bugün

özel mülkiyet

Mülk sahibi, kendi iradesini yasa olarak dayatır, ve ne çelişkiden ne de denetimden muzdariptir; yani, aynı anda hem yasama hem de yürütmeymiş gibi davranır. ve böylece mülkiyet despotizmi ortaya çıkarır. Mülkiyetin özü o kadar belirgindir ki, ona inanılması için sadece ne olduğunun hatırlanması ve çevrede olup bitenleri gözlenmesi yeterlidir. Mülkiyet, kullanma ve suistimal etme hakkıdır. eğer metalar mülkiyet ise, o zaman neden mülk sahipleri krallar, ve despotik krallar olmasınlar? Ve eğer her mülk sahibi kendi mülkiyeti alanı dahilinde egemen olan bir lordsa, kendi arazisi içinde mutlak kralsa, mülk sahiplerinin hükümeti kaos ve karmaşadan başka bir şeye nasıl yol açabilir?

Diğer bir deyişle, özel mülkiyet, mülk sahibinin kendi mülkiyeti üstünde "egemen bir lord" olarak davrandığı --ve böylece onu [kendi mülkünü] kullananlar üstünde mutlak bir kral olduğu küçük bir devlettir. Tüm monarşilerde olduğu gibi, işçi onların [kapitalistlerin] mülkiyetini kullanırken onların emirlerine, yasalarına ve kararlarına itaat etmek zorunda olan kapitalistin kuludur [tebaasıdır]. Bu, açıktır ki, hürriyetin (ve görebileceğimiz üzere emirlere itaat etmek aşağılayıcı olduğu için şerefin) reddi demektir.