bugün

günün sözü

bir söz değil, bütünü belki ama 5 sene önce yazmışım, paylaşmak istedim. bu arada; gerçekten benim oldu da *

ve rüyamda seni buluyorum.
ellerin, kırışık parmakların ve yanağındaki çukurla sensin işte.
yanımda oturuyor, bana bakıyorsun.
birden içimden gelen dayanılmaz isteğe karşı koyamayarak öpüyorum seni.
karşı koymuyor, karşılık veriyorsun üstelik.
dudaklarının tadını bile hissediyorum hala.
sonra birden uyanıyorum çünkü rüyada dahi olsa ruhum bu heyecanı, bu kusursuz duyguyu kaldırabilecek kadar yürekli değil.
heyecanla kalkıyorum yatağımdan, sana dair bir şeyler arıyorum etrafta.
yıldızlar aynı yerinde, ay parlıyor yine, deniz karşımda tüm sükunetiyle uzanıyor, ağaçlar, dağlar yine aynı hareketsizliğiyle duruyorlar karşımda ama sen yoksun.
hayatımda olduğun gerçeği bir nebze de olsa rahatlatıyor beni, teselli veriyor amma ve lakin ben daha fazlasını istiyorum ve istediğim şeyi düşündükçe daha fazlasından öte en fazlasının da bu olduğuna kanaat getiriyorum.
seni istiyorum..!
hani bir şeyle ilgili isteğine sebep bulamamana rağmen ta içinde bir yerlerde senin olacağına dair kesin bir his olur ya bazen.
işte tam da o duygu ağrıyor göğüs kafesimde, uykularımı engelliyor, düşkapanı oluyor adeta..
sanki çok geç kalmış gibi davrandığım seni kazanma mücadelemde, insanlığın varoluş zamanını da inceleyerek yavaşlama kararı alıyor, bu evrende bir toz olduğumu farkederek akışına bırakıyorum artık her şeyi.
şimdi kararın ne olursa olsun, ister al beni hayatına ister bırak bir anı olarak kalayım; gecelerim yalnız geçsin, bir başıma uykusuz kalayım geri kalanında ömrümün; şundan eminim ki sen benimsin.
aşkından ölmeyecek, sen olmadan da yaşamaya devam edeceğim ama bunların hiçbiri benim olduğun gerçeğini değiştirmeyecek. ya benimle benim olacaksın ya da bensiz..