bugün

yeşilçam ın gerçekleştiremedikleri

iş bulma hadisesi:

yeşilçamda şarkıcı türkücü camiasının birbirine bağlanmış kliplerden oluşan filmlerinin çekilmeye başladığı dönemde, aslında türkiyede büyük buhran vardır. amelelik dahi değerli bir meslek olmuştur, mezarcılıktan voliyi vuranlar mevcuttur. kabristanlara mafyalar çökmüştür. kaçakçılık gırla, tombalacılar, malbuş var kent varcılar, kan satıcıları, pezevenkler, sidiğinden para kazanmaya çalışanlar... ama bunları türk izleyicisi nereye kadar kafasına takacaktı ki! bir süre sonra sahibinin sesi veya grundig marka pikaplar gramofonlardan orhan gencebaylar, ferdi tayfurlar, ibrahim tatlısesler, gökhan güneyin arapça şarkıları yayılır sokaklara.. daha sonra bir mahmut tuncer ekolü gelişir. sonra da acı çeken çocuk arketipi olarak emrah ve ceylan saçılır her tarafa. tabi türk sinema endüstrisi de kıl kökünden vita yağı çıkarma hassasına uygun olarak bu şarkıcı türkücülere filmler çekmeye başlar. tabi biz ses ve sanat bakımından bok atmıyoruz bu değerli insanlara. haddimize de değil. hepsi bi tarafa orhan baba bir tarafa. gelelim sadede.

türkücü insana sorar botanlı apo, markiz gazinosu sahibi deli fahri, yahut herhangi bir yardım sever vatandaş:

- hey delikanlı! ne iş yaparsın sen?
+ sesim güzeldir abi(yere bak, utan, ümitsizliğe kapıl)
- tam sana göre bir işim var.

bir meslek midir sesin güzel olması? mantıken çöktüm yere.
güncel Önemli Başlıklar