bugün

dostluklarin son kullanma tarihi

ilginç bir kavram aslında, inceden paradoks. Çoktan seçmeli bi sorunsal herşeyden evvel. Bir kere bir çıkar çatışmasına girmeden dost olup olunamayacağı kesinlikle anlaşılamaz, kaldı ki girilse dahi sözkonusu ihtilaf hangi taraf için daha çok önem taşıyor bunu anlamak gerekir bu sefer de. Vazgeçen taraf gene dost sayılamaz. Hani bazı dönemeçler vardır temelde ikili aslense çoğul ilişkilerin ortak kullanım alanlarında, şahsi menfaatlerin çakıştığı bir noktada -ki diyelim ki bu ikisi içinde aynı değeri taşısa-velev ki x'lerden biri feragat edebiliyorsa kendi rızasıyla, gene diyemeyiz bir dostluk vardır diye bu iki bünye arasında. Olsa olsa bir taraf diğerine daha çok değer ithaf ediyodur, kaldı ki tek taraflı dostluk da olmaz zaten. Velev ki ikisinin birden haklarından feragat etmesi hani zahiren 'işte budur' dedirtse de insana, bu sefer de batından bir bencillik göz kırpar ikisini de eşit mesafade. Gene hayır maalesef. Yani gerçek dostluk diye bir şey yoktur kanaatimce , pratize edilmesi imkansız bir ütopyadan ibarettir. Olsa olsa sağlam bir arkadaşlık, daha fazlası değil...