bugün

şu anda okuduğum charles dickens'ın kitabı çok güzel bir kitap.
charles dickens ın charles darney karakteri ile aslında kendi ilişki hayatını anlattığı , fransız devriminin avrupadaki etkilerini anlatan güzel kitap. okunasıdır.
orjinal olan klasiği okunmayan kitaptır.eski ingilizce ile yazıldığı için, tasvirler bayar da bayar.
(bkz: a tale of two cities)
başlangıcı ve bitişi harika olan charles dickens romanı.

okunmalıdır. mümkünse sağlam bir çevirisini okuyun. özellikle başlangıç ve bitişi adamı kendinden alır.
(bkz: Charles dickens).
Şehir kelimesi ortak olduğu için esir şehrin insanları ve iki şehrin hikayesi ardarda okuduğum iki kitaptır. Esir şehrin insanları her türlü koyar. Bizimdir çünkü bizdendir.
mahkemenin anlatıldığı kısmı öyle bir yerleştirmişim ki zihnime, sanki ordaki izleyicilerden biriymişim, herşeyi kendi gözümle görmüşüm gibi hissederim hala, derin yaraladı beni galiba.
kitabın 30 sayfalık versiyonunu okuyup anladığı ıddıa edilen kitap.
muhteşem bir dickens eseri. hele son kısmındaki o yazının her satırı hala aklımda.
Başladığım kitap. Çok severek okuyorum şu an efenim .
Gelmiş geçmiş en güzel kitaplardan biri.

Zamanında haksız yere yerden yere vurulan Charles Dickens'ın başyapıtı.
Lisede okuyamadığım şu aralar yarısında olduğum ve bu saatte okuduğum kitap.
bende ingilizcesi olan kitap. ne ingilizcesini ne de türkçesini okumadım ama merak ediyorum. bunun nedeni de falling skies dizisi ile ilgili. bu dizide uzaylı istilası olmuş insanlar göçebe yaşıyor ve ana erkek karakter göçerken sadece bir sırt çantası taşıyor. elinde iki kitap var (diğerini hatırlamıyorum ama o da müstesna bir eser) ve o bu kitabı seçiyor.

dünyanın sonu gelse okuyacağım tek kitap olabilirliği açısından dikkate değer bir sahneydi.
5 yılda bitirdiğim bi kitap idi. lanet olsun içimdeki başladığım kitabı bitirmeliyim güdüsüne.

aklımda sadece çıplak fakir fransız fahişeler ve köşedeki şarap dükkanı kaldı. bir de şarap fıçısı patlıyodu herkes
yerden şarap içiyodu sokaklarda falan. güzelmiş bak burası aslında.
lisede okuduğum güzel bir roman.
Yozgat vs Çorum.
Lise Hazırlık sınıfında okuduğum kitap. Bastille de mahkumlar falan filan. 10 sene sonra aklımda kalanlar bunlar.
o kadar kitap arasında, kitap denilince aklıma ilk geleni budur. bir kitap bu kadar ince ve akıcı bir dille yazılır. herkese tavsiye ederim.
Charles dickensın güzide kitabıdır.
Okunacaklar kitaplar arasında listededir maalesef.
Devrim, Halkın Bireye Terörü müdür? başlıklı yorumum ile http://wp.me/p4iYTe-5S blogumda yorumladığım ve Fransız ihtilalinde gücün, iktidarın el değiştirmesi neticesinde davranışların gücün kontrolünde kalarak değişen bir şey olmadığının en güzel anlatıldığı yaşayan kitap.
Bir antikacı dükkanı değil.
Bunu da ben uplayayım amk. Charles Dickens ın ölümsüz eseri.
Lisede tarih derslerinde birkaç cümle ile geçiştirilen Fransız ihtilalinin derinliğine inen, sebeplerini, sonuçlarını irdeleyen, ve bunu bir aşk hikayesine de yedirebilen charles dickens romanı.

Girişini tuncel kurtiz sesinden dinleyin.
Charles Dickens'ın muhteşem eseri.

Okuduktan sonra düşününce, Fransız ihtilali hakkında, sonuçlarını bilmeden yazılmış bir eser olması değerini daha da artırmıştır.

Spoiler.

Monarşi döneminde Ezilen Halk gücü eline geçirmiş ve bu gücü barbarca kullanıyor. Tam olarak kanunsuzluk hakim. Yargılama yine halk tarafından yapılıyor. infazlar halkın önünde yapılıyor.

Spoiler

Tarihe bakıldığında ise Bu vahşi sahnelerin içerisinden yepyeni bir avrupa çıkıyor.
geleni geçeni hapse alan gardiyanları hatırlatır. güzel kitaptı.