bugün

avrupa dan 90 bin ton buğday almak

parayla buğday alacağına, tarıma elverişli devlet arazilerini, üretim amaçlı köylüye ver işlesin üretsin, sonra ondan araziyi geri alırken ürettiği mahsülü de türk para birimiyle satın al, ne hayvan gibi nakliye masrafı ödersin yurtdışından getirmediğin için, ne de kur farkından gol yersin. işleyen çiftçi de kazanmış olur, sen de kazanmış olursun.

ama bizimkilerin beynini kuşa taksan kuş ters uçacağı için bunu üreticinin canına okuyarak çözmeye çalışıyorlar. buğday üreten türk, ithal buğdayla rekabete girmek zorunda bırakılsın ki, köylü, geçinemeyip, üretimi bıraksın.
üretimi mecburen bırakan köylü, şehre göç edip, başka iş alanlarında şansını denemeye zorlansın ki şehirlerimizdeki gecekondu sayısında artış olsun, sonra biz bunları yıkıp toki iş yapıyomuş gibi gösterip oradan da bizim bokumuz çikolata diyebilelim.

bu, yaptıkları işlerin, herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabilmesi için basit bir örnek yalnızca, icra ettikleri her iş için daha da ciddi şekillerde örneklendirilebilir.

gerçek çözüm üretmek yerine, geçiştirdiğimiz ve geleceği değil, günü kurtarmaya çalıştığımız sürece, türkiye her alanda ve her anlamda geriye gitmeye devam edecek ne yazık ki.
güncel Önemli Başlıklar