bugün

özgürlük nedir sorunsalı

Özgürlüğü en çok kısıtlayan düşünce alışkanlıkları arasında değişime karşı direnç göstermek, kişinin sahip olduğu mevcut düşüncenin en üstün olduğunu sanması, gurur, problemlerden kaçma, iftira ve hata yapma korkusudur. Bir şifacının özellikle bunlardan arınması önemlidir çünkü bunlar toplumda yaygın problemler olduğundan dolayı, şifacılık sırasında girilen empatik alanda şiddetli bir şekilde zuhur edebilmektedir. Bu şifacının o an aklının karışmasına ve/ya sezgilerini yanlış yorumlamasına sebep olabilir.

Ayrıca özgürlüğü benötesi bağlamlarda ulusal ve küresel seviyelerde de düşünmeliyiz. Çevremize ve evrene olan hizmetimizi paylaşımlı olarak gerektiği ölçüde bilgi ve yeteneğimiz doğrultusunda yaptığımız takdirde mevcut problemlerin azalacağı görülebilir. Problemlerin arttığı bir alanda bunun sağlanmadığı toplumsal bilinçte yozlaşma, istikrarsızlık, denetimsizlik ve ifade edilemeyen problemler gibi olgularda görülebilir. Bu durumlarda vicdanı açık bir kişi çevresine ve topluma elinden geleni sağlamadığı zaman vicdanen sıkıntıya düşebilir.

Problemlerin ifade edilemediği ortamların oluşması özgürlük önünde büyük bir engeldir. Hissedilen sıkıntıların en azından kağıda dökülmesi de kişinin içinden evham ve karışıklığı kaldırabiliyor. Ancak problemlerin yaşandığı kişiyle doğrudan iletişim yoluyla çözülmesi ile de problemler ortadan kalkabiliyor. Bu açıdan yüzleşmelerin problemleri çözümlemek kadar özgürlük için de atılması gereken adımlar olduğu anlaşılabilir. Çözüm odaklı yaklaşımlar içsel ve dışsal problemlerin sayısını azaltarak genele yaygın bir özgürleşme getirir. Problemlerin çözümü mücadele ve atılganlık gerektirir. Dirayet ve sebat de burada önemli unsurlardır. Çözüm sürecinde sıkıntı ve gerilimin varlığı olsa bile çözümle huzur ve dinginlik gelir. Problemlere çözüm gelmeyen bir ortamda ortaya konulan katma değerler çok çabuk kaybolabilir ve yozlaşabilirler.