bugün

sözde atatürkçüler

Cuma günü istiklal Marşı'nı okumakla uğraşmamak, bayrak törenine kalmamak için 5. dersin teneffüsünde kaçıyorlardı, bugün "olmasaydın olmazdık"lar, Atatürk'lü profiller falan... ha bir de yaşlı bir komşumuz vardı. Kırışık dudaklarına üçüncü sınıf kırmızı ruju dayayınca kendini çok fazla Atatürkçü zanneder, oğlunu daha iyi bir eğitim alsın, orada da kalsın çalışsın evlensin daha rahat bir hayat kursun diye Amerikalara okumaya gönderirdi... sonra bir de okul kitaplarım vardı, "1881'de Selanik'de doğdu, 1938'de öldü. annesinin adı Zübeyde Hanım, babasının adı Ali Rıza Efendi. işte kardeşi Makbule'yle bir gün dayısının bahçesinde karga kovalarken marga movalarken" diye körpecik beyinlerimizle maytap geçer gibi Atatürk sevgisi(!) aşılayan... akabinde, bir gün öğrenci değişim programıyla yurt dışına giden arkadaşımın, * Avrupalılar milli kahramanları hakkında esip gürlerken, kendisinin bu okul kitabı bilgiler dışında, "Milli Kahramanımız" üzerine tek kelam laf edemediğini, ezilip büzüldüğünü ama ısrarla O'nun "izinde" olduğunu iddia edebildiğini acı bir tebessümle seyredişim, böyle manidar günlerde...

Sen artık, taşın altına elini koymak istemeyenler için yüce bir kaçış noktasısın, bizlere bıraktığın bu coğrafyada Atam... çok tembelleştik kemiklerini sızlatmaktan. içmekten, keyif çatmaktan başka bir şey yapmayan, "Atatürk'te içerdi", dini kendi çıkarına kullanan "Atatürk'te dindardı", Fenerbahçeli, "Atatürk'te fenerbahçeliydi", Galatasaraylı,"Atatürk'te galatasaraylıydı" der oldu... ancak işler yolunda gitmeyince seni anar, sana şikayet eder olduk. tıpkı komşunun oğlundan dayak yeyip salya sümük eve gelerek anasına şikayet eden korkak çocuklar gibi. evet korkak bir çocuk gibi! savaşla, akılla, birlikle, stratejiyle, zekâyla, dehâyla kurduğun bu vatanı, babası öldükten sonra miras kavgasına düşmüş hayırsız evlatlar gibi böldük, lime lime ettik, en sonunda da birbirimizle kanlı bıçaklı olduk. Atam izindeyiz... ama Yıllık izindeyiz... biz, senin kutsiyet bahşettiğin, Başöğretmenliğini yaptığın için değil, tatili çok diye seçtik öğretmenlik mesleğini bile... Ha yolunda gitmeyen şeyler de yok değil. Ama onları da elimize yüzümüze bulaştırmamız yakındır...

Biz burda çok uyuyoruz, sen de orda rahat uyu Ata'm. Ruhun şâd olsun...