bugün

bildiğimiz çekirdek aile ortamıdır.

daş gibi hatunla yakışıklı erkeğimiz filmin sonunda birbirleri aşk-ı ilan etmişler ve öpüşme denen, dudağın dudağa değme olayına girişmişlerdir. o ana kadar da, peder beyin film hakkında atıp tutmaları dinlenmiş, annenin "kesin ölcek be adam" deyişlerine tanık olunmuş, genel bir muhabbet havasında film izlenmiştir.

ama o an yok mu. oturma odasına bir sessizlik çöker, baba kanalı değiştiremez, anneden tık çıkmaz, çocukda hafiften ter gelir.

sahne bittiğinde; derin bir huzur, oh çekiş... *
herkesin kafasında bir düşünce baloncuğu oluşmuş ve oradaki yakışıklının/çıtırın yerinde kendisinin olduğunu hayal ettiği durumdur.
küçükken bir öpüşme sahnesinde utanıp kanalı değiştirmeme sebep olan ve hemen ardından babaannemin '' sen ne utanıyorsun evladım bırak onlar utansın '' aforizması yaptığı durum.
- hanim kumanda nerde

+ elinde ya

- hmm kanali degistireyim bari.
kimi zaman babanın "hanım benim çişim geldi", annenin "çayın altı açık kaldı heralde" cümleleriyle oturma odasını terkettiren sessizliktir.
kayınpederin, "eskiden de ursula andress vardı bi de böle" demesiyle bozulacak sessizliktir.

hamiş: keşke hiç bozulmasaydı o sessizlik, daha iyiydi. babam o dirseği yemezdi annemden. *
öpüşme sahnesi değildi ancak aynı hissiyatın bir derece üstünü yaşatmıştı bize. halam, halamın kızları, babannem, babam, eniştem, halamın kızının kızları... kısacası kadınlı erkekli kalabalık bir grup televizyon izliyorduk. kemal sunal'ın bir filmiydi. kadın kemal sunal'ın omuzlarına elleyerek "ne kadar sert omuzların var!" şeklinde nida eyledi. Kemal Sunal tereddütsüz söyledi lafını: "elleyince sertleşen başka yerlerim de var."

ortam bir anda soğudu, babannem öksürmeye başladı, annem çaya bakmaya gitti, halam anneme yardıma gitti, halamın kızları, annem ve halama yardıma gittiler, kardeşim bakkala gitti, halamın kızlarının kızları daha küçüktüler bir yere gitmediler, babannem ben eve çıkıyorum dedi ve evine gitti, babam ve eniştem tavla oynayalım dediler tavlaya oturdular, ben televizyonu kapatıp odama gittim.
(bkz: ben bunu geçen hafta görmüştüm)
(bkz: ben bunu dün gördüm)
(bkz: ben bunu haftaya görecem)
(bkz: aşk ı memnu) **
Annenin çocuklara "kapatın gözünüzü kapatın pis sapıklar kapatın dedim!!!" uyarısıyla kısa süren sessizlik.
eğer öpüşmeden daha da ileriye gidilirse, çocuğun "yürü git odana" nidasıyla kovulması muhtemeldir.
aile ortamında; öpüşme sahnesini ikinci plana atma doğrultusunda gelen lüzumsuz diyalogla son bulacak sessizliktir. geniş bir konu yelpazesi mevcuttur bu sessizlikte.

- ee. ıı...
- işte dedim bugün un pastası alayım oğluma.
+ hehe saol anne.
- ee. okul nasıl oğlum ?
+ hea iyi işte, aynı.
- nasıl? orda şey yapı.. heh bak fernando o adamı öldürmeye gidecek kesin.
+ yok ya rahatımız iyi, çok şükür.
- bi sus filmi kaçırıyorum.
+ !!??

olur da arkadaş ortamında karşılaşılırsa öpüşme sahnesi, bu sefer lüzumsuz diyalog yerini bomba diyaloglara bırakır. herkes bir şey sıkar, öpüşme beğenilmez. sessizlik son bulur.

- eeh. bu ne ya. öpüşeceksiniz adam gibi öpüşün.
+ heeç ya. birde aktör olacak.
- ya bak geçen yine öpüşüyorum ...
+ !!?
salt sessizlik olsa ne ki, böyle bir sahnede sürekli "bademcik ameliyatı" masalıyla büyüdü bir nesil.
herkesin içinden "biri kapatsa da kurtulsak" dediği, fakat kimsenin kapatmak için harekete geç(e)mediği hadise. insanın nutku tutuluyor herhalde.
herkes kafasını oraya buraya çevirir. boynunu kütletip televizyona bakmamaya gayret eder. aile ortamında gerçekleşir.
babanın "degistir şunu" lafının üstüne kumandanın yerini bildigin halde arıyormus gibi yaparak biraz daha uzatılabilecek sessizlik.
daha birbirlerine yaklaşma aşamasındayken olayı çakanlar,dikkat çekmemek için öpüşme gerçekleşmeden kafalarını çevirirler.sanki o sahneden bi habermiş gibi telefon karıştırılır,alakasız yerlere bakılır.tabi bu sırada sessizlik sürmektedir.
öpüşme oturma odasında gerçekleşiyorsa normal bir durumdur.
olay ev de gerçekleştiğine göre çocuk anne ve baba birlikte televizyon seyretmektedirler. genellikle kumanda babanın elindedir. öpüşme sahnesi geldiğinde baba kanalı değiştirmez anne babanın bacağına ufaktan eliyle dokunur. (kanalı değiştir diye işaret etmektedir burada annenin amacı) baba bu mesajı ya almamıştır ya da geç almıştır. baba kanalı değiştirene kadar çocuk hemen annesine ben içerideyim,ben mutfaktayım,ben arkadaşımla buluşacaktım gibi bahaneler uydurur ve oradan hemen kaçar.
bildin bileli en iyi tanidigin insanlarin bir anda dunyanin en saf-salak insani rolu oynadigi anlardir.

(bkz: birak bu ayaklari)
Film sahnesiyse eğer bu, herkeste şöyle bir tavır oluşmuştur; öpüşülüyor ama biz gülmüyoruz, biz filme odaklandık buralar bizi ilgilendirmiyor. Halbuki herkes orayı ilgiyle izlemesine rağmen hiçkimseyle o bölümü paylaşamadığı için suskunluk oluşur. Evet kötüdür bu suskunluk hatta niye sustunuz lan itler diyin onlara ve burda yazanları yüzlerine vurun hepsinin. akılları başlarına gelsin. bir daha böyle şeyler yapmasınlar! *
(bkz: ee daha daha nasılsınız)
oturma odasında bulunanların içten içe ve kaygıyla "acaba daha ileri gidecekler mi?" sorusunu kendi kendilerine sormaları sonucu oluşan gergin bekleyişin getirmiş olduğu sessizliktir.
ikinci bir televizyonun eve girme sebeplerinden biri olabilir.
ailecek seyrediliyorsa eğer; sesizlikle birlikte herkes kaskatı kesilmiş * vede gözler kocaman açılmış olur. ilk şaşkınlık geçtikten sonra. anne ve baba hemen çocukların gözünü kapatır. * *
(bkz: sevişme sahnesinde kanalın zaplanması)
(bkz: ped reklamı girdiğinde kafanın ekrandan çevrilmesi)