bugün
- gideon reid morgan jj46
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi11
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- güzel kadınların problemli olması19
- erkeklerin hiç iltifat almaması13
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler23
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları13
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- özgür özel16
- ups boobss nickli yazar29
- hoşlanılan kıza bayramda mesaj atmak10
- yazarların başarılı olduğu dersler10
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
- kitap okuyan erkek11
- anın görüntüsü17
- ismeti yazar yapan moderatör8
- memati192317
- 14 haziran 2024 almanya iskoçya maçı19
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler21
- 5 milyon tl verseler fatih ürekle sevişir misiniz17
- jose mourinho9
- erkekte en seksi göz rengi hangisidir sorunsalı15
- moda iskelesi8
- yurtdışı çıkış harcı8
- iğneye iplik geçiremeyenlerin ioçk'yı eleştirmesi11
- insan olmaya ceyrek kala13
- hasan can kaya13
- herkes fakirse neden avmler dolu9
- kitapçıya gidip dakikalarca vakit geçiren dallama9
- kürt kızlarının namuslu olduğu gerçeği12
- turk kizlarinin rus kizlardan daha guzel olmasi15
- kızlar kilolu erkeklerle seksten zevk alırmı30
- istanbul da yaşayan yazarlara soru10
- bazen ekmek arası salça yiyorum9
- hasan can kaya'nın gözaltına alınması9
- arap milliyetçiliği9
- yetkili yapsanız da yeter11
- epeydir sozluge fotomu atmamis olmam9
- özge özacar'ın memeleri11
- zall'ın yapacağı sözlüğe sokayım sorunsalı10
- tüm sözlük kölemdir20
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- tayyip erdoğan gazilik ünvanını nereden aldı12
- travesti ile evlenmenin avantajları10
sevgili şule ;
bu sabah lucio battisti'nin io vorrei non vorrei ma se vuoi adlı şarkısını dinlerken birden aklıma geldin. italyanca bilir misin? ben de bilmiyorum. ama şarkının manasının ''istiyorum, istemiyorum, eğer sen istersen'' olduğunu biliyorum. bir şarkının namesini söze dökmek kolay değil. daha doğrusu ben bu iş için edebi açıdan kifayetsiz sayılırım ama tarife cüret edecek olursam dalgaların bir sahile vuruşu gibi geri çekiliyor, kabarıyor, yükselip kıyıya vuruyor ve tekrar ric'at ediyor. aşağı yukarı hayatımız gibi birşey. resimlerine, daha doğrusu senin suretinin suretine baktığımda bu şarkıdaki dinginlik halini andıran bir ifade görüyorum. kendini herkesten ve her şeyden geriye çekmişsin. onların, yani hür iradenle hayatına dahil ettiğin sayılı kişilerden gayrısının seni incitmesinden mi korkuyorsun ? belki dünyana onları ortak ettiğinde senin soylu gördüğün şeyleri anlamayacaklarından, ona gereken değeri vermeyeceklerinden endişelisin. seni de eteğinden tutup yanlarına çekmelerinden korkuyorsun. ya da bunlardan hiç biri değil. sadece dilediğin gibi yaşama özgürlüğünün tadını çıkartmak isteyen egoist birisisin.
şimdi dünyana girmeden, sen beni farketmeden uzaktan izlemedeyim. tek başına atölyede tıkırtıların arasında bitirmek için kendine mühlet koyduğun o saatin parçalarını yerine monte ederken, dudağının büküldüğü anı zihnime kaydettim. öğle vakti biraz geçmiş ve sen hala gün doğduktan kısa bir süre sonra yaptığın hafif kahvaltıyla duruyorsun. acaba çilekeşler, acıktıklarını duyumsarlar mı ? sonra vakit ikindiye doğru eğilip, sırtında kadınlara has o ağrıyı hissettiğinde etrafına şöyle kaçamak bir bakışla bakıp göz gezdiriyorsun. ne tuhaf ! her yanın saat dolu ama sen saatin kaç olduğunu merak edip de bakmadın. insan kendinin şuurunda ise hayatını saatlik hesaplara göre pay etmesine ne gerek var ? sen kendinlesin ve o çalıştığın süre içinde, özünle ne muhavereler yaptın. şimdi kaşımda o kadar gerçeksin ki yalan makinesi fotoğraf bile bakışlarındaki hüznü gizleyemiyor. hep bir şeyler arar gibi uzaklardasın veya gelmeyecek bir şeyin, birisinin umutsuzluğunda. ama nedense çok azı objektife doğru ve en az gerçekçi olanlar objektife baktığın kareler.
bu sabah o şarkıyı dinlerken seni hayal ettim. senin kadar güzel ifadelerle olmasa da bir şarkının ilhamıyla seni birleştirerek kafamda bir şule yaratıp, kaleme döktüm. benim orada olmamı bilmeni bile istemem, öyle saatlerce seni senleyken izlemek daha güzel olur. işte bu yalandı. beni farketmeni istemesem niye orada olayım ki? sonra sen birden farkıma var. ben en aptal halimle yakalanayım. yanakların önce biraz pembeleşsin ve tebessümünle tatar gözlerin biraz daha kısılsın. utanma sırası bana geçsin. bu gülümsemeye karşı koymak ne de zor. ben burada ne mi arıyorum? bir insan. acaba aradığım siz misiniz?
bu sabah lucio battisti'nin io vorrei non vorrei ma se vuoi adlı şarkısını dinlerken birden aklıma geldin. italyanca bilir misin? ben de bilmiyorum. ama şarkının manasının ''istiyorum, istemiyorum, eğer sen istersen'' olduğunu biliyorum. bir şarkının namesini söze dökmek kolay değil. daha doğrusu ben bu iş için edebi açıdan kifayetsiz sayılırım ama tarife cüret edecek olursam dalgaların bir sahile vuruşu gibi geri çekiliyor, kabarıyor, yükselip kıyıya vuruyor ve tekrar ric'at ediyor. aşağı yukarı hayatımız gibi birşey. resimlerine, daha doğrusu senin suretinin suretine baktığımda bu şarkıdaki dinginlik halini andıran bir ifade görüyorum. kendini herkesten ve her şeyden geriye çekmişsin. onların, yani hür iradenle hayatına dahil ettiğin sayılı kişilerden gayrısının seni incitmesinden mi korkuyorsun ? belki dünyana onları ortak ettiğinde senin soylu gördüğün şeyleri anlamayacaklarından, ona gereken değeri vermeyeceklerinden endişelisin. seni de eteğinden tutup yanlarına çekmelerinden korkuyorsun. ya da bunlardan hiç biri değil. sadece dilediğin gibi yaşama özgürlüğünün tadını çıkartmak isteyen egoist birisisin.
şimdi dünyana girmeden, sen beni farketmeden uzaktan izlemedeyim. tek başına atölyede tıkırtıların arasında bitirmek için kendine mühlet koyduğun o saatin parçalarını yerine monte ederken, dudağının büküldüğü anı zihnime kaydettim. öğle vakti biraz geçmiş ve sen hala gün doğduktan kısa bir süre sonra yaptığın hafif kahvaltıyla duruyorsun. acaba çilekeşler, acıktıklarını duyumsarlar mı ? sonra vakit ikindiye doğru eğilip, sırtında kadınlara has o ağrıyı hissettiğinde etrafına şöyle kaçamak bir bakışla bakıp göz gezdiriyorsun. ne tuhaf ! her yanın saat dolu ama sen saatin kaç olduğunu merak edip de bakmadın. insan kendinin şuurunda ise hayatını saatlik hesaplara göre pay etmesine ne gerek var ? sen kendinlesin ve o çalıştığın süre içinde, özünle ne muhavereler yaptın. şimdi kaşımda o kadar gerçeksin ki yalan makinesi fotoğraf bile bakışlarındaki hüznü gizleyemiyor. hep bir şeyler arar gibi uzaklardasın veya gelmeyecek bir şeyin, birisinin umutsuzluğunda. ama nedense çok azı objektife doğru ve en az gerçekçi olanlar objektife baktığın kareler.
bu sabah o şarkıyı dinlerken seni hayal ettim. senin kadar güzel ifadelerle olmasa da bir şarkının ilhamıyla seni birleştirerek kafamda bir şule yaratıp, kaleme döktüm. benim orada olmamı bilmeni bile istemem, öyle saatlerce seni senleyken izlemek daha güzel olur. işte bu yalandı. beni farketmeni istemesem niye orada olayım ki? sonra sen birden farkıma var. ben en aptal halimle yakalanayım. yanakların önce biraz pembeleşsin ve tebessümünle tatar gözlerin biraz daha kısılsın. utanma sırası bana geçsin. bu gülümsemeye karşı koymak ne de zor. ben burada ne mi arıyorum? bir insan. acaba aradığım siz misiniz?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar