bugün

sözlük yazarlarının aşk hikayeleri

Part 2
Ben üniversiteye başladım o sıra. Hazırlığa soktular. Okula lise stili gidiyorum. Hazırlıkta hala zil çalıyor. Öyle bir ortam var. Hergün evime dönüp, bilgisayarıma oturup, antrenman yapmak istiyorum. Arada antrenmanlarım oluyor hala. "O" birkaç oyuna giriyor. Genelde bana soruluyor takım seçme işleri. Bende onu hep karşıya atıyorum. Çünkü bir oyun en az 1 saat sürüyor ve yenilmek bu stres yuvası oyunda çok sinir bozucu bir durum. Bunu birkaç defa yaptım. En son "O" "Y"ye yazıyor. "Beni neden sürekli karşı takıma atıyor?" O da bana yetiştiriyor tabi. Açıklıyorum durumu, "Mikrofon kullanmıyor, oyunuma düşmanlarımı davet ediyor, birde ukalalık yapıp karşıya beni yenmek için geçiyor." diyorum. Haklıyım o aralar, birde ergenlik atarı var. Her şeyi de bi ben biliyorum.

Ben böyle yazınca direk bana yazmaya başlıyor. "Bilmiyordum aranızın iyi olmadığını, ayrıca ben karşıya öylesine geçtim" falan diye gidiyor. Peki diyor, affediyorum. Çünkü o aralar "I am a merciful God" havalarındayım. Bu noktadan sonra muhabbetimiz başladı. En başlarda sıradan muhabbetler oldu bunlar. Kaç yıl geçti üzerinden, ama şimdi bile "O" o sıralar benim sevgilim olduğumu bilmez. Bende öyle iki kızı aynı anda idare edeyim tiplerinden hiç olmadım. Bu yüzden konuşmalarımda hiç o taraflara gitmiyorum. Ancak gel zaman git zaman, kızın Gamer olması, kendini saklaması, nerede ne konuşacağını bilmesi gibi özellikleri beni etkilemeye başlamadı desem yalan olur. Sürekli konuşma ihtiyacı duyuyorum onunla. Ama çok bariz bir şekilde, o da bu isteği duyuyor. Yazmazsam trip atacak noktaya kadar geliyor bir zaman sonra durum.

Efendiliğimden hiç taviz vermeden devam ediyorum konuşmaya. Ancak artık her oyunuma gelen, ben senle girmezsem oynamam, bugün kaçta kalktın hesapları soran bir "O" var. Ben biraz uzak tutuyorum kendimi, malum kız arkadaşın gururuyla oynanılmaz. Ancak genel geçer bir kural olan kaçan kovalanır sürekli devreye giriyor. Daha fazla üstelemeye çalışıyor. O günlerde o anki kız arkadaşımla aramda bir sorun oluyor, ilişki bitirilecek türde birşey değil aslında, ama ben bitiriyorum. Çünkü aklım kayıyor artık. Sevgilinin mesajını değilde onun "Online Status"'unu kontrol edesim var artık. Birgün "Hadi ben çıkıyorum" diyor bana. "Nereye?" diye soruyorum doğal olarak. "Staja" diyor.

Ne stajı lan? Üniversiteyi mi bitiriyor bu kız diye düşünüyorum. "Kaç yaşındasın sen?" diye soruyorum. Daha önce niye sormadım bilmeyerek. "24" diyor. 24? 18'im lan ben. 24 ne? Nasıl bir sayı bu? Meğer Üniversiteyi değil, Yüksek Lisansı bitiriyormuş. Yavaş arkadaş diye düşünüyorum, aynı şekilde yazıyorum da. "24? Yavaş." "Niye" diyor şaşkın bir tavırla. "Sen kaçsın ki?" Şimdi sevgili sözlük, benim gereğinden fazla, bana 10 yaş katan bir ses tonum var. Bu kızda beni kendi yaşlarında, hatta yüksek ihtimalle kendisinden büyük, işinde gücünde bir adam sanmış. Ne iş gücü arkadaşım? Nesquik içiyorum ben hergün... "18" diyorum. "Ciddi değilsin" diyor. Yapacak birşey yok, sesim böyle yani. Enteresanmış demekle yetiniyor. Sonra da staja gidiyor zaten. Ben ise elimde 6 yaş farkı neymiş arkadaş hesabımla kalıyorum tabi.
güncel Önemli Başlıklar