanlardan uzaktır (onlarla arada bir bağ kalmamıştır). Eğer (küfürden ve hainlikten) tevbe ederseniz, o sizin için hayırlıdır. Eğer (yine) yüz çevirirseniz, şüphesiz bilin ki siz, Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. (O'nun size mühleti, tevbe ederseniz diye lütfundandır. Resûlüm!) inkâr edenlere çok acıklı bir azabı müjdele!

4. Ancak antlaşma yaptığınız müşriklerden, size karşı (bu sözleşmeden) hiçbir şeyi eksik yapmayan ve aleyhinize hiç kimseye arka çıkmayanlar (bu hükümden) hariçtir, onlara müddetleri (bitinceye) kadar antlaşmalarını tamamlayın (iptal etmeyin). Çünkü Allah, (ahdi bozmaktan) sakınanları sever.

5. (Mühlet verilen) haram aylar(2) çıkınca, o müşrikleri (ancak antlaşmaya ihanet etmeleri, size ve dîninize saldırıda bulunmalarından dolayı bir kısmını) bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın (bir kısmını esir edin), (bir kısmını) hapsedin ve her gözetleme (ve geçit) yerinde otur(up onları bekley)in. Eğer (şirkten) tevbe ederler, namazı dosdoğru/gereğine uygun kılarlar ve zekâtı verirler (yani bunları kabul ederler)(3) ise onlara yol verin (serbest bırakın). Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. [bk. 2/190-191; 4/90-91; 9/12; 47/4; 60/8; krş. 9/11]

6. Eğer (bu) müşriklerden biri senden eman isterse, onu himaye et. Tâ ki bu sayede Allah'ın kelâmını işitip dinlesin (ve düşünsün). Sonra (eğer müslüman olmazsa) onu emniyette olacağı yere ulaştır. Çünkü onlar, (hakikati) bilmeyen bir topluluktur.
DiPNOTLAR:

1-Sûrenin başı, müşriklerin Allah ile alâkalarının kesildiğine dair bir ihtar ve açık uyarıdır. Bu sûre "besmele" ile başlamamıştır. Çünkü besmeledeki "Rahmân" ve "Rahîm" sıfatı, Allah'dan alaka kesmeye ve müşriklerle savaşınca onları öldürmeye aykırıdır. Bu yüzden yalnız "Bismillâh" demek bile caiz değildir. Öte yandan, bu sûrenin "Enfâl" sûresinin devamı olup olmadığı hakkında Ashâb-ı kirâm ihtilaf etmiştir. Nüzûlü sırasında da Hz. Peygamber besmele yazılmasını emretmemiştir. Ancak bu mahzur yalnız sûrenin başından okunurken olup, herhangi bir yerinden okunduğu zaman besmele çekilir (Beydâvî; Celâleyn; Elmalılı, III, 2242-2243). Hicretin dokuzuncu yılı 'hac emîri' olarak Hz. Ebû Bekir gönderilmişti. Bu sûre inince Allah Resûlü, Allah'ın emirlerini hacda bulunanlara tebliğ için Hz. Ali'yi gönderdi. Sûre bir ültimatom mahiyetinde olup kısaca müşriklerin Allah ile alakasının kesildiğini, bundan sonra Kâbe'ye yaklaştırılmayacaklarını, dört ay içinde islâm'a girmedikleri takdirde ya öldürüleceklerini veya ülkeyi terk edeceklerini bildiriyordu. Hz. Ali, Hz. Ebû Bekir'in hutbesinden sonra bayramın birinci günü ayağa kalkarak, sûrenin başından 30-40 âyet okuyup tebliğ etti. [bk. Râzî, XI, 398-402]

2-Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Receb'den oluşan haram aylar, hürmet edilen aylar olup, bu aylarda savaş yapılması haramdır.

3-Mukâtil, s. 48.