bugün

turk insaninin siyasete bakis acisi

hali hazırda takım tutmaktan farklı değildir.

klasik girişi yapalım : biri çıkar her bok için "höt laiklik" der, ötekisi "demokrat" kesilir başımıza. üçünün de işi gücü, "bu hafta diğer parti(ler)e ne tür bir zorluk çıkarabilirim"den öteye gitmiyor. muhalefet; açlıktan, fakirlikten gözü kapanmış; kömürle, buğdayla oy sözü alınan milletin gözlerini açacağına ergenekon denen ne idüğü belirsiz şeyin avukatı kesilir, ekranda vekilleriyle düello yapar; iktidar, ergenekondu, kılıçdaroğlu'ydu, seçimdi derken gündem değiştirip zamları, vergileri, imf anlaşmalarını arkadan arkadan sığdırıverir. "ikisi de aynı bokun laciverti" demek çok hafif kalıyor bu durumda.

tıpkısının aynısı işte.

ama bizim milletimiz, an itibariyle "tayyip'ten dürüstü mü var", "cumhuriyetimiz tehlikede!"den öte açılım yapamaz halde. düello adı altında ülke siyasetinin onurunu ayaklar altına alan ikilileri heyecanla dinler, "nasıl çaktı bizimkisi" muhabbeti çevirir oldu kahvehanelerde. yer altından çıkan silahlar, bilmem nerede toplanıp falanca karşıtı slogan atanlar derken geleceği kendinden saklanan, yarınından bihaber bir millet olduk.

benim bakış açım da yüzeysel belki bu konuda, ancak bunları dile getirmeye yetiyor kapasitem. ama bir genç olarak endişeleniyorum işte.

bu kadar mı duyarsızlaştık ülkenin geleceğine ?