bugün

umut sarıkaya

gecekondu mahallesinde doğup büyümüş, anadolu'dan gelen yoksul bi ailenin evladı olmayı anlatıyor. bu yüzdendir; tespitlerini her okuyucu anlayamıyor. diyalogları uzun ve kolektif anlamlar içeriyor. umut sarıkaya'nın anlatmak istediğini anlamak için gerçekten o hayatı yaşamanız gerekiyor. kendisi fark etmeden türk karikatüristliğinde yeni bir yol açmıştır. genelde kısa, kelime oyunu barındıran ve finalde kahkaha attıran karikatürler okuduk hep. umut sarıkaya karikatürleri kahkaha attırmıyor. ağızda pelesenk olup, günlük hayata intikal ediyor. mesela 'çakmağına sahip çıkanlar' karikatüründeki gibi. (yaktıysan alayım abi...) kahkaha attırmıyor, tebessüm ettiriyor. sonra onlarca kez daha aynı karikatüre dönüyorsunuz. benzer durum 'gibi' dizisi için de geçerli. çok fazla kahkaha attırmıyor ama ileri seviyede mizah içeriyor.