bugün

şule gürbüz

sevgili şule ;

bu sabah lucio battisti'nin io vorrei non vorrei ma se vuoi adlı şarkısını dinlerken birden aklıma geldin. italyanca bilir misin? ben de bilmiyorum. ama şarkının manasının ''istiyorum, istemiyorum, eğer sen istersen'' olduğunu biliyorum. bir şarkının namesini söze dökmek kolay değil. daha doğrusu ben bu iş için edebi açıdan kifayetsiz sayılırım ama tarife cüret edecek olursam dalgaların bir sahile vuruşu gibi geri çekiliyor, kabarıyor, yükselip kıyıya vuruyor ve tekrar ric'at ediyor. aşağı yukarı hayatımız gibi birşey. resimlerine, daha doğrusu senin suretinin suretine baktığımda bu şarkıdaki dinginlik halini andıran bir ifade görüyorum. kendini herkesten ve her şeyden geriye çekmişsin. onların, yani hür iradenle hayatına dahil ettiğin sayılı kişilerden gayrısının seni incitmesinden mi korkuyorsun ? belki dünyana onları ortak ettiğinde senin soylu gördüğün şeyleri anlamayacaklarından, ona gereken değeri vermeyeceklerinden endişelisin. seni de eteğinden tutup yanlarına çekmelerinden korkuyorsun. ya da bunlardan hiç biri değil. sadece dilediğin gibi yaşama özgürlüğünün tadını çıkartmak isteyen egoist birisisin.

şimdi dünyana girmeden, sen beni farketmeden uzaktan izlemedeyim. tek başına atölyede tıkırtıların arasında bitirmek için kendine mühlet koyduğun o saatin parçalarını yerine monte ederken, dudağının büküldüğü anı zihnime kaydettim. öğle vakti biraz geçmiş ve sen hala gün doğduktan kısa bir süre sonra yaptığın hafif kahvaltıyla duruyorsun. acaba çilekeşler, acıktıklarını duyumsarlar mı ? sonra vakit ikindiye doğru eğilip, sırtında kadınlara has o ağrıyı hissettiğinde etrafına şöyle kaçamak bir bakışla bakıp göz gezdiriyorsun. ne tuhaf ! her yanın saat dolu ama sen saatin kaç olduğunu merak edip de bakmadın. insan kendinin şuurunda ise hayatını saatlik hesaplara göre pay etmesine ne gerek var ? sen kendinlesin ve o çalıştığın süre içinde, özünle ne muhavereler yaptın. şimdi kaşımda o kadar gerçeksin ki yalan makinesi fotoğraf bile bakışlarındaki hüznü gizleyemiyor. hep bir şeyler arar gibi uzaklardasın veya gelmeyecek bir şeyin, birisinin umutsuzluğunda. ama nedense çok azı objektife doğru ve en az gerçekçi olanlar objektife baktığın kareler.

bu sabah o şarkıyı dinlerken seni hayal ettim. senin kadar güzel ifadelerle olmasa da bir şarkının ilhamıyla seni birleştirerek kafamda bir şule yaratıp, kaleme döktüm. benim orada olmamı bilmeni bile istemem, öyle saatlerce seni senleyken izlemek daha güzel olur. işte bu yalandı. beni farketmeni istemesem niye orada olayım ki? sonra sen birden farkıma var. ben en aptal halimle yakalanayım. yanakların önce biraz pembeleşsin ve tebessümünle tatar gözlerin biraz daha kısılsın. utanma sırası bana geçsin. bu gülümsemeye karşı koymak ne de zor. ben burada ne mi arıyorum? bir insan. acaba aradığım siz misiniz?
güncel Önemli Başlıklar