bugün

entry'ler (45)

yumurtadanoncesontweet

üniversitenin şartlarını yerine getireceğine söz verip sözünde durmayan yök başkanına yumurta yemesinden önceki son uyarı niteliğinde ki twitter eylemidir!

halimden konan anlar

son zamanlarda dinlediğim en iyi müziği icra eden pek muhteşem grup. dinlemenizi öneririm. gerçi biraz az şarkıları var lakin biz bu sosyal mecralarda adlarını zikrettikçe onlarda daha çok şarkı yapmaya zorlanacaklardır diye düşünmekteyim. ayrıca pek güzel sesli bir vokale sahipler. birileri birilerine benzetiyor lakin bence çok özgün bir ses kendileri. kendilerine kadiköyden selamlarımı iletiyorum.

bu da myspace şeysileriymiş (bkz: http://www.myspace.com/halimdenkonananlar)

interdi medya

nişantaşın'daki ofisinde hizmet veren bir dijital iletişim ajansıdır. pek eğlenceli insanların çalıştığı ve yönettiği ajanstır.

seks yaparken fuck me diyen kız

kuvvetle muhtemeldir ki ingiliz olan kızdır.

sözlük yazarlarının itirafları

çok uykum geldi ama uyuyamıyorum ya. şu iş bitsin öölüm uykusuna yatıyorum.

trollleri takmayan izmirli kız

"garı olsam orospu olurdum kesin" mantığı güden erkeklerin saldırısına her fırsatta uğrayan izmir kadınının bu olaya gülüp geçmesi olayıdır.

yiğit ergün

ülkesi için ömrünü verebileceğini ispatlamış iyi insan, güzel insan.

ayrıca;
Yarın 13:00'da istanbul üniversitesi Beyazıt kampüsünde olmak ve yiğit'e destek vermek bir görevdir.

19 22 aralık 2000 hayata dönüş operasyonu

utancın, katliamın, barbarlığın, faşistliğin yıldönümü. ayrıca utanç yıldönümü de diyebiliriz.

dedemin insanları vs babam ve oğlum

dedemin insanları güzeldir hoştur. bence izlenmesi gerekmektedir. hala izlemediyseniz tavsiye edebilirim. zaten bayağı bir başarılı giriş yapmış vizyonlara.

rize üniversitesinin adının değiştirilmesi

öğrencilerinin pek hoşnut olamayacağı durum olabilir. recap tayip erdoğan öğrencileri bıdı bıdı yapıyor tadında cümleler karşımıza çıkabilir şayet. lakin hepimiz onun öğrencileri değil miyiz ki aslında. bende ne saçmalıyorsam.

dörtyol

kadıköy'ün buluşma noktalarından bir tanesidir.

pes 2012 saha kenarında koşan adam

yenilen adamın çemkirebileceği adamdır. (bkz: dikkatimi dağıttı abi ya)

rahmi saltuk

oğlu intihar etmiş şahsiteytir. bir babanın yaşayabileceği en büyük acıyı yaşamıştır. oğluna allahtan rahmet sevenlerine baş sağlığı diliyoruz. iyi arkadaşımızdı, severdik.

sevgilinin attığı unutulamayan son mesaj

"olsun gene de iyidi be. hoş kal." gibi bir mesaj alırsınız. yürüyorsunuzdur ya da ne bileyim televizyon izliyorsunuzdur ya da daha farklı şeyler yapıyorsunuzdur. ne yaptığınızın önemi yok. çünkü ne yaparsanız yapın durursunuz mesajı okuduktan sonra. oturursunuz en yakın müsait bir yere. ağlarsınız. sonra geçmişin hatrına hafifçe sırıtırsınız. sonra kalkarsınız ve yaptığınız önemsiz şeyi yapmaya devam edersiniz. ama herkes bilir. unutamazsınız. unutturmaz kendini. hemde hiç.

piç

bazı insanlar klasikleri övüyorlar. mesela reşat nuri felan. üzgünüm. bana hiçbir zaman tat vermediler. bana hiçbir zamanda tat veremezler çünkü bizler başkayız. artık bunun farkındayız. bizim edebiyatımız da, kültürümüz de, sporumuz da başka. biz onlar gibi değiliz. ve bu kitap bizim gibilerin kutsal kitaplarından.

bazen sessiz kalmak

bazen üşür insan. bazen olur öyle. Zaten, kim gerçekten bakabilmiş ki, içine...

Kaan Çaydamlı

hem islamcı hem sosyalist olmak

içinden çıkılmaz çelişkilere sürükleyecek eylemdir. arkadaş hem kadınların erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığına inanıp hemde eşit olduğumuzu savunmak? ya da daha vahimi bir tanesi pazar ekoknomisini kabul ederken diğeri komünal ekonomiyi kabul etmekte. ve en temel çelişkide her zaman olduğu gibi burada başlamakta. yani velhasılkelam olmaz deyip geçelim. uzatmayalım.

öğrenci muhalefeti

üniversitelerin öz örgütlülüğünü kurmayı amaçlayan, pek güzel işler yapan, candan ve samimi insanlar topluluğu.

ayrıca internet siteleri de varmış
http://www.ogrencimuhalefeti.org/

buda facebook adresi
http://www.facebook.com/Ogrenci.Muhalefeti

üniversiteye de böyle bakıyorlarmış kendileri:

Üniversiteye Genel Bakışımız

Gelinen gün itibariyle dünyanın içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal konjonktüre kabaca bakıldığında, neoliberal politikalar çerçevesinde küreselleşmenin etkilerinin hızla arttığı ve sermaye dolaşımının günden güne görülmemiş bir şekilde hızlandığı görülmektedir. Bu bağlamda sistem coğrafyanın ve hayatımızın en ücra köşelerine kadar işlemekte, kendini dayatmakta ve yeniden var etmektedir. işte bu noktada üniversitelerin analizi yapılırken dünya ve ülkedeki genel ekonomik, siyasal durum göz önünde bulundurulmalı ve tahliller buna göre yapılmalıdır.

Üniversiteler tarihsel kuruluş amacında da, günümüze bakıldığında da egemen sınıflar yararına sistemin yeniden üretiminin sağlandığı en kuvvetli araçlardan biridir. Bu açıdan bakıldığında doğaldır ki aynı zamanda sistemin dayatmalarına ve saldırısına da en açık olan kurumların başında gelir. Hiçbir zaman üniversitelerin değişimi ve gelişimi toplum yararına olmamış, tam tersine egemen sınıfların yararına olmuştur. Bunu çok açık şekilde bugünün pratiklerinden de görebilir ve analiz edebiliriz.

Bugün bize okullarımızda dayatılan üniversite-sanayi işbirliği, bize daha iyi bir gelecek sunacağı vaat edilen kariyer günleri-kariyer hırsı, getirilen akademik kriterler, değiştirilen müfredatlar ve bunun yanında aslında alakasız gibi görünse de temelde birebir sistemle alakalı olan üniversitede geliştirilen -hatta dayatılan da denebilir- popüler kültür neye hizmet etmektedir?

Aslında ilk bakışta gayet masumane görünen ve bugün üniversite öğrencileri olarak hepimizin birebir içinde bulunduğumuz yapı, sistemin-düzenin çarpıklığının hayatımıza yansımasıdır. Bizlere sanayi işbirliği, daha iyi bir kariyer ve yaşam vaatleriyle dayatılanlar aslında sermayenin üniversitelere ve üniversite öğrencilerinin hayatına saldırısından başka bir şey değildir. Bu noktada öğrencilere amansız rekabet, para ve kariyer hırsı dayatılmaktadır. Burada amaçlanansa kendinden başkasını düşünmeyen, sisteme tamamen adapte olmuş, politik tavrını bütün algılarıyla sistemin istediği yönde belirleyen bireyler yaratmaktır. işte tam da bu noktada bahsedilen popüler kültür ve yapılan kariyer günleri devreye girmektedir.

Yapılan kariyer günleri vasıtasıyla üniversite öğrencileri kendilerini, adeta alınıp satılabilen bir meta gibi pazarlamaya mahkûm edilmekte, bu da onlara bir kariyerin yoksa hiçsin denilerek aşılanmaktadır. ikinci olarak üniversitelerde, bizzat kampüs içinde yapılan partiler, eğlenceler, öğrencileri ülkeden, dünyadan hatta kendi sorunlarından uzaklaştıran, böylece onların politik tavrını sistem lehine yeniden üreten araçlardır.

12 Eylül ve onun postallarından bir tanesi olan YÖKle birlikte üniversitelerdeki birçok aydın, demokrat öğretim görevlisi görevden uzaklaştırılmış; üniversiteler, hayatın diğer bütün alanları gibi, Türk-islam sentezci kadrolaşmaya sunulmuştur. Türkiyenin birçok yerinde lise düzeyinde eğitim veren üniversiteler açılmış, üniversiteler bilim yapılan yerler olmaktan çıkıp iş ve işçi bulma kurumu gibi çalışmaya başlamıştır. Anadolu üniversitelerinde öğrenciler, daha öğrenciyken, iş bulabilmenin derdine düşmektedir. Bu durum, bu olanakların daha geniş olduğu Boğaziçi, iTÜ, ODTÜ vb üniversitelerde daha iyi bir iş bulabilme hırsı olarak ortaya çıkmaktadır. Tam da bu nedenlerden dolayı öğrenciler toplumsal sorunlara duyarsız hale geldikleri gibi kendi sorunlarına da duyarsız hale gelmişlerdir. (Yurt bulamayıp açıkta kalmasına, emlakçı-ev sahibi ikileminde soyulmasına, öğrenci belgesi için bile kendisinden haraç alınmasına sessiz kalmaktadır.)

Üniversiteler sermayenin arka bahçesi olmaktan çıkıp, kendi bahçesi haline gelmiştir. Bu durum üniversitelerde piyasa koşullarının hüküm sürmesi halinde kendini göstermektedir. Üniversiteliler birer yarış atı gibi birbirleriyle yarıştırılmaktadır. Üniversitelerde dayanışma, paylaşım kültürü yokedilmiştir. (Çan eğrisi sisteminin uygulandığı üniversitelerde birçok öğrenci ortalamanın yükselmemesi için birbirine ders notu vermemektedir.)

Tüm bunların yanında sistem üniversitelerde kendini üretmeye yalnızca bireyler bazında değil doğrudan yapıyı değiştirerek de devam etmektedir. Bunun somut örnekleri müfredatta yapılan değişikliklerle, uygulamaya konulan yeni program ve kriterlerle görülmektedir.

Dünya ve ülkedeki gelişmelere paralel olarak üniversiteler de değişmektedir. Her geçen gün müfredatta değişiklikler yapılmakta, yeni program ve yasalar yürürlüğe konulmaktadır. Yapılan bu değişiklikler mutlaka bir gereksinimin ürünüdür. Tüm bunlar sermayenin üniversiteye müdahalesi sonucu olan ve kendi lehine kullandığı araçlardır.

Örneğin eskiden iki yüz kredi olan bir lisans programı getirilen kriterlerle yüz elli kredi civarına kadar düşmektedir. Bunun müfredattan çıkarılan derslerin gereksiz oluşuyla herhangi bir alakası yoktur. Bu uygulamanın amacı sermayenin kendi işine yarayacak, belli bir eğitimi almış insanın en kısa sürede yetiştirilmesidir. Aynı zamanda yapılan değişikliklerle eğitimin kalitesi giderek kötüleştirilmekte, öğrencinin yaratıcılığı ve kendine güveni güdükleştirilmektedir. Bu sayede insanlar kendilerini daha iyi pazarlayabilmek için çeşitli çabalara sokulmakta, mezun olduklarında da önlerine getirilen sürekli kendini kanıtlayabilme telaşına kapılmaktadırlar. Böylece sermaye sadece kendi güdümünde olan istediği uysal bireyi yaratmış ve onu dilediği gibi sömürme imkânını bulmuş olmaktadır.

Yukarıda kısaca bahsetmeye çalıştığımız sermaye müdahalesi ABET, Yetkin Mühendislik Yasası v.b. uygulamalar incelendiğinde açıklıkla görülebilmektedir (Bu yazıda bunları derinlemesine tartışmayacağız). Bir başka örnekte de sermayenin üniversitelere ve eğitime müdahalesi çok açık şekilde görülmektedir. Boğaziçi Üniversitesi mühendislik fakültesinde yeni yapılan bir anlaşmayla bundan sonra yüksek lisans ve doktora programlarının bir sermaye grubu olan Eczacıbaşı tarafından belirlenmesine ve yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bu eğitimleri sırasında Eczacıbaşında çalıştırılmalarına karar verildi. Görüldüğü gibi saldırı o derece yoğun ki artık ne olacağımıza, ne yapacağımıza da bizzat şirketler, sermaye grupları karar vermektedir.

Peki, Öğrenci Muhalefeti bu saldırı karşısında nasıl bir tutum sergiler?

Öğrenci Muhalefeti bağımsız gençlik örgütü yani gençliğin özörgütüdür. Bu noktada üniversitede yapacağı bağımsız alan çalışmalarıyla bir hareket örgütlemeyi ve yaratacağı bu hareket sayesinde sistemin gerçek yüzünü insanlara teşhir etmeyi, bunun yanında da gençliğin kendini ilgilendiren tartışmalara aktif olarak katılacakları mekanizmaları oluşturmayı amaçlamaktadır. Alan çalışmasının bağımsız niteliği Öğrenci Muhalefeti için bir gerekliliktir çünkü Öğrenci Muhalefeti sistemin teşhirinin ancak kişinin bulunduğu alandaki çelişkiler gösterilerek en sağlıklı şekilde yapılabileceğine inanmaktadır. Yani her insan kendi bulunduğu pratik ve hareketlilik içinde çelişkilerin farkına varabilir. Tabi burada dikkat edilmesi gereken husus Ö.M.nin bu hareketi soyut ve yalıtılmış olarak algılamadığıdır. Öğrenci Muhalefeti yaratacağı hareketi toplumsal muhalefet hareketinden bağımsız değil, hepsinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğunu düşünmektedir. Yalnızca yaratılacak hareketliliğin ve eylemlerin bağımsız bir nitelikte olmasını savunmaktadır.

Öğrenci Muhalefeti demokratik bir işleyişe sahiptir. Karar alma mekanizmalarında oy çokluğu, belli insanların tahakkümü değil tüm bireylerinin katılımı esastır. Kararlar karşılıklı ikna yoluyla alınır. Karar alma ve uygulamada yerellerdeki üretim merkezi, merkezdeki üretim yerelleri beslemektedir.

Öğrenci Muhalefeti demokratik merkeziyetçi bir yapıya sahiptir. Yerel düzeydeki politikaların merkezi politikayla birleştirilmesine yani merkezi hedeflerine katkı sağlayacak şekilde kurgulanmasını gözetir. Her yerelin öznelliğinin ve yapısının, dolayısıyla burada oluşturulacak hareketin de farklı olabileceğinin bilincinde olarak genel geçer sorunları merkezileştirmeyi ve bütün yerellerinde ortak kampanyalar, eylemlilikler yapmayı savunur. Tabi gelişen olaylara ve durumlara bakarak her yerelin kendi alanında yapabileceği farklı eylemler, hareketler de Öğrenci Muhalefeti yapısı gereği doğal hatta aynı şekilde bir zorunluluktur.

Öğrenci Muhalefetinin alanı üniversitelerdir ve Öğrenci Muhalefeti üniversitelerdeki bütün alanları dönüştürme hedefi gütmektedir. Derslikleri, kantinleri, üniversite bahçelerini, koridorları öğrencilerin kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri, tektipleştirici değil özgürleştirici alanlar haline getirmek ister.

Öğrenci Muhalefeti, öğretim elemanları ile öğrenciler arasındaki yabancılaşmış tahakküm ilişkisine karşı çıkar. Akademiyi daha çok bilenin anlattığı öğrencilerin ezberlediği yerler olmaktan çıkarmak; kocaman kitaplar okuyarak sınava girilen yerler değil, pratiğe dayalı, proje ve ödevler üzerinden işleyen, kolektif üretimin yapıldığı yerler olarak örgütlemek ister.

Öğrenci Muhalefeti, meşruluk zemininde hareket eder. Meşruluk, yasaların sınırlayamayacağı, eylemini tarihi, politik bakış açısıyla özgürlükten, eşitlikten ve insanca yaşama idealinden kurmaktır. Öğrenci Muhalefeti meşruiyetini hiçbir çıkar gözetmeksizin; bilimin, bilginin halkın yararına kullanılmasını istemekten, küresel ya da yerel her türlü sömürüye ve tahakküm ilişkisine karşı çıkmaktan alır.

Öğrenci Muhalefeti bir üniversite hareketidir fakat bu hareketi toplumsal olaylardan ayrı düşünmez, kendini ülkede gelişen olaylardan yalıtmaz ve gerektiğinde bunlara karşı da kendi sözünü söyler (Örnek olarak Hrant Dink Cinayeti, Çevre ve NATO Eylemlilikleri). Çünkü üniversiteler de toplumsal alanın bir parçasıdır ve değişimi ve gelişimi ayrı düşünülemez

Öğrenci Muhalefeti hangi kurumlarla, nasıl örgütlenir ve hareket eder?

Öğrenci Muhalefeti bağımsızdır ve harekette bağımsızlığı savunur. Kendini öğrenci gençliğin özörgütü olarak tanımlar ve kendisinin alanın bir öznesi olduğunun bilincinde olarak üniversitedeki politik hareketliliğin merkezine oturtur. Bunu yaparken de yerellerinin değişen niteliklerine göre çeşitli araçlar kullanabilir. Bu araçlar çeşitli etkinlikler (panel, film gösterimi, söyleşi, kantin-koridor sohbetleri, şenlikler v.b.), eylemler, kampanyalar, kulüp faaliyetleri olabilir. Yapılacak bu değişik faaliyetlerle, esas olarak üniversitenin, sistemi deşifre eden çarpık yapısına hem de ülkenin gündemine dair söz söylemek bunu kendi alanında en iyi şekilde örgütleyerek bir hareket yaratmak ve bütün üniversitedeki öğrencileri bu harekete örgütlemek Ö.M.&nin başlıca hedefi ve hareket tarzıdır.

Öğrenci Muhalefeti bir en geniş cephe örgütlenmesidir. Asgari müşterekler altında (anti-emperyalizm, anti-kapitalizm, anti-faşizm, anti-seksizm, her türlü ayrımcılığa karşı olma vb) öğrenci gençliğin eylem birliğini sağlama hedefi gütmektedir. Bu amaçla, öğrencilerin gündelik problemlerinden (barınma sorunu, okullardaki kolluk kuvvetleri baskısı vb.) hareket ederek sistemi teşhir etmekte ve düşlediği üniversite modelini insanlara sunmaktadır.

Öğrenci Muhalefeti, propaganda faaliyetiyle insanların kafasını karıştırıp algı dünyasını sarsmayı hedefler. Kafa karışıklığı gerçeğe giden yolda ilk adımdır. Bu amaçla görsel, işitsel araçlar geliştirir. Bir veya birkaç kelimeden oluşan çarpıcı sloganlar, kampanya başlıkları üretir. (ör:biz bu dünyadan değiliz) Bu şekilde öğrenci gençlik, esasında kendini de rahatsız eden bu çarpıklığın farkına varıp eyleme geçebilir ve bunu değiştirme yolunda adım atabilir. Yapılması gereken alanın bütün öznelerini içine katabilecek bir hareket örgütlemek ve beraberce bir şeyler üretebilmektir.

Öğrenci Muhalefetinin Üniversiteye Dair Somut Talepleri



-Üniversiteler özgür ve demokratik bir işleyişe sahip olmalıdır.
-Üniversitenin yapısında, yönetiminde, işleyişinde yapılacak değişikliklerde kısacası üniversiteyle alakalı her türlü kararda üniversitenin bileşenleri (öğrencisi, öğretim üyesi, çalışanı) söz sahibi ve belirleyici olmalıdır.
-Üniversitelerdeki kimlik kontrolü, üst arama, turnike geçişleri gibi uygulamalara son verilmeli üniversiteler halktan koparılmamalıdır.
-Üniversitenin etrafındaki duvarlar, teller derhal kaldırılmalı, üniversiteler toplumdan yalıtılmış yerler olmaktan çıkarılmalıdır.
-Üniversite kütüphaneleri halkın kullanımına olanak sağlayacak şekilde açılmalıdır.
-YÖK kaldırılmalı, polis okuldan derhal çıkarılmalıdır. Üniversitelerdeki her türlü baskı aygıtı, organı ve kurumu fesih edilmelidir.
-Demokratik üniversite ve demokratik Türkiye talebini üniversitesinde dile getirdiği için her türlü ceza ve yaptırıma uğrayan öğrencilerin cezaları derhal geri çekilmeli, bu yüzden okulla ilişkisi kesilen öğrencilerin tekrar okullarına dönmeleri sağlanmalıdır. Bu baskı uygulamalarına olanak sağlayan yönetmelikler yürürlükten kaldırılmalıdır.
-Herkese, istediği takdirde, kendi anadilinde eğitim görme fırsatı sağlanmalıdır.
-Üniversitelerde öğrencilerden her dönemde alınan harç parası ve kayıt zamanında alınan kayıt paraları kaldırılmalı, eğitim tamamen parasız hale getirilmelidir.
-Üniversite öğrencilerinin, ailelerinin sosyal durumu ne olursa olsun sağlık güvencesi sağlanmalıdır.
-Üniversitedeki eğitim sermaye güdümünden çıkarılmalı ve üniversiteler toplum yararına bilim üreten kurumlar haline getirilmelidir.
-Eğitim politikaları sermayenin kurumlarıyla değil emek örgütleri ve demokratik kurumlarla görüş alışverişi içinde belirlenmeli.
-Üniversite öğrencisinin her türlü barınma ve ulaşım hakkı ücretsiz hale getirilmelidir.
-Üniversite bünyesinde düzenlenen her türlü sosyal etkinlik üniversite bileşenlerine ücretsiz hale getirilmelidir.
-ihtiyacı olan bütün öğrencilere burs verilmeli, öğrenciler hem okuyup hem de çalışmak zorunda bırakılmamalıdır.

-Başka Bir Üniversite, Başka Bir Dünya Mümkün diyenlere;

Öğrenci Muhalefeti bugün bütün azmi, motivasyonu ve kararlılığıyla kendi alanını dönüştürmeye, demokratikleştirmeye dair faaliyetler örmekte, kendi özneleriyle yarattığı ve tarihe nesnel bir açıdan bakarak beslediği bilinciyle faşizme, emperyalizme ve kapitalist düzenin saldırılarına karşı en ön saflarda mücadele etmeye devam etmektedir. Bu noktada Öğrenci Muhalefetinin genel olarak yaşama, alana ve harekete dair değişmez doğruları, dogmaları yoktur. Öğrenci Muhalefeti harekete kattığı her yeni bireyle, belli ilkelerinden (yukarıda bahsetmiştik: antifaşizm, antiemperyalizm, antikapitalizm, antiseksizm, her türlü ayrımcılığa karşı olma gibi) taviz vermeden, değişip dönüşebilir ve kendini yenileyebilir.

Tüm bu anlattıklarımız çerçevesinde Öğrenci Muhalefeti, yazının başlığında da söylediğimiz gibi Başka Bir Üniversite, Başka Bir Dünya Mümkün diyen herkese birlikte hareket etme, bulunduğumuz her alanı hep beraber paylaşarak, üreterek yeniden yaratma ve dönüştürme çağrısını yapmaktadır.

ÖĞRENCi MUHALEFETi

the walls get smaller

pek başarılı bir the music parçası

ayrıca

http://www.youtube.com/watch?v=_S8J07lhw4o

the music

beni benden alan müzikler yapan, kendimi iyi hissettiren ve özellikle son bir kaç yıldır yapmadığım şeyi yaptıran, şarkılarını dinlerken hayal kurmak zorunda kaldığım mütiş bir sanat yapan ender grup.

(bkz: The Walls Get Smaller)