bugün

erkekler de ağlar

içtiğiniz su, yaşadığınız çevre kadar doğal olan bu.
bakarsınız o'na;
ifadesiz şekilde bakar önce bakar bakar.
ne yapıcağını kestiremezsiniz, bağırıcak mı çekip gidicek mi isyan mı edicek bir fikir yoktur aklınızda.
kaşlarını çatar an an gözlerindeki yaş seviyesinin arttığına şahit olursunuz.
siz yutkunup izlerken; o dudaklarını büzer.
o fotoğraf kalır aklınızda beyninize hapsedersiniz.
bu sırada yüzü buruşur çok sevdiğiniz babanızın, sevgilinizin, abinizin.
yaşlarını akıtırlar, siz o sırada bakarsınız sadece bakarsınız.
masabaşında otururlar, yürürler, siz'e isyan ederler, o'na isyan ederler, geçmişlerini silmeye çalışırlar, elektronik cihazlarına bakarlar, beyaz kağıtlarına bakarlar, meyhane'de masasına oturttukları kadına bakarlar; heybetli görünürken yaşlarını içine akıtırlar ve her defasında kendi şehirlerinde, kendi masalarında, kendi kütüphanelerinde, kendi yataklarında, kendi meyhanelerinde saklamaya çalıştıkları duygusallıklarını bırakırlar. her bırakışlarında görürsünüz duygularını haykıramayan küçücük çocuklarınızı.
ve sırrınız sizinle kalır.
(bkz: erkekler de ağlar)