bugün
- narin güran18
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı102
- eve çağıran erko22
- anın görüntüsü33
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur16
- metin arolat31
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- bana aşık yazarlar15
- gocu silik yesin kampanyası15
- doritoslu çiğ köfte16
- sözlük erkeklerinin mesleği ve maaşı23
- evlenmelik sözlük erkekleri18
- çok güzel ama aptal hatun25
- hiç fuhuş yaptınız mı15
- idrarda sürekli köpüklere rastlamak14
- gelen sığınmacılara karşı çıkmayan islamcılar20
- iremga'nın bana totoş demesi18
Taha Akyol'un 15.10.2007 tarihli milliyet gazetesinde yayınlanan köşe yazısı üzerine yazılmıştır.
Yazarımız, genel olarak sözde Ermeni soykırım yasa tasarısından ve terör örgütü PKK'dan bahsetmiş geçmişe dönerek de çeşitli örnekler vermiş. Diğer bir yandan da Türkiye'nin güçlenmesini istemiyorlar; şeklinde yorumda bulunanlara cevaplar vermiş, Türkiye güçlenirse ticari faaliyetlerimiz artar gibi düşünceleri de yazmış; ancak Türkiye'nin güçlenmesini istedikleri konusunda yanılmaktadır. Eğer yabancılar bizim güçlenmemizi istese türlü türlü sözde soykırım örneklerni gündeme getirirlermiydi? Bunların hepsi diplomasi savaşı değil de nedir?
Yine yazısında sakin olmamızı ve öfkelenmeden teröre ve sözde soykırım yasalarıyla mücadele etmemiz gerektiğini söylemektedir. Peki nereye kadar sakin olmalıyız? Başbakanımız Erdoğan'da sürekli her gelişmenin ardından aynı söylemleri tekrarlamaktadır lakin değişen bir şey yoktur üstüne üstlük biz sakin kaldıkça diğer devletler ve yasadışı örgütler faaliyetlerini hızlandırmaktadır. Hatta sessiz kalmamıza Amerika bile şaşırmaktadır öyle ki: Amerika Irak'a yolladığı lojistik desteğin %95 lik kısmını Türkiye üzerinden yollamaktaydı,Amerika sözde soykırım yasasının meclisten geçmesinden sonra yaptırım uygulayacağımızdan korktu ve yeni yollar aramaya başladı ancak bizde hiçbir gelişme yok sadece "sakin olmalıyız" cümleleriyle avutuluyoruz üstüne üstlük yazarımızın da belirttiği üzere öfkelenmemeli, hırslanmamalıymışız. Yani elin Amerika'sı bile sözde soykırım tasarısının meclislerinden geçmesi üzerine bizden bir yaptırım beklerlerken, bize hala "sakin olmalıyız" öğütlerinde bulunuluyor.
Osmanlı'nın son 300 yılının akıllı diploması oyunlarıyla geçtiğini yazmış, evet o yüzden topraklarımızın 2/3 nü kaybettik.
Yani görülüyor ki ne zaman "sakin olalım,savaşa gerek yok" çağrısı yapılmışsa işte o zaman toprak kayıpları ve ödün vermeler başlamış. Ne zaman akıllı bir savaşcıl politika izlemiş ve dik durmuşsak o zaman istediklerimizi gerçekleştirmişiz. Tarih tekerrürden ibaret olduğuna göre tarihin tekerrür etmesini beklemeliyiz daha doğrusu tekerrür etmesini sağlamalıyız.
Yazarımız, genel olarak sözde Ermeni soykırım yasa tasarısından ve terör örgütü PKK'dan bahsetmiş geçmişe dönerek de çeşitli örnekler vermiş. Diğer bir yandan da Türkiye'nin güçlenmesini istemiyorlar; şeklinde yorumda bulunanlara cevaplar vermiş, Türkiye güçlenirse ticari faaliyetlerimiz artar gibi düşünceleri de yazmış; ancak Türkiye'nin güçlenmesini istedikleri konusunda yanılmaktadır. Eğer yabancılar bizim güçlenmemizi istese türlü türlü sözde soykırım örneklerni gündeme getirirlermiydi? Bunların hepsi diplomasi savaşı değil de nedir?
Yine yazısında sakin olmamızı ve öfkelenmeden teröre ve sözde soykırım yasalarıyla mücadele etmemiz gerektiğini söylemektedir. Peki nereye kadar sakin olmalıyız? Başbakanımız Erdoğan'da sürekli her gelişmenin ardından aynı söylemleri tekrarlamaktadır lakin değişen bir şey yoktur üstüne üstlük biz sakin kaldıkça diğer devletler ve yasadışı örgütler faaliyetlerini hızlandırmaktadır. Hatta sessiz kalmamıza Amerika bile şaşırmaktadır öyle ki: Amerika Irak'a yolladığı lojistik desteğin %95 lik kısmını Türkiye üzerinden yollamaktaydı,Amerika sözde soykırım yasasının meclisten geçmesinden sonra yaptırım uygulayacağımızdan korktu ve yeni yollar aramaya başladı ancak bizde hiçbir gelişme yok sadece "sakin olmalıyız" cümleleriyle avutuluyoruz üstüne üstlük yazarımızın da belirttiği üzere öfkelenmemeli, hırslanmamalıymışız. Yani elin Amerika'sı bile sözde soykırım tasarısının meclislerinden geçmesi üzerine bizden bir yaptırım beklerlerken, bize hala "sakin olmalıyız" öğütlerinde bulunuluyor.
Osmanlı'nın son 300 yılının akıllı diploması oyunlarıyla geçtiğini yazmış, evet o yüzden topraklarımızın 2/3 nü kaybettik.
Yani görülüyor ki ne zaman "sakin olalım,savaşa gerek yok" çağrısı yapılmışsa işte o zaman toprak kayıpları ve ödün vermeler başlamış. Ne zaman akıllı bir savaşcıl politika izlemiş ve dik durmuşsak o zaman istediklerimizi gerçekleştirmişiz. Tarih tekerrürden ibaret olduğuna göre tarihin tekerrür etmesini beklemeliyiz daha doğrusu tekerrür etmesini sağlamalıyız.
güncel Önemli Başlıklar