bugün

entry'ler (99)

4 saatlik uykunun bir insana yettiği gerçeği

az uyuduğum zaman daha bi enerjik oluyorum hatta. böbreküstü bezlerimden olsa gerek.

alternatif bar isimleri

barbar. bence yanına dolu bi bardak bira sembolü de koyulsa güzel olur. acaba böyle bi yer var mı? merak ettim.

sözlük yazarlarının en sevdiği kahve çeşidi

nescafe gold. yaşasın çözülebilir kahvelerin onurlu mücadelesi!

düşüncesi bile güzel olan şeyler

güzel bi pazar sabahında, sevdiklerinle yapılan kahvaltı.

hoşlanılan sözlük kızını açık oylamak

taktik maktik yok bam bam bam!

izmir otobüste sevgilileri videoya alan adam

hani herkesin dini kendineydi? hani din özgürlük diniydi? kendisi hayatı boyunca sevgi ve sevilmek ne demek bilmediği için mi, yoksa hayatı boyunca biriyle el ele kol kola yürüyemediği için mi bu nefret?

sözlük yazarlarının itirafları

bilmediğimi sandığın şeyle düşündüğüm şey aslında aynı * *

kadınlar memeli hayvandır

değişik ve ilginç bi açıklamadır. şu şekilde devam edebilir; biz memeli hayvansak e abicim siz de hayvanoğlu hayvansınız?

küçükken sanılan şeyler

ufakken allahın bildiği tek dili türkçe sanıyordum. sadece türkçe konuşulanları anlıyo diye düşünüyodum. bir gün anneme yabancıları nasıl anlıyo allah baba? diye sormuştum. çocukluk güzel çocukluk masum.

banyoya girmeye üşenmek

girdin mi çıkmak istememek le ölümüne kapışır.

mario gomez

sonra niye bu kadar içersin diye sorarlar... içerim işte dünya güzeli...
görsel

baba

öncelikle başlığı ne olarak açmalıyım diye düşündüm. bundan yaklaşık yarım saat önce şu süperbabalı video geldi karşıma tekrar. en son izlediğimde altı kere arka arkaya izleyip kendime eziyet edip üzülmüştüm. bugün yine karşıma çıktı ve izlemeden yapamadım. arkadaşlar ileride benden iyi bir anne olur mu bilmiyorum ama keşke baba olabilseydim. troll amaçlı söylemiyorum kesinlikle. bir kız çocuğum olsun ve ben bir baba olayım. çocuğumun süper kahramanı olayım onun her an yanında olup onu güldüreyim, bi derdi olduğunda yanında olacak ilk kişi ben olayım istiyorum. evet anneler kutsal, bizi karnında taşır, emzirir doyurur ve bize dünyanın en güzel duygularını, başta şefkati, öğretir. ama bu zamana kadar ben nedense belki insanoğlu biraz nankör olduğundandır bilinmez, babamı hep farklı gördüm. annemden ihtiyacım olduğunda annem para bitti demeye hiç çekinmedim ama babamdan belki yoktur diye istemekte hep zorladım. annem belki aradığında normal karşılayıp heycanlanmıyorum ama babam aradığında bi seviniyordum. ama ben babam tarafından hep enayi yerine konuldum sözlük. ondan para isteyemiyorum diye bana hep kızım durumum kötü gibi şeyler söyleyip acındırıyordu. bundan iki ay önce ne olduğunu anlamadan babama karşı nefretle uyandım. ve aradığında açmıyorum para istemiyorum halini hatrını sormuyorum. zaten ben aramadan sormadan aramazdı da. ben bu insanın, bu lanet insanın aksine gerçekten iyi bi baba olmak istiyorum. evet imkansız, ama keşke çocuklarına bağlı, eşine sadık, ailesi için her şeyini feda edebilecek bir baba olabilseydim. olabilseydim de içimdeki eksikliği başkasının kalbini doldurarak geçirebilseydim. bazen keşke ölü olsaydı diyorum. en azından bi beklentim olmazdı yaşamıyo bi şey yapamazdı diyorum. ama böyle olunca yaşadığı halde çocuğu, çocukları için bir şey yapmadığını gördükçe üzülüyorum. yirmi yaşındayım ve beş yaşında çocukları bile babasıyla olan ilişkilerini gördükten sonra kıskanabiliyorum. engelleyeniyorum kendimi. üzülüyorum. aslında hala küçücük bi kız çocuğundan farkım yok. baba kelimesi her harfiyle her hecesiyle kalbime batıyo. öğretmenlerimi tanıdığım iyi, büyük insanları babam olarak görmekten çok sıkıldım. içimdeki burukluk hiç geçmiyo. siz siz olun babam gibi olmayın.

hayata dair gülümseten detaylar

işteyim, minik böyle dört bilemedin beş başlarında mavi gözlüklü tatlı bi kız var. elinde de şu uçan kazık balonlardan. gittim yanına balonunun adı ne diye sordum nil oya dedi. kendi adı sanıp peki senin adın ne? diye sordum, zeynep dedi. ulan hadi ben manyağım balonunun ismini sordum da dört yaşında kız balonuna nil oya ismini koyacak kadar nasıl manyak olabiliyor? ne yaşadın kızım sen?! nil oya diye bir tanığım hiç olmadı benim bu zamana kadar. bu dünyada herkes biraz manyak ama bu kadar küçüklükten başladığını hiç tahmin etmezdim. gülümsedim sözlük. umarım siz de tebessüm etmişsinizdir.

two door cinema club

üç kişilik bir grup olup, şarkıları oldukça eğlencelidir. insan kıpır kıpır oluyo. en azından benim için öyle. hemen bir örneğini sizinle paylaşıyorum.
bkz: https://youtu.be/YXwYJyrKK5A
ayrıca kuzey irlandalı müzik grubudur. hope you enjoy it!

yazarların şu an dinlediği şarkılar

sakin- ilk yara
https://youtu.be/5TU1liWk9T0

yazarları sinir krizine sokan olaylar

daha önce garsonluk yaptım ve belki böyle bir sürü insanla karşılaştım. ama sanki bugün karşılaştığım insan tipi biraz değişikti. en fazla 16 yaşında olan üç çocuk tarafından sınandım. çayım nerede kaldı? ben vayt çoklıt söylemiştim? bi de vofılım vardı benim gelcek mi? soruları bir yana, servisin aksamış olduğunu varsayıyorum. peki ya bir garsona neden alt sınıf mesleğiymiş gibi bakılıyo? veya düşük kademe işiymiş gibi bakılıyo? önünüze bardak veya tabak koyduğumuz için mi? veya size hoş geldiniz diyip gülümsediğimiz için mi? veya size belki annenizin veya babanızın davranmadığı kadar saygılı davrandığımız için mi oluşuyo bu kibir sizde? ben orta yaşında bir garson önüme bardak ve içecek getirdiğinde yerin dibine girip daha bardağı masaya koymadan elinden hatta tepsiden alıyorum siparişimi. veya kalktığımda kendi sandalyemi hatta beraber oturduğum kişinin sandalyesini de düzeltiyorum. hadi sandalye düzeltme garson oluşumla alakalı ama ben 15 yaşında da bir kafeye gittim. 20 yaşımda da. hiç kimseye hizmetçiymiş gibi davranmadım. garson da hizmet ediyo, doktor da. olay kazanılan para mı? ben doktor daha az yoruluyor veya garson daha az iş yapıyor demek istemiyorum. beni anlayan zaten anlar. gerçekten tüm anne ve babaların bütün gün ellerinde telefonla oynadığına kendimi inandırmamak istiyorum. lütfen bi yerlerde duyarlı insanlar, ebeveynler olsun. gerçi suç yüzde yüz ailede de değil. daha yolun başındayım fakat yaşım ilerledikçe daha da kalitesiz insanlar görüyorum. büyümek istemiyorum.

uludağ sözlük yazarlarının twitter sayfaları

sözlük içi özel hayatın gizliliği iptal.

güne bir yazı bırak

cehalet zordur mesela. bir şey öğretmek, bilgi sahibi olmak kolay
yalan zordur, doğruyu bulmak çok basit
açlık zordur, birini doyurmak basit
birine vurmak zordur, sevmek ise basit
yalnızlık zordur, birlikte olmak basit
ölüm zordur, fakat yaşamak... yaşamak çok basit
savaş zordur, barış işe basit.

migren

ağlatır. ağlayınca daha çok ağrıtır. ışık kapalı yarım saattir tavana bakıyorum. karabaş otu iyi geliyo dedi baharatçı amca aldım içtim. sıfır etki. uyuyamıyorum bile ağrıdan. biri beni acile götürsün, mümkünse sarsmadan ve yüksek sesli konuşmadan. teşekkürler.

insanın zoruna giden şeyler

verdiğin değerin karşılığını alamamaktır. hatta onun için yapacağın şeyi haketmediğini görmektir. devamında vazgeçmektir.