bugün

fındık toplamak

akrabalarla veya yanınızda tıngır mıngır çalan bi radyoyla güzel olan olay.

yürümeye ilk başladığımız yerlerdendir fındık bahçeleri.
ağustos ayının tamamını alıp götürür;
toplamadan önce yapılan bahçe temizlikleri, günlerce süren fındık toplama işi.

kolay gibi görünür ilk bakışta.
fındık sepetleri bile duramazken insanların durmasının beklendiği dik bahçeler ve kalın fındık dallarıyla harmanlanınca fındık toplamak; intihara sürükler kişiyi yağan yağmurlarla.

örümceklerle, çekirgelerle, yılanlarla eş dost akraba oluverirsiniz.
yılan gördü mü her bi adımı iki metre olmak sureti ile ayakları birbirine dolanarak kaçan kişiler bile alışır artık onların varlığına. yok ayağının yanından geçmiş, yok yerdeki fındığı alırken eline değmiş. vız gelir hepsi.

ama fındık toplamakla bütünleşen bir olay vardır ki o da bitmek bilmeyen yağmurlar.
fındığın kuruması için gereken 4-5 günlük bi güneşe hasret kalır ekmek teknesi fındık olan bünyeler.

sabah 6 bilemedin 7de iş başı yapıp, bitmek bilmeyen bi enerciyle o daldan o dala atlayan uşakları durduran tek şey kararan havadır. onun haricinde bıraksalar mütemadiyen toplarlar ha bu fındığı.

bu yıl ise; bayram nedeniyle geç başlanmış olay, hadise, vaka, felaket adı her neyse.
geç başlandığı için doğal olarak eylül yağmurları da başladı.
sabahın 5inde bahçenin yolu tutuldu.
bahçelerde ceylan, karaca * benzeri hayvanlarla bile karşılaşıldı.

her yıl olduğu gibi; fındığın 8-9 lira olacağı söylentileriyle daha bi gazla toplandı fındıklar.

allah yardımcısı olsun tüm fındıkçıların.
zira; bu yıl hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor.