bugün

antik cag insanlarinin uydurma kapasitesi

uydurma dediğiniz şeyler öyle bir günde olan ortaya atılan şeyler değil. binlerce yılık bir sürecin birikimi neticesinde ortaya çıkan şeyler. Zaten bilim bugün ki seviyesinde değil, bilemedikleri, mantıkla açıklayamadıkları birçok şey var. üstüne üstlük bugün bizim kolaylıkla açıklayabildiğimiz lakin o zamanlar mucize gibi gelen olaylar da üstüne binince ortaya böyle masallar çıkıyor.

achilles diye bir adam çıkıyor mesela, harika bir savaşçı, savaş meydanlarını kasıp kavuruyor ama bir türlü öldüremiyor düşmanları. yavaş yavaş söylenceler çıkmaya başlıyor tabi achilles ölümsüz, yok ona tanrıların eli değdi, yok babası da zaten yarı tanrıydı vs vs gibi.

sonra bu tür hikayeler kulaktan kulağa anlatılıyor ve daha çok insan buna ortak oldukça hikaye daha da zenginleşiyor.

ilkokulda öğretmenlerin sınıfta oynattığı kulaktan kulağa oyununu düşünün mesela, öğretmenin ilk çocuğun kulağına söylediği kelime 40. çocuğa geldiğinde nasıl başka bir şeye dönüşüyor. bu işlerde bunun gibi.

ya da daha yakın bir tarihe gidelim; meryem isminde bir kız evlilik dışı ilişkisinden hamile kalıyor ama içinde bulunduğu toplum böyle bir şeyi kaldırabilecek bir toplum değil, çevresindekiler farketse bu durumu recm edilecek. o da ne yapıyor canını kurtarmak için tanrının meleği geldi beni hamile bıraktı diye anlatıyor. Hem canını kurtarıyor hemde çevresindekiler tarafından kendisine bir kutsallık atfediliyor. daha fazla uzatmayacağım çünkü bu hikayenin devamını biliyorsunuz.

yani demem o ki; insanlar her zaman doğaüstü şeylere inanmaya, fantaziye meyilli ve meraklıdır.