bugün

entry'ler (83)

dununu bugunu bilmeyen insan

kemalizmi beğenmeyenlere, özgürlükleriyle yetinemeyenlere ithafen yapılan tanımdır, iyi okunsundur:
lafım en başta kendi aralarında birbirine taban taban zıt * ve aynı zamanda kurtuluş savaşı' ndan çıkmış, yorgun bir milletin devrimle kurduğu cumhuriyet' e ya da bu cumhuriyet' in devrimlerine muhalefet etmek ortaklığında bulunan iki düşünce fraksiyonuna. sözüm ilk sosyalist geçinen marksistler, lenin ve troçki' yi savunup, devrimi öyle kolay bir şey zannedenlere. ey marksistler, diyorum ki burjuva devrimi deyip küçümsediğiniz bu büyük cumhuriyet devrimi o günün koşullarında yapılması mümkün olan en iyi devrimdi. tabandan işçi devrimi dediğiniz o devrimler için bir işçi,emekçi kitlesi bile yoktu canım anadolu'mda. rusya' da ya da avrupa' nın başka yerlerinde fabrikaların açılmasıyla sanayi devrimi sonrası işçilerin zor koşullarda çalışması ve bunun getirdiği hakkını arama bilinciyle yapılan devrimler benim savaştan savaşa bihitap düşmüş, geçimini zanaatla ya da çiftçilikle sağlamaya çalışan, yüzyıllarca saltanatın ve hilafetin gölgesinde büyümüş halkım tarafından mı yapılacaktı? sorarım.
ikinci kitle yani şeriatı savunan yurdum insanı, sözüm şimdi sana.sen kiislamiyet der durursun, ben de müslümanım. beğenmediğin, taş kemal dediğin bu ulu önderin olmasaydı sen en ala hırıstiyan, en ala jack olacaktın bilesin. amerika, ingiltere seni himayesine alacaktı, hatırlatırım o günleri.

işte yukarda kısaca bahsi geçen olayları hatırlamak istemeyen ya da bunları analiz edemeyen, günümüzde yaşananlarla bağdaştıramayan kimselerdir dününü bugününü bilmeyenler. bugünü görebilmek, dünü bilmeyi gerektirir.
insan tarihini bilmezse kendini bilmez. bilmemek değil öğrenmemek ayıptır.
ey yazar:

ilim ilim bilmektir,
ilim kendin bilmektir,
sen kendin bilmezsen
ya nice okumaktır.

bloglasmalar ve kisir donguler

sol framee bakınca bile görebileceğiniz birbirini esir almış iki kavram. birileri kendine ve ötekine bir etiket yapıştırma çabasındayken kaçınılmaz bir tartışmanın sürüp gitmesine yol açan, biri diğerinin varlığını körükleyen iki olgu.
kimlik tartışması değildir yaptığım, aidiyeti sorgulamak hiç değil. bu bazı gerçekleri, kendimizi ve diğerini olduğu gibi kabul edemeyişimizin sorgulamasıdır, hazımsızlığıdır. sen doğuysan ben batıysam dünya yuvarlak değil midir *..

otobuste telefonla konusana kizan lavuklar

insan sosyal bir varlıksa, topluluk içinde yaşamanın gerektirdiği kurallara uyulmalıdır. tamam konuş evladım ama bunu da bangır bangır dibimde saatlerce konuşarak, suistimal ederek yapma. ben senin özel hayatını, sevgilinle kavga edişini, annenle dertleşmeni saatlerce dinlemek zorunda değilim efendim.

her seyimiz var ama hicbir seyimiz yok

sahip olduklarımız zamanla bize sahip oluyor repliğini çağrıştıran söz.

allah in insanlara bakip bakip kederlenmesi

şu dünyaya bakıp, insanların birbirine böylesine zulmetmesini birbirlerini gırtlaklamasını, para denen illet uğruna açlığa, kötülüğe ve ölüme göz yummalarını izlerken yaratan olarak kullarına acıması durumu. eğer eğleniyorsa elbette kederlenecektir de. her şey tersiyle vardır.
(bkz: allah ın insanlara bakıp bakıp eğlenmesi)

allah in insanlara bakip bakip eglenmesi

(bkz: allah ın insanlara bakıp bakıp kederlenmesi)

sominede odun yerine para yakan insan

yoktur böyle bir insan. zenginler parayı en çok seven, hatta ona tapan insanlardır. boşuna dememişlerdir para parayı çeker diye. mevzu bahis kişi paraya taparken nasıl yakabilir ki bu yüce aracı.

cehennemden gelenin söyleyeceği ilk sözler

birazımız bari iyilik yapsın arkadaşlar, yukarda çok yığılma var. bir kısmımız arafa geçse o bile yeter, lütfen istirham ediyorum yani..

cehenneme gidenin söyleyeceği ilk sözler

arkadaşa bakmaya girmiştim, müsaadenle zebanicim bi geçeyim. imdaaaaaaaaaat, çıkarın beni burdaaaaaaaan...

aman heri

nicki bana oh mary'i hatırlatmış yazardır. * *

haskova

mineralli banni'si ile ün salan ve dünyanın en büyük meryem ana ile hz. isa anıtına sahip bulgaristan şehri.
hoş bu geri kalmışlık sadece o şehre özgü değildir kanımca plovdiv'e gitseniz de değişen çok bir şey olmayacaktır.

halkı salak yerine koymak

cehalet ve yoksulluk ve bunların doğurduğu kısa vadeli hesapların çaresizliği,bilgisizliği yaratan ve körükleyen erki yeniden ve daha güçlü doğurur. bu erk daha karanlık bir cehaleti ve çaresizliği, dolayısıyla kitlelerin bu güce olan bağımlılığını artırır.işte bu da kısır bir döngüdür.

kitapların ilk cümleleri

(bkz: zamanların en iyisiydi zamanların en kötüsüydü)
it was the best of times, it was the worst of times.
(bkz: charles dickens)
(bkz: a tale of two cities) ya da (bkz: iki şehrin hikayesi)

kemalizmin modernlikle alakasi yok

öncelikle bu sözü sarf edenlere tarih dersi vermek lazım. bir şeyi söylüyorsan önce bileceksin. sonra konuşacaksın. ayrıca insanın kendini bilmesi önemlidir.kemalizm hakkında yorum yapana kadar vakti zamanında ırak' a girme kararı alan amerika' ya destek çıkan işçi partisi' nin solculuğunu ya da modernliğini tartışsınlar önce.

dusunce uzerine kaotik soylemler

belli bir düşünceyi benimsemiş yazar arkadaşın, benimsemekle dikte ettirmek arasındaki eylem ve anlam farkını idrak edememesi ya da idrak etse dahi hayata geçirememesi sonucunda ortaya koyduğu entrylerin içerdiği dikte mantıklı dolayısıyl tartışma zeminli söylemlerdir. *

uyandığında platonik aşkını yanında bulmak

(bkz: yok daha neler)

semizotuna asik olmak

otçul bünyeye hitap eden durumun doğal yansımasıdır. et değil ot diyorsanız...
*

alman polisinin türk gencini komaya sokması

2007' de 1 mayıs gösterilerine * * * katılan birkaç genç vardı. kaldığımız hosteldeyken adamları alıp götürdü polisler,15 gün nezarete attılar. kaldı ki bizi haydi haydi ezerler.

musaitseniz size asik olabilir miyim

(bkz: bacım beni yanlış anlamazsan biz çıkabilir miyiz)

zilleri takti ciki ciki yapti

selda bağcan'ın ziller ve ipler adlı albümünün aynı adlı parçasının yaygın olarak bilinen nakarat kısmı.