bugün

cemal süreya nın tırt bir şair olması

Bugün kü omurgasız tatlı su solcusu yada liboş dediğimiz kitlenin o günkü temsilcisi gibidir cemal süreyya!

Tunceli'de maraba olarak ömrü tükenecekken yada şeyh sait ve terörist örgütünün çıkardığı ayaklanmalarda katlettiği binlerce insandan biri olacakken devlet tarafından isyana katılmayan bir çok aile gibi bölgeden uzaklaştırılarak daha güvenli bölgeye yerleştirilmiştir!

O günlerde Türkler istanbul, Ankara nerede bilmezken, Yaşadıkları yerlere okul, hastane vs. hiç bir şey yokken ve bunlar daha yeni yeni yapılmaya başlanmışken bizim Cemal istanbul'un göbeğinde, Beyoğlu gibi bir yerde her tür eğitim ve yaşam imkanına kavuşmuştur! Bu sayede de "Allah yürü ya kulum" geyiği gibi bizim Cemal o lise senin o üniversite benim aristokrat sınıfına hızlı adımlarla yükselmiştir!

Maliye Bakanlığı'nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığında kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu iktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yapmıştır!

Yani maraba olarak tüketeceği ömrü, onu Tunceli'den (Dersim) çıkaran Cumhuriyet sayesinde devlet makamlarında üst düzey yönetici, şair, entelektüel haline gelmiştir fakat genede memnun edilememiştir!

Bir nevi zamanın Yılmaz Erdoğan'ı gibidir. 200 Bin euroluk Audi Q7 jeep ile gezer, Beşiktaş'ın ortasında milyon dolarlık bina sahibi olur, Bebekte vs. milyon dolarlık mekanlarda yaşar ama ağzını açtığı anda başlar "Dövlet Bize bahmii" demagojisine!

Sözde bu gibi eleştirilerle kürtlerin hakkını savunmaktadır ama o 200 Bin Euro'luk arabayla Bebek sahilinde dolanırken, kürt diğer yanda günde 1 dilim ekmek, 1 ayrana 18 saat pamuk toplar, koyun tamı gibi yerde yatar. Bizim Yılmaz'ın arabasının sigortası orada bir köy baka bilecekken 1 TL bağışlamaz!