bugün

sevgilinin alınan hediyeyi beğenmemesi

Sürekli sevgililer gününde, bana hediye alınmış, şımartılmıştım. Ben de almalıydım. O zamanlar daha mini mini, ufacık tefecik bir lise öğrencisiydim.

Sevgilimi, o sevgililer gününde mutlu etmekti amacım. Şimdiki gibi nerde? ;
-Anne, baba, para verin, hediye alacağım.
cümlesini kuramazdık biz.

Başladım harçlıklardan biriktirmeye. Sevgililer gününe kadar, çok param olacaktı, çok güzel bir hediye alacaktım. Hep araba isterdi ya, alacaktım, kumandalı, kırmızı spor bir araba.
Araba dediysek, kumandalı olduğuna göre, oyuncak olduğunu da anlamışsınızdır.

Neyse, tam 3 hafta biriktirdim o hediye parasını. Son haftalığımı da katınca, çok param olmuştu. Tuttum oyuncakçının yolunu, girdim içeri;
-Şu araba ne kadar?
-.....( Çok pahalı.)
-Peki şu?
-......( Çok pahalı. )
En sonunda, alttan düğmeli, düğmesini çevirdiğinizde ışıklı, ileri geri giden kırmızı bir araba buldum. Ve aldım...

Kumandalı değildi ama, kırmızıydı işte, spordu, kesin beğenirdi...

Paketlettim, o mutlu gün geldi, bir heyecanla tutuşturdum eline. Açtı heyecanla, gözlerinin ışığı sönmüş gibiydi;
-Ama bu kumandalı değil ki.
dedi, demesiyle arabayı kafasına yemesi bir oldu!

işte sevgilinin, alınan hediyeyi beğenmemesi böyle bir öküzlüktür!

O sevgilim bir yerlerden okuyorsa yazdıklarımı, çok pişmanım eski sevgili..

Ben nasıl oldu da? O arabayı yutturmadım sana..

Gözlerinden ışık saça saça, ileri geri, müzikli araba kıvamında seni görmek, ne güzel bir hediye olurdu benim için...

Böyle boktan bir andan sonra, her hediyeyi beğendim ben, hatta alınmayan hediyeleri bile beğendim.

-Yazık, emek var, yediğinden içtiğinden kısmış almış,
veya;
Parası olsaydı, kesin alırdı.

cümleleriyle, her hediyeyi beğendim.

Yeri geldi bir öpücük, yeri geldi bir cümle, yeri geldi pahalı bir eşya...

Ne farkederdi?

Aklındaydı işte, biz sevgiliydik.