bugün

atatürk ün diktatör olması

atatürk'ün tek adam (diktatörlük) döneminin diktatörlük olmadığını iddia edenler, dönemin koşullarını gerekçe göstererek "şartlar çok partili düzene el vermiyordu" diyorlar. Yine aynı şekilde "önce milletin eğitilmesi gerekiyordu" bahanesine sarılıyorlar.

atatürk'ün "şartlar oluşunca" çok partili düzene ve demokrasiye geçmek istediğini doğru kabul etsek bile (bence doğrudur), "şartlar oluşuncaya" kadar yaptığının adı diktatörlüktür. üstelik ne onun sağlığında ne de ölümünden sonra 1946 yılına kadar bu şartlar bir türlü oluşmamış, devlet tek parti diktatörlüğü ile yönetilmiştir. 1946 yılında da şartlar oluştuğu için değil, sovyetler tehtidinden korunanacak batı limanına sığınmanın ön koşulu olduğu için çok partili düzene geçildiği gerçeği, fazla geçmeden 1960 darbesinde kabak gibi ortaya çıkmıştır.

peki neymiş bu bir türlü oluşmayan ve darbelerle, muhtıralarla sürekli balans ayarı verilen şartlar?

1923-1946 yılları arasında anadolu halkı, serbest seçimlere giden 1689 yılının ingiliz halkından ya da 1787 nin amerikalısından daha mı geriydi? ya da Osmanlı döneminde 1908 den sonra yirmiden fazla siyasi parti kurulmasına izin veren şartlar sonra nasıl yok oldu?

atatürk'ün diktatörlük koltuğuna mahkum olması "oluşmayan şartlar"dan kaynaklanmıyor, söz konusu o şartların, oluşması mümkün olmayan hayaller üzerine kurulmasından kaynaklanıyor. neydi bu hayaller manzumesi?

dini, atatürk'ün tanımladığı çerçevede bir çeşit hobby olarak yaşayan, ezanı türkçe isteyen, camide sandalye üzerinde namaz kılan, türban giymeyen, batılı olmak adına şapka giyen, kokteyl partilerinde dans eden, türkü gibi "ilkel" müzik yerine radyoda klasik batı müziği dinleyen, kürt olmaktan vazgeçip "ne mutlu türküm" diyen, alevi olduğu halde tekkelerinden, hacı bektaş veli dergahından vazgeçen kesme şekeri gibi eşitlenmiş bireylerden oluşan "eğitilmiş" bir millet.

atatürk'ün ve takipcisi CHP iktidarının neden diktatörlüğü seçtiği, şartların neden oluşmadığı ve bin darbe daha yapılsa dahi asla oluşmayacağı açık değil mi?