bugün

türkiye de meclisin en büyük güç olduğunu sanmak

bizim gibi batı dışı ülkelerin batı tarzında dönüştürülmesinin (kültürel, sosyal, ekonomik, dini vs) ve vergilerimizin belli kişilere aktarılmasının (bkz: koç) aracısı olmuş olan bürokrasilerin, ak parti 3 dönem seçilse bile, hala en büyük güç olduğunu bilmeyenlerin yanılsamasıdır.

bizim gibi ülkelerde demokrasicilik oynanır: meclis belli yasalar çıkarır, bu yasalar bürokrasinin belli kriterlerine uyuyorsa sorun yoktur, fakat eğer uymuyorsa bu yasalar;
1) ya mahkemeler tarafından iptal edilir (bkz: 411 oyla alınan kararın mahkemece iptali),
2) ya farklı bürokratik yollarla işlevsiz hale getirilir.

eğer bunda da başarılı olunamazsa
1) ya ergenekon tarzı yapılanmaları devreye sokarak belli işler yapılır (bkz: turgut özal ın ölümü),
2) ya da doğrudan darbe yaparak sistemi yeniden kontrol altına alınır.

fakat ne olursa olsun kurulu düzene bir şey olmaz. halk kaç defa da istediğini seçip meclise soksa, yine de ülkenin gidişi halkın değil büyük güç sahiplerinin istediği yönde olacaktır. bu gidiş de batı'nın işine geldiği için her türlü yardımı yapacaklardır (bkz: bizim çocuklar başardı).

yukarıda yazılı olan bilgilerin geçerliliği cumhuriyet'ten bile önce başlamış, fakat hep aynı seyirde devam etmemiştir. II. abdulhamid (tahttan indirildi), adnan menderes (asıldı), turgut özal (zehirlendi) ve tayyip erdoğan (belli kimselerde evinin ve kullandığı yolun krokisi bulundu. zırh delici silahlar tespit edildi) dönemlerinde bürokrasinin gücü nispeten azalmış, fakat hala etkisini yitirmemiştir. bunun sebepleri ise:
1) halkın hala %25 oranında, statükoya sahip çıkan partiye oy vermesi
2) batı'nın gizli açık desteği
3) sistemin baştan çok sağlam bir şekilde kurulması
4) sistemin köklü olması (en az 250 yıllık bir geçmişi var).

kurtuluş yok mudur? vardır elbet. bu senin ellerinde. sen kendini düzeltirsen allah da seni düzeltecektir.
güncel Önemli Başlıklar