bugün

ted bundy

Eğitimli bir insanın ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteren seri katildir. kötü bir çocukluk geçirmiştir. yaşadığı anne ve sevdiği kadın travmasından sonra insan psikolojisini anlamak için psikoloji okumuştur. aynı zamanda hukuk fakültesi mezunudur. resmi kayıtlara göre 30'dan fazla kadını öldürmüştür.

bir konuşmasında şöyle diyor:
"fark ettim ki tüm ahlaki yargılar aslında değer yargıları, tüm değer yargıları da sübjektif. hiçbirinin doğru veya yanlış olduğu ispatlanamaz. hatta bir yerde amerikan başyargıcının amerikan anayasasının kolektif değer yargılarından başka bir şey olmadığını yazdığını okumuştum. başyargıcın fark edemediği bir şeyin farkına vardım. eğer bir değer yargısının rasyonelliği sıfırsa onu milyonlarla çarpmak daha rasyonel hale getirmiyor. o sebeple ki yasalara uymak için kimsenin bir sebebi yok. hele benim gibi zincirlerinden kurtulmuş güçlü ve cesur bir karakterin hiç yok. sonra fark ettim ki tamamen özgür olmak için tamamen sınır tanımayan biri olman lazım. özgürlüğümün karşısındaki en büyük engel işte bu başkaları tarafından üretilen ve bana dayatılan saçma değer yargıların uyma zorunluluğumdu. kendime sordum, kim bu başkaları. insan haklarına sahip başka insanlar mı? peki neden bir insan hayvanını öldürmek başka bir hayvanı öldürmekten daha yanlış olsun ki? ha insan ha domuz ha koyun... senin hayatın senin için, bir domuzun kendisi için olan hayatından daha fazlasını mı ifade ediyor? neden kendim alabileceğim daha fazla hazdan bir başkası için fedakarlık edeyim ki? niye böyle bir zorunlulukta bulunayım? bu bilim çağında tanrı ya da doğa bazı hazları ahlaklı veya iyi diye haftaladı bazılarını da ahlaksız veya kötü diye. gelelim özete güzel bayan. jambon yemekten alacağım haz ile şu an sana tecavüz edip öldürmekten alacağım haz arasında hiçbir fark yok. vicdanlı ve dürüst sorgulamam ve eğitimim beni bu sonuca vardırdı."

bugüne kadar izlediğim seri katiller belgeselinde, hayatım boyunca en çok etkilendiğim adamdır ted.