bugün

çocukken yapılan şerefsizlikler

ilkokul 6. sınıfa gidiyorum ve internet kafelerde beşşüzlük açtırıp 2 3 saat oynayabildiğimiz zamanlar. hafta sonu dedemden 5 ya da 10 lira tam hatırlamıyorum bir harçlık almışım ve pazartesi okula gidicem ama kaçmak için. genelde derslere hep geç kalırdım minimum 5 dakka bazen 10 bazen 1 2 ders. uykum fena ağırdı hala da öyle. ama o sabah erkenden çıktım evden. erkenden gidip okulun kapısından milleti ayartıcam. çünkü içeri girdikten sonra sıkıntı oluyordu göt kadar boyumuzla duvardan atlamak.

neyse gittim okula bekliyorum kapıda millet gelsin de ikna ediyim internete gidelim herkese benden beşşüzlük falan diyim hunharca oyun oynayalım, google'a ayıplı videolar yazalım falan. 4 arkadaşı ayarttım dedim hesapta benden. gittik kafeye açtırdık masaları takılıyoruz. ben ne bileyim annemin okula hocalarla görüşmeye geleceğini. kadın geliyor okula bakıyor ben yokum. bizle kaçmaya ikna edemediğim arkadaşlardan biri söylüyor sağ olsun onlar kaçtı diye. neyse diyor annem ben gelsin sorarım ona falan gidiyor eve. sorarım dediğine de bakmayın pammık gibidir en fazla niye kaçtın oğlum bak üzme bizi falan diye nasihat eder. canım anam <3.

derken saatler geçiyor okullar dağılıyor ben hala yokum annem endişeleniyor arıyor babamı, babama diyor oğlan yok çarşıda şurada bir kafe varmış git bak. sağ olsun babama da söylemiyor kaçtığımı kızmasın diye. babam geliyor bakıyor orada yokum. aslında varım ama yokum. babamın geldiğini camdan görüp tuvalete kaçmıştım çünkü. çıkıyor geliyor okula belki orada top falan oynuyorumdur diye bakıyor orada da yokum. soruyor oradakilere beni, onlar da diyor o bugün gelmedi okula hatta annesi de geldi bulamadı falan. çıkıyor geliyor mahalleye orada da yokum. adam bir yandan endişe bir yandan sinir fellik fellik beni arıyor derken o sinirle de eve giriyor. tabi ben de bu arada köpek gibi koşuyorum eve babamdan önce gidip tepkiyi bir nebzede olsa azaltmak için.

geldim mahalleye kan ter içinde sordum arkadaşlara babamı gördünüz mü diye. biri diyor sen sıçtın biri diyor aklına tüküreyim niye kaçtın biri diyor kaçıyon beni niye çağırmıyon. dedim senin ben derdini silkeyim. o hınçla girdim apartmana bindim asansöre bastım 7 ye. eve giricem ama sıçtım yani bu net bildiğin dar ağacına gidiyorum babam ağzıma tükürecek kabullendim artık bunu. derken indim asansörden, döndüm sola geldim bizim kapının önüne, dayadım kulağımı kapıya. babam bağırıyor işte niye kaçtığını söylemedin gittiği kafe de yoktu ya kaçırdılarsa niye erkenden haber etmedin falan. benim yüzümden annem azar işitiyordu artık dayanamazdım annemi kurtarmalıydım kara murat benim edasıyla. bağcıklarımı çözdüm ayakkabılarımı çıkardım bastım zile. o anda aklıma hem annemi hem beni bu işten kurtaracak bir şerefsizlik geldi. küçükken başımdan çok kaza bela geçmişti; balkondan düştüm, çöp kamyonu çarptı, elimde maytap patladı kafamı mermerin sivri yerine vurdum, vücudumda dikişsiz bölge yoktu o yaşımda. o sıralar da kansızlık vardı vücutta. kansızlık derken şerefsizlik bakımından değil, bildiğin az kan vardı dolaşım sistemimde. ama tabi bakınca az kansız da değilmişim. bu kansızlık sonucu başımda dönme oluyordu doktora falan götürmüşlerdi işte pekmez yesin diyerek yollamıştı doktor da bizi. bu arada vaktim azalıyordu babamın ayak seslerini duymaya başlamıştım kapının açılmasına maksimum 3-4 saniye vardı. derken kapıya kafayı bir gömdüm var ya sınıf kavgalarında bu kafayı atsam okulda namım yürür gider, okulun reisliğini andımızı okumadan önce okul müdürü bayrak töreninde bana teslim ederlerdi.

babam açtı kapıyı baktı bana 1.50 yatıyorum yerde. hemen kaldırdı sarıldı:

- oğlum ne oldu bir şeyin var mı?
+başım çok açıyoooo :,(((((

okuldan mı kaçmışım, kayıp mı olmuşum? öyle doktorun ben amk çocuğa ilaç bile yazmamış ya yolda bayılıp düşseymişim *
güncel Önemli Başlıklar