bugün

mehmet tezkan

vakit kaybı.

vatan gazetesi, genel müdürlük.. vs bırakalım bu geçmiş görevleri. işin özüne bakalım. her gazeteci, bulundugu görevler, oturduğu koltuklar değişse bile konuları ele alış biçimi hariç kaleminden değişen birşey olmaz, aynı tarzda yazımı sürer.

devamlı köşe yazarlarını takip eden bir okuyucu için aradaki fark turnusol kağıdı gibidir. akıcılığı, anlatımı fark yaratır.

kaç defadır yazısını okuyorum. lakin olmuyor arkadaş. içeriği boş, havanda su dövmekten farkı yok. bilgi almak niyetiyle okumaya başlayan yazıdan kafa boş ve dagılmış olarak ayrılıyorsunuz.

alın bir örnek daha;
8 ağustos 2012 tarihli KANDiL KAMPI NASIL KURULDU? yazısından beklediğiniz, kampın tarihçesini anlatmasını beklersiniz değil mi? hayır efendim, yılmaz özdil tarzı köşeyazısını benimseyen yazar sadece şu vurucu cümleye dikkat çekiyor:

"Kandil terör tesisleri varlığını 1 Mart tezkeresinin reddine borçludur!!"

bitti.

aslında aba altından sopa gösteriyor redçilere. amerikanvari bir hava estirerek. oldu olacak yazının sonuna ben amerikan düşüncesindeyim, amerikanın dediklerini yapmazsanız götünüzü keserim dese yeridir.
güncel Önemli Başlıklar