bugün

entry'ler (67)

sözlük yazarlarının tespitleri

duygusal bir ilişkiye başlarken; genellikle, bir taraf teklif eder sadece, zorlayamaz. karşı taraf da isterse, konuyu birlikte düşünürler ve birlikteliğe adım atarlar.

duygusal bir ilişki biterken ise; sadece bir tarafın köprüleri yıkması yetiyor genelde. nedenli yada nedensiz olabiliyor veya karşı tarafa açıklamıyor. açıklamasına gerek olmuyor yada istemiyor geçiştiriyor. (bkz: sorun sende değil bende)

yani sözün özü; birliktelikler 2 kişi ile başlar ve devam eder ama tek kişinin duygu ve düşünceleri ile biter genellikle. (bkz: sevgilim ayrılınca ben de ayrılmış sayıldım)

keşke problemi de konuşarak, tartışarak üzerinde düşünülüp birlikte de ayrılma kararı verilse ama olmuyor nedense, belki bencillik, belki bilmişlik, kim bilir.

sözlük yazarlarının tespitleri

Kapitalizmin insanlar üzerindeki etkisinden dem vuracağım sözlük.

biliyorsunuz bu sistem insanların sınırsız ihtiyarçlarından ve hırsından ortaya çıkmıştır.
yani her şeyin daha iyisini isteme, tatmin olmama, elindeki ile yetinmeme hep fazlasını isteme.

zaten sadece alış veriş ve tüketim alışkanlığımıza bakarsak çoğumuzun bu şekilde alışkanlıkları olduğu net olarak ortadır.

tabi bu alışkanlıklar bir süre sonra alışkanlık değil bir davranış biçimi sonrada hayat felsefesi ve karakter yada kişilik özelliklerine kadar etki etmektedir.

kısaca sözlük insanlarımız çok tatminsiz. mutsuz, sürekli şikayet ve sürekli kusurlar üzerine yönelmekteyiz maalesef.
kimse elindekilerle yetinmiyor.

bu durum maalesef insan ilişkilerimizde ve özel hayatlarımızda da böyle. birini sevsek bile, arkadaşlarımızda sevmesini, herkesin gıpta etmesini yada onaylamasını istiyoruz. karşımızdakini sevmemiz yada onun sevmesi yeterli gelmemeye başlıyor,
sevgi ve güven yeterli gelmemeye başlıyor hatta karşımızdaki insanın güvenine ihanet ederek daha iyisi daha da uygunu için sonu gelmeyen bir açlıkla elimizdeki güzellikleri tersliyoruz.

mutlu olmalıyız sözlük, hatta mutlu olmak için bir neden yada büyük bir neden olmamalı, mutlu olmak bir başarı yada neden dayanmamalı ve/veya bir başarı yada aşamayı beklememeliyiz.

elimizdeki her şeyin ve herkesin değerini bilmeliyiz sözlük.

şükretmeliyiz bence.

çünkü mutsuz olmak için zaten çok neden var. elimizde olmayan, olmayacak yada değiştiremeyeceğimiz sonuçlardan dolayı mutsuz olmamalıyız.

edit: buyrun kanıtı:
http://www.haberturk.com/...saretlendirip-ayiriyor-mu

aşk

kadınlar için bu duygu önemlidir. bu heyecanı kimde bulduğu önemli değildir. önemli olan nasıl hissettiğidir. hislerini kişi ile bağdaştırmazlar. aşkı bitince o erkekten kurtulur.

erkekler için önemli olan, hissettiren, o kadındır. hissi sadece o kadında bulur ve onunla ilişkilendirir. o kişiyi kaybedince aşk da gider.

spiderman in ölmesi

terlikle öldürülmüştür garanti.
mübarek hayvandır, günahtır.

mehmet ali birand ın pankreas kanseri olması

çocukluğumdan beri izlediğim ve sevdiğim adamdır.
hatırlıyorum 32.Gün programı trt 1' de ayda bir yayınlanan programdı.( program adı bu yüzden 32.Gün *)

doksanların başı, ben ilk okul son sınıftaydım. aids hastalığı o zaman yeni yeni yaygınlaşıyor ve el tutmayla, öpüşmeyle bile geçtiği söyleniyordu.

32.gün hastalığın başladığı gorilden tutunda yerli yada yurt dışından doktorlar bilim adamları yapılan haberler vs. öyle kapsamlı bir program hazırlamışlardı ki...

film izler gibi televizyonun önüne yaklaşıp çömerek yere otururdum heyecanla.

acil şifalar diliyorum hiper aktif abime.

yazarların gördüğü kabuslar

uykusuz gecelerimin 2. olan 3 haziran sabaha karşı gördüğüm rüyadır;

tuzladaki arkadaşımın evinde kalmışım. ne hikmetse denize girmişiz tuzlada.*
gece kalmışım ertesi gün akşam güne batarken evinde ayrılıyorum. ama arkadaşım bir yandan da söyleniyor, (şuan ismini hatırlamıyorum ama haydar diyelim*) " akşam haydar' ın parasını ödeyeceğim" diye. ama bana da söylemiyor öyle yere bakarak dalgın dalgın konuşuyor.

sonra kendimi otobüs durağında buluyorum. durağın önü açık boş arazi ama çok büyük ve geniş. akşam üzeri çok sessiz. derken köpek sesleri geliyor uzaktan. boş arazinin en uzak köşesinde bir toz bulutu...

sonra ben bir şeyler hatırlıyorum haydar hakkında. meşhur kabadayı olduğunu. çok insanın canını aldığını, ama hiç yakalanmadığını. tetikçi olarak kimseyi kullanmıyor. ama köpekleri var. vahşi ve saldırgan. karanlıkta günlerce aç bırakılmış delirmiş, eziyet edilmiş ve sadece bakıcılarını tanıyan tasmasız sokak köpekleri var adamın.

içim ürperiyor. burada önümdeki arsanın yarısı köpek doluyor, arkasından bakıcı mafya adamları falan. ama arsanın yarısı bile dolduğunda kulakları sağır eden bir gürültü, havlama, hırlama ve nefes sesleri. yola paralel arsayı geçiyorlar ben sürünün sol tarafındayım. aramızda var 30-4o metre.

normalde köpeklerden korkmam ama o çıldırmış mahlukları görünce korktuğumdan mıdır yada temiz hissetmiyorum kendimi üzerimdeki kirlenmiş terli tişörtten midir bilinmez, bana taraf olan 5-10 köpek beni fark ediyor. bir iki tanesi hemen koşar gibi oluyor benim üstüme. ben iyice yusufa bağlamışken, köpeklerle benim aramda bir şey patlıyor, arkadaki 2 bakıcı ellerinde bir avuç büyüklüğünde taş benzeri bir şeyi tam aramıza atıyorlar ve yerde patlıyor küçük demir misketler etrafa saçılıyor. itler geri duruyor ama ağızları salyalı ve çok kızgınlar. saldırmasınlar diye sürekli atıyorlar köpek sahipleri ama köpekler bir süre sonra tınlamıyorlar ve sürünün geri kalanı da gürültüden etkilenerek bana doğru yönelmiş durumda.

bir yandan köpeklerin hırçın ve düşmanca havlamaları kulaklarımı uğulduyor, arkadaki mafya adamları çaresizce bana bağırıp bir şeyler söylüyorlar ama çok mesafe ve köpek gürültüsünden hiç bir şey anlamıyorum...

köpekler hızlıca bana doğru koşuyor bu arada 10 metre 5 metre derken ben duraktaki oturağın ancak üzerine çıkıyorum korkudan. donmuş kalmışım.

saniye geçmeden 10 yada daha fazla köpeğin üzerime atladığını, yüzümün önündeki alman kurdu kırması köpeğinin nefesini hissediyorum, tam boynumda salyasının sıcaklığı ve dişlerini hissettiğim sırada uyandım.

kötü günlerin başladığı 2 haziran psikoloji ile gördüğüm anlamsız ama beni baya baya korkutan kan ter içinde uyandığım bir rüya.

ps: boynumdaki sıcaklık kendi terimden başka birşey değilmiş.

barbra streisand

çirkin, büyük burunlu, irlandalı şarkıcı, yazar, yönetmen. kendi yazdığı ve yönetiği bütün filmlerde erkeklere zorla "çok güzelsin." repliğini söyleten hatun kişi.

sözlük yazarlarından aforizmalar

sevgilim ayrıldığı için ben de ayrılmış sayıldım.

sevişirken söylenecek aptalca sözler

e: hissettin mi?
k: neyi ?

kıvırcık saçlı erkekler

(bkz: kıvırcık ali)

samimi olunan arkadaşın alevi çıkması

(bkz: olabilir)

2023 ak parti iktidar türkiye dünya devi

bikere parti ne demektir onu tanımlayalım.
siyasal parti benzer siyasi görüşte olan insanların ülke yönetiminde söz sahibi olmak için kurdukları örgüttür.

şimdi bu tanıma göre, türkiye' de ki siyasi partiler hangileridir ?
chp, tkp, bdp vb.

akepe parti değil midir ? tabi parti ama bir siyasal görüşü var mıdır, bir ideolijisi var mıdır ?

hayır. kurulurken merkez sağ olarak başlayan sonrada bizzat rte' nin lafı ile merkez partisi olarak tanımlanan bir topluluk.

neden oy veriyor bu % 5o ?

bir kere anketlerden de anlaşılacağı üzere oy verenlerin % 75 civarı hizmetinden ( yani bir şekilde şahsi çıkarı olduğu için), %20 'i rte için oy veriyor. şimdi rte 3. defa millet vekili olduğu için gelecek seçimlerde olmayacak...
hmm, bu durumda akepe ne olacak dağılacak lidersiz kaldığı için bölünecek.

diğer patilere bakalım, yıllardır chp ve tkp ' nin yıllardır aynı ideolijide birleşmiş bir seçmeni var. parti lideri değişiyor, memleket değişiyor ama seçmen aynı.

bu sebeble bence akp 2023 'ü maalesef göremeyecektir.

nazım hikmet le fethullah gülen in ortak noktaları

(bkz: olmayacak işler peşindesiniz)

yerli prezervatifimize alternatif isimler

(bkz: türban)

tayyip in balkondan düşme ihtimali

ben senin balkondan düşme ihtimalini sevdim rte.
bıktım her seçimden sonra balkona çıkmana, konuşmana.
umudum 4 yıl sonraya, yine balkona çıkarsan belki düşersin bu sefer.

pink floyd gelmiş geçmiş en iyi müzik grubudur

(bkz: olabilir)

12 haziran 2011 genel seçimleri

memleket halkının tercihidir.

AKP % 50
CHP % 26
MHP % 13
BAĞ % 06

ben chp ye oy verdim ama açıkçası sonucu yadırgamıyorum. akp 'ye oy veren vatandaşlarımızı da diğer partililer gibi küçümsemiyorum. tebrik etmek lazım. zaten yeni chp siyasetinin meyvelerini ancak sonraki seçimde alacağını tahmin ediyorduk haliyle. (bkz: #11863731)

şunu da belirtmem lazım ki; akepeye oy verenler yazar mine g.kırıkkanat ve onun türevi diğer gazete yazarlarının sandığı gibi, göbeğini kaşıyan, cahil, bilgisiz kesim değildir. bu seçim bunun doğru olmadığını göstermiştir.

ayrıca önceki seçim için mazlum edebiyatıyla yada mağdurum söylemleri ile % 47 oy aldıklarını öne sürenler de ters köşeye yatmıştır.

rte 'nin sert söylemleri, milliyetçi tavrı ve diktatör tavırları bilakis oy arttırmıştır.( doğu ve güney doğu anadoluda da oylarını arttırmıştır.) bu da ayrıca ilginç.
ayrıca adamlar çalışıyorlar, maalesef halkın gözüne girmeyi çalışmayı yada çalışıyor görünmeyi iyi beceriyorlar.

chp 'de kıpırdama var ama yeni chp ancak gelecek seçimlerde, o da belki...

umrarım recep bey daha da sertleşmeden düzgün bir siyaset yapar ve üretim ekonomisine artık yatırım yapar ( alış veriş merkezlerinden gına geldi de) ama buna ben de inanmakta zorlanıyorum.

Her işte bir hayır vardır. bu seçiminde herkesin hayrına olmasını diliyorum.

6 haziran 2011 kenan evren in ifade vermesi

12 Eylül 2010 referandumundan çıkan anayasa değişikliği sonucu yaklaşık 9 ay sonra akla gelen sorgulama manidardır. (bkz: seçim yatırımı) (bkz: takiye)

Şöyle ki; başsavcı vekili paşazadenin önce evine gidiyor, sonrada sayın cumhurbaşkanı diyerek hitap edip sorular sormaya başlıyor.

Paşazade ne desin, evet yaptım, yine olsa yeniden yaparım, Pişman değilim.*
Başsavcı vekili ne derse beğenirsiniz; " öbür arkadaşında ifadesini alacağız sonra bu süreçte ilgili cumhuriyet başsavcılığı dava açılması veya açılmaması yönünde karar verecek " miş.

Yahu koskoca başsavcı vekilisin hukuk mu bilmiyorsun bu adamlar darbe yaptı, bilerek yaptı, o kadar insanı öldürdüler, sakat bıraktılar ülkenin ağzına sıç-tı-lar.

Şimdi ergenekon davası nedir ? darbe teşebbüsü değil midir? hatta içeride yatanların çoğunun suçu bile belli değil, yok gizli tanıklar, yok imzasız yazışmalar, gizli dinlemeler vs.

o zaman bu adamlar neden içeride ?

sen daha 12 eylül 1980 darbesini yapan adamlara dava açmayı düşüneceksin diğer tarafta suçunu bilmeyen yüzlerce kişi var en az 600 gündür içeride.

27 nisan e-muturasıda unutuldu kimsenin aklına gelmiyor.

Hmmm, şimdi düşünelim bir şeyler yanlış sanki, beni * aptal yerine koyuyorlar bu ampul kafalılar, maalesef öyle. yem atıyorlar ey halkım, kanma bu oyunlara.

şimdi ben savcı olsam kenan evren paşazadenin yaşını 17 'e küçültüp (yaşlılıktan yırtmasın kemik yaşı gençtir köftenin) idamını isterdim.

bize her yer trabzon

(bkz: deliye her gün bayram)

che yaşasaydı akp ye oy verirdi

(bkz: atma recep din kardeşiyiz)