bugün

konuşamamak

konuşamamak, isteyip de, istemeden;

iste istediğin kadar konuşamazsın bazen.
kelimeler yük olur, beynin müsta'fi hecelerde.
dudakların aralanır, yıllarca kalakalmış.
hasret kavurur gibidir sese.
hadi der yüreğin, ezber mısraları okur gibidir.
sen firari aşık konuşamazsın.
dört duvarda sıkışmış gibi bedenin, istesen de konuşamazsın.
çok gariptir o zamanlar, istanbulun orta yeri sinema.
mavi lacivert bulutlarda salıncaktır zaman,
sallanırsın istemeden, konuşmadan.
mehtap mı dersin, o kadar oldu mu zaman konuşmadan.
seyredersin istanbulu, mahşeri kalabalıklarda,
kaybolmuş serçe ürkekliği dudakların,
istesen de konuşamazsın.
konuşamazsın ne öğle ne akşam,
sanki yağmur sağanağı yüreğinde sözcükler,
sanki sanki donmuş baharın çiçekleri,
meyveye durmaz, konuşamazsın.
hissetmez yüreğin la sesini,
bak dersin, bak sonbahar rüzgarlarına çınarın yapraklarıyla sevişen,
bak moon light, duy serenat,
kavalyesiz adımların sek sek sokaklarda,
konuşamazsın.
ip atlıyorsun sanki, bir iki üç,
konuşamazsın,
sanki son seyahat,
sanki son veda elinde çanta,
konuşamazsın.
hayalin de bir resim,
ona bile diyemezsin,
hani var ya tıkanmış nefesin,
son söyleyemediğin.
işte, konuşamadan.