bugün

ilkel toplumun ataerkil düzene geçtiği zamanlarda üretim araçlarının gelişmesi ile emek üretkenliğinin artışı kollektif üretim tarzının zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır. daha önce bir düzine insanın birlikte ekebildiği tarlayı bir aile tek başına ekebilecek şekle gelmiştir. bu durum bireysel iktisadın doğuşuna izin vermiştir. bireysel emek de özel mülkiyeti beraberinde getirmiştir.

üretim ilişkileri bireysel emeğin gelişimiyle değişmiştir. belli bir alandaki üretim fazlası gensler arası değiş tokuşa tabi tutulmuştur. bu işlemde gensin patriarkları ve ihtiyarları öncü olmuşlardır. zamanla kendilerini değiş-tokuş edilen malların sahibi konumuna getiren patriarklar ve ihtiyarlar özel mülkiyetin ilk mümessilleridir.

özel mülkiyetin gelişiyle gensler büyük ataerkil ailelere bölündü. akrabalık ilişkisi şart olmaksızın topluluklar köyler halinde yaşamaya başladı. köy düzeninde önceleri üretim alanları olan tarlalar yani toprak ortaklaşa kullanılırken sonradan toprak da özel mülkiyet haline geçti.
yobazlık sayesinde taşınır-taşınmaz mallardan canlılar boyutuna geçmiş kavram. ülkede travma etkisi yapan şeyh-mürit ilişkisi son yıllarda kendini iyiden iyiye hissettirmektedir. bazılarımız nasıl kendini şeyhinin malı hissediyorsa, seçimde aldıkları oy oranı nedeniyle birileri de vatandaşlarını kendi malı gibi hissetmektedir. (bkz: ananı da al git) (bkz: 14 ağustos 2008 istanbul da ohal uygulaması)
(bkz: mulkiyet hirsizliktir)
edit : unutmusum, onerme proudhon un...eksi ona yani.
yarin yanağından gayri herşeyin ortak olması gerekliliğini savunanların karşı durduğu sistem.
ormanları, fabrikaları, sahilleri içine alan, ama bazen ekmeği içine almayan kavram.
olması gereken.
(bkz: iylik ekleri/#9698717)
Kur'an-ı Kerim de fussilet suresi 10. ayetine göre (bkz: sevaen) eşit olması dışında ters düşen mülkiyettir. Ayette geçen sevaen kelimesi müsavi olarak anlamında çevrilmiş. Müsavi tdk sözlükte eşit-denk anlamındadır. Ayrıca bu ayetle ilgili çevirilere bakıldığında anlamca tamamen farklı çeviriler mevcuttur ve sanki kasıtlı olarak birileri ayeti zenginlerin işine gelecek şekilde çevirmektedir izlenimi vermektedir.
bütün kötülüklerin anasıdır.
amerikalıların kullanmayı pek bi sevdiği laftır. "get out of my proprierty or ill call 911" şeklinde tehditleri pek bir meşhurdur.
içki ve kumar ile birlikte bütün kötülüklerin anası olan müthiş şey. yaaa yaaa...
sosyal adaletin yegane sikicisi. vergi dilimi diye memuru pompişleyen hükümet kodamanları koruyor. ve diyor ki eğer bu adamlar olmasa krizi önleyemeyiz, böyle savunca mı olur lan, malını elinden al. dert bitti. bak putin'e, gerekli olduğunda hepsini pompişliyor.
ülkemizde ki anlamı 'buraların alayı bizim' deyip istediği zaman istediğini yapmasına denir.
Bir insanin ihtiyacından fazlasına sahip olmaması gerekir.

Örnek : 3 çocuklu ailenin maks 5 adet evi olabilmeli.

Her insanin maks 1 adet arabasi olabilmeli.

Her insan ihtiyacindan fazla taşınmaz mali mülkiyeti altında bulundurmamali.
her türlü tasarruf ve söz hakkının bireyde olduğu mülk çeşididir.

ben özel mülkümle ilgili her türlü sözü söyleme, kararı alma hakkına sahibim. mesela mülküme yeşil gözlü insanları almayabilirim. yahut düzgün bir istanbul Türkçesi konuşmayanları. hiç kimse de buna engel olamaz.

arz ederim.
felsefe 101 den başlamakta yarar olabilir.
felsefe 101 den başlamakta yarar olabilir.
Mülk sahibi, kendi iradesini yasa olarak dayatır, ve ne çelişkiden ne de denetimden muzdariptir; yani, aynı anda hem yasama hem de yürütmeymiş gibi davranır. ve böylece mülkiyet despotizmi ortaya çıkarır. Mülkiyetin özü o kadar belirgindir ki, ona inanılması için sadece ne olduğunun hatırlanması ve çevrede olup bitenleri gözlenmesi yeterlidir. Mülkiyet, kullanma ve suistimal etme hakkıdır. eğer metalar mülkiyet ise, o zaman neden mülk sahipleri krallar, ve despotik krallar olmasınlar? Ve eğer her mülk sahibi kendi mülkiyeti alanı dahilinde egemen olan bir lordsa, kendi arazisi içinde mutlak kralsa, mülk sahiplerinin hükümeti kaos ve karmaşadan başka bir şeye nasıl yol açabilir?

Diğer bir deyişle, özel mülkiyet, mülk sahibinin kendi mülkiyeti üstünde "egemen bir lord" olarak davrandığı --ve böylece onu [kendi mülkünü] kullananlar üstünde mutlak bir kral olduğu küçük bir devlettir. Tüm monarşilerde olduğu gibi, işçi onların [kapitalistlerin] mülkiyetini kullanırken onların emirlerine, yasalarına ve kararlarına itaat etmek zorunda olan kapitalistin kuludur [tebaasıdır]. Bu, açıktır ki, hürriyetin (ve görebileceğimiz üzere emirlere itaat etmek aşağılayıcı olduğu için şerefin) reddi demektir.
insanlığın ilkel dönemlerinin bir kalıntısıdır.özel mülkiyet, bazı sınıfların diğer sınıfları sömürme aracı ve onların üzerinde baskı ve zor aracı olarak kullanılmaktadır.
"kamu yararı" gerekçesi ile anayasal olarak sınırlandırılabilecek 2 haktan biri. (miras da buna dahildir.)

diğeri "ispat hakkı" dır.
kutsaldır. özel mülkünü korurken ölen şehit sayılır.

Hadiste: “Kim malını savunurken öldürülse şehit olur.” şeklindeki hükmü bunu gösteriyor. (bk. Maverdi, el-Havi’l-Kebir, 13/140)