bugün

2 eylül 2011 türkiye litvanya basketbol maçı

ilk üç periyotta maçı forseleyen türk milli takımının soluğunun kazanmaya yetmediği maç. genel olarak keyifli bir maç olsa da sonuç istediğimiz gibi olmadı maalesef. bunda üçüncü periyodun son 3-4 dakikasıyla son periyotta içeriden oynamayıp dışarıya kaçmamızın etkisi oldu. ömer aşık ısrarla kullanılmalıydı pota altında. gene hidayet'in sorumluluk almaması, seyirci ve saha avantajını litvanya'nın iyi kullanması ve son dakikalardaki bir iki minimal hata iyi oynamamıza rağmen maçı koparamayışımıza neden oldu.
basketbolda maç içi dikiş tutmuş bir pivotu yakalamışken kullanmamanın ağır bedeli olabiliyor. ömer gibi ersan'ın olumlu skor katkısı dikkate değerdi.
turnuvanın iyi hava yakalama kalibresiyle doğru orantı içerdiğini düşündüğümüzde kaybedilmiş maç mühim bir dezavantaj. fakat gözümden kaçmayan daha önemli bir olgu var. orhun ene'nin maçın sonlarında 1-2 sayı geriye düştüğümüzde uleen bu maçı kaybedeceğiz bakışını yakalamam minimal de olsa bir hayalkırıklığı yarattı bende. halbuki o bakıştan sonra bile kaç kere maç bize geldi gitti. yönetmen olumsuz motivasyon yaparsa oyuncu zaten yapar diyerek, yenilmemize rağmen oynanan oyundan memnun kaldığımı tekrar ifadeleyeyim.
güncel Önemli Başlıklar