bugün

deniz yusuf hüseyin

devrım sehıtlerı.
dar agacında uc fıdan .

düşünceler bile göz altındaydı.
her kitap sakıncalı,her öğrenci şüpheliydi.sol anahtarı bile yasaklıydı,notaların altında bir halt karıştırmasınlar diye.
dünyadaki en ucuz ve en ağır emekçiler bizdeydi.maden işçileri,dokumacı işçiler.....

sömürüye karşı özgürlüğün savaşçısı olmak,deniz gezmiş gibilerine nasip olmuştu.onu yalnız bırakmak da işçilere nasip oldu.

deniz gezmiş,sofradaki yeri öküzlerden sonra gelen kadınlarımız için vardı.
analar,babalar,çocuklar için vardı.
sırtında işçiliğin yeşil parkası,saçlarında rüzgarın deli hırkası.
ölümden birkaç kez terhis olmuş bir hayat askeri.
ayakları zincirliyken başı göklerdeydi de,güneşi zaptedecek yürek bile vardı onda.
aydınlık düşlerini,karanlık gerçeklerin yerine koyamadı.
doyamadı gençliğinin hayrına bile...

şimdi futbolu din bellemiş gençliğin,deniz gezmiş'i anlamasına imkan yok
dün deniz gezmiş'i yolda bırakan işçilerin,işçi düşmanlarına oy vermesinin bir açıklaması varsa da kendilerine kalsın.
onlar televizyon dizilerindeki soytarıları kahraman belleyerek,duvarlarını süslesinler.

haramileri,hayali ihracatçıları ve insanları otel odalarında diri diri yakanları bile özel kanunlarla koruyanlar deniz gezmiş ve arkadaşlarını astılar.
zor büyüttüğümüz insanlarımızın kolay öldürülmesine izin verdik.
tıpkı,bugünkü ihanet palazlanmasına izin verdiğimiz gibi.
tıpkı ''muteber ailelere'' geçit verdiğimiz gibi.

''demokrasilerde rejim sadece halkın korumasındadır'' deyip,birbirlerini koruyan politika dünyasında,nice masum insanı bizler astırdık.
darağaçlarında asılan o fidanların yaşamalarına izin verilseydi,onlar da bizim çocuklarımızın harika ders kitapları olurdu.
ama ne yazık ki,darağaçlari meyve vermiyor!!!