bugün

istanbul, ankara, izmir dışında bir üniversiteye gidecekseniz gitmeyin. zira açıköğretim okuyun aynı şey olacaktır. onun dışında yüzde yüz burslu olsanız dahi özel üniversite tercih etmeyin sonra çok pişman olursunuz ve tecrübeyle sabit bir durumdur.
üniversiteli olduk, rahat davranalım diye zorlamayın.
istanbul'da okuyorsanız veya okuyacaksanız sabahları erken kalkın -sabahları erken kalkmaya alışkın olmak için çalışmalara başlayın.
Çok zorunlu olmadıkça harç ve öğrenim kredisi almayın.
okulu dondurup askere gidin.

not: böyle yapan biri var mıdır acaba? araştırıp bulmak ve plaket vermek gerekiyor kendisine.
"mühendislik okuyacaksanız, össye -ya da adı her neyse- çalıştığınızdan daha fazla çalışmanız gerekecek" tavsiyesidir.
final zamanı böyle mal gibi sözlüğe girmeyin.*
dönem başında yatay geçişten bahsetmeyin,sonra -nolduu hıı hı? gibi tepkilere maruz kalabilirsiniz.
4 yıllık üniversite hayatımda yaşadığım şeyler itibariyle yardımcı olmaya çalışacağım;

-devlet yurdunda kalıyorsanız ve eğer rahatsanız, yok ben eve kız atacam, yurtta ders çalışılmıyo evde hayvan gibi ders çalışacam diye ailenize bahane üretip de eve çıkmayın. yurt ortamı güzeldir. *

-ingilizce hazırlık varsa mutlaka muaf olmaya bakın, ancak zorunluysa zevk almaya bakın ingilizceniz gelişir.

-her önünüze gelen adamla eve çıkmayın. evde sorumluluklarınızı bilin, kimseye kendinizi ezdirmeyin, temiz olmaya çalışın.* daha sonra başka bir eve taşınmak öyle kolay bir iş değildir.

-bölümünüzün zorluğuna göre ders çalışın, kolay bir bölümdeyseniz hayatınızı yaşayın, sınavlardan bikaç gün önce başlarsınız çalışmaya.

-okurken aynı zamanda kendinizi geliştirmeye bakın, yarışmalara falan girin, derece almaya çalışın, ne kadar belge var, sertifika var toplayın. ki diğerlerinden farkınız olsun.

-boş vakti olan bir adamsanız öğrencilikle yetinmeyin çalışın, bişeyler öğrenin. hem yeni ortamlara girersiniz hem de para kazanırsınız. hele bir de okuduğunuz bölümle ilgili bir işse bambaşka, işte ben böyle bir akşamda aşık olduuum...

edit: haa bir de, öyle çok muazzam bir bölümde okumuyorsanız öyle not ortalamasının falan bir önemi olmuyor. sınıfta bulunan ve resmen ortalamaya oynayan -kimseye kopya falan vermeyen- insanları facebook'unuza ekleyin, iş hayatına atıldığınızda kendinizi kıyaslıyorsunuz güzel oluyor.
başlamayın biz yanıyoruz siz yanmayın girin bi işe hayatı öğrenin kıdemli olun küçükken başladığınızdan sizi daha çok severler..patron veya işi öğreten ben bunun şu kadar halini bilirim diye sizle şakalaşır falan ne tatlı.elinizde diplomayla kasıntı mülakatlara girmezsiniz.zaten biz size haber vericez deyip geri dönmezler..nasılsa bu ülkede kaç kişi okuduğu işi yapıyor kaç kişi iş bulabiliyor.bunları ciddiye alın hadi bakim bırak o öss hazırlık kitaplarını.
birisinin yerine imza attıktan sonra, hoca farkeder de "kim attıysa erkek gibi ortaya çıksın" derse, sakın gaza gelmeyin.
içeri girmeye lüzum yok, çoğu okulun verdiği eğitimi evde oturup kitap okuyarak da alabilirsiniz.

Hele maddi durum iyi değilse bütçeyi zorlamaya değmez.
Tek tavsiye;bitirmeyin!
hayatınızın sınırlı güzel günleridir. mezun olacaksınız.
üniversiteye başladığınızda görüp bu insanlar nasıl kazanmışlar ya çok rahatlar hiç ders çalışmıyorlar çok sosyaller vuuuu ben de olucam diyip derslerinizi boşlamayın, üniversitede insanlar asla göründükleri gibi değildirler final zamanı hepsinin içindeki inek şaha kalkar siz de yandığınızla kalırsınız.
özet olarak derslerinize çalışın daha ilk yıllardan boşlamayın pişman olursunuz.
üniversiteniz her ne kadar sizi dershane havasına sokmaya çalışsa da oyuna gelmeyin imkanlarınız çerçevesinde sosyal aktivitelerde yer alın.
eğer dersinize gelen hoca prof ise önünüzdeki çay tabağına bu tavşan diyorsa evet hocam bu tavşan diyin ve suyuna gidin.*
gittiğinizde harika insanlarla aynı sınıfta olacağınızı, süper hocaların dersinize gireceğini, her gün süper ortamlarda eğleneceğinizi ve her şeyin çok ama çok farklı olacağını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. yani fazla beklenti içine girmeyin.
maksimum iki sene takılıp eğlenin. sonra gidip bi iş bulup çalışmaya başlayın. yoksa bu memlekette okumanın çok da bi forsu yok.
üniversitede kızlar teklif ediyormuş yalanına inanmayın.
bulduğunuzu sikin. üniversite bittikten sonra pişman oluyorsunuz.
(bkz: ben)
- belki çok kez söylenmiştir ama bölümünüzü seçerken çok dikkatli olun. bir anlık hevesle gidip saçma sapan bir bölüm seçmeyin. arkadaşınız hukuk okuyacak diye hukuk seçmeyin mesela. zira yıllarca o bölümde yıllarca okuyacaksınız. sizinle hiç alakası olmayan bir bölümü seçmeniz mezun olmanıza bile engel olabilir.

- eğer hazırlık okursanız kesinlikle derslerinizi ciddiye alın. zira hazırlık, eğitiminiz için en önemli şeylerden birisi. hazırlık okursanız büyük ihtimalle dersleriniz de ingilizce olacaktır. hiçbir şey öğrenmeden fakülteye geçerseniz sudan çıkmış balığa dönersiniz. ne kadar çabalarsanız çabalayın ingilizceyi anlamadan bölümünüzü bitirmeniz çok zorlaşır. en azından temeli sağlam atın.

- hazırlıkta verilen eğitimle sınırlı tutmayın kendinizi. konusu ne olursa olsun ingilizce makaleler okuyun ki kelime dağarcığınız genişlesin. kafanıza bir kelime takıldığında "boşver" demeyin ve sözlük açıp bakın. bir şekilde o kelime işinize yarayacaktır. hatta mümkünse ingilizce roman alıp okuyun. * ben bir roman okumuştum ve inanılmaz faydasını gördüm. birçok kelimeyi oradan öğrendim.

- muhtemelen en kolay yılınız fakültedeki ilk yılınız olacaktır. o yüzden ilk yılda dersleri önemseyin. önemseyin ki iyi notlar alın. iyi notlar alın ki ortalamanız yükselsin. ileriki yıllarda dersler zorlaşınca ortalama da düşmeye başlayacaktır. o yüzden ilk seneden ortalamayı yükseltin ki son senede ortalamayı yükseltmek için tekrar ders almayın.

- doğru düzgün arkadaşlar seçin. en azından kendi karakterinize uygun kişilerle arkadaşlık kurun. mesela az konuşan biriyseniz fırlama tiplerle takılmayın. zaten kendinizi muhtemelen onların yanında iyi hissetmeyeceksiniz.

- fazla arkadaş yapmaya çalışmayın. sayısı az olsun ama size değer veren kişiler olsun. sayı değil kalite önemli.

- çekingen olmayın. kimin sizinle ilgili ne düşündüğünü kafaya takmayın. rahat olun ve kendiniz olun. *
- hangi ortamda olursanız olun kendi fikirlerinizi belirtmekten çekinmeyin. eğer insanlar fikirlerinizi beğenmediğinden dolayı sizinle arkadaşlık yapmayacaksa bırakın yapmasın. zaten o kişiden hayır gelmez. siz en azından kendiniz olursunuz.

- derslere mümkün olduğu kadar girmeye çalışın. öyle yaptığınız zaman sınav döneminde kendinizi yırtmak zorunda kalmazsınız.
insanlara güvenme, sevişeceksen korun, ve her ders en ön sırada oturan gözlüklü kızla aranı iyi tut. *
-eğer istanbul üniversitesi'ni yazacaksanız bir daha düşünün
-eğer olurda istanbul üniversitesi'nin avcılar kampüsünde bi bölüm yazacaksanız hiç düşünmeyin bile. sakın yazmayın
-vizelere çalışmayıp finallerde düzeltirim demeyin düzelmeyecektir.* *
bu mevsimde gerek olmayan tavsiyelerdir.