bugün

zor meslekler arasına öğretmenliği sıkıştırmak

bir mühendisin tasarladığı makine bina yada dalı her neyse, inşa olduğunda eserinin güzelliğine bakıp mutlu olur ve bunu bir pekiştireç olarak kullanabilir yada eseri hatalıysa hata yaptığı yeri düzeltebilir. bir doktor hastasını tedavi edip onu ayaga kaldırdığında mutlu olur yada yanlış bir tedavi uyguladıysa bundan hemen vazgeçip doğrusunu uygular. hemen hemen bütün mesleklerde böyledir. kısa zamanda emeğinin "içsel" karşılığını alırsın. ancak öğretmenlikte böyle değildir. bir öğretmeninin eseri öğrencisidir. misal, bir ilkokul öğretmeninin eseri olan bir öğrencinin üzerinde uyguladığı eğitim öğretim tekniklerinin mükemmel mi yoksa hatalı mı olduğunu ancak öğrencisi üniversiteden mezun olup bir iş sahibi olduğunda görebilir. bu takriben 17 sene demektir. anlıyormusunuz? koskoca 17 sene... öğretmenlik mesleğinin zorluğu ya da kutsallığı sadece sınıfta ayakta durup dengesiz aileler tarafından büyütülmüş çocuklarla uğraşmaya indirgenemez. bir doktor eserinin sonucunu 1 saat ile 1 ay arasında değişen bir süreyle görebiliyorken, bir mühendis eserinin sonucunu 1 gün ile 1 hafta arasında görebiliyorken öğretmende bu süre en az 17 senedir. öğrencinin üniversiteyi geç kazanması yada geç iş sahibi olmasıyla bu süre 20 seneyi aşabiliyor. aman ben kime laf anlatıyorum.. zaten aklı başında insanlar olsa buradaki yazarlar, bunları düşünürler.