bugün

küçükken telaşlar daha güzeldi

büyüdükçe daha iyi anlaşılan durumdur.

haftada bir gelen bir milyoncu arabasını yakalama telaşı vardı bizim mahalledeki çocuklarda. akşam ezanından önce evde olamazsam telaşı , arife günü bayramlıkları giymek için bayram sabahını beklerken ki telaş , babam acaba yaramazlık yaptım diye kızar mı telaşı vardı. sobanın üstündeki kestanelerin sofra bezi üzerine döküldüğünde bitmeden yeme telaşı vardı.

şimdi bakıyorum da telaşlar , büyüdükçe daha bunaltıcı olmuş. ayı nasıl geçiriceğiz telaşı , faturalar yüksek gelir mi telaşı , okulu bitirme , iş bulma telaşı vs. bunlar sıkıcı be arkadaş. çocukken mutluyduk biz. bunlar elde olmayan nedenler biraz da. bide komik telaşlar var. '' dizim kaçacak tüh. '' diye de telaş eden var.