bugün

faşistliğini sevdiğim yazardır. ayrıca üç beş şerefsizin suç duyurusuyla o'na ve fikirlerine birşey olacak sanan yavşaklara söylenecek tek söz;
"it ürür kervan yürür" olacaktır.
"hepimiz yılmaz özdil'iz, hepimiz faşistiz..."
türk milleti adına çalışan şeref namus sahibi üstün yazar. ilgiyle okunuyor. hain takımını cırtlatıyordur.
yumruk başlıklı yazısında çoğumuzun hislerine tercüman olmuş, yazdıkları kaçırılmaması gereken pek iyi köşe yazarı.
enteresan yazıların adamı.
ülke insanının "kemalist hegemonya" tarafından zihni kontrol etmek yoluyla nasıl da "yanılsamaya" uratıldığının ve bu ülkenin niçin gelişme sürecinde sürekli engellemelerle karşılaştığının en iyi örneklerinden biridir bu düşünmez yazar. hergün bir sosyal bilimciymiş gibi yaptığı tarihsel ve sosyolojik değeri sıfır olan tespitleri kemalist bünyeler tarafından bir hap misali yutulmakta ardından bünyede oluşan rahatlama reakisyonu "en çok okunan " yazarlar zırvasında yerini almasını ve bilimsel değeri sıfır olan yazılarının toplum içinde kutsanmasını sağlamaktadır. kemalizm'in yetiştirdiği ve amiral gemisinin baş tahtına oturttuğu bu yazarımsı iktidar partisi işçi ile çatışmaya girince "sosyalist" burjuva ile çatışmaya girince "kapitalist "olmakta ve çiftçiyle çatışmaya girince "köylü milletin efendisidir " sloganlarıyla karşımıza çıkarak kendi kimliğinin aslında sahibi olmadığını kendi varoluş koşullarının "iktidar partisi" tarafından belirlendiğini haykırmaktadır. hiçbir konuda bir birikimi olmaması ve bütüncül analiz gücünü kendinde hisstememesi olaylara "tarihi bir bütünlük" içinde bakmak yerine "günübirlik" bir tarih bilinciyle bakarak kavramaya çalışmasına neden olmakta bu durum yaptığı tespitlerle ortaya çıkan birbirinden çelişik olguların ontolojik nedenini oluşturmaktadır. "tez" "anitez" ve "sentez" olarak ilerleyen diyalektik yaklaşımın yazarın epistemolojik kültüründe hiçbir şekilde yerinin olmaması zaten yazarın konumunun baştan bir "yanılsama kültürünün" belirlediği şekilde konunlandırıldığını göstermekle birlikte tam da "hedef kitle için" uykun bir şekilde dizayn edilmiş bir yapıya sahip olduğunu da ortaya koymaktadır. yazarın konumlanmış olduğu yerin "belirleyicisi" olmaması ve kendi kimliğine sahip olmaması kendi varoluş koşullarının dışına çıkamamasına neden olup yazarın konumunu belirleyen iktidar mekanizmasıyla kimliğini sürekli şekillendirmekte olan "iktidar partisi" arasında kalarak süekli azilmesiyle sonuçlanmaktadır. kimlik aşınması , kimlik şekillenmesi ve epistemolojik yetersizlik yazarda "bir cahil cesareti" yaratmakta ve cahil cesaretinin vermiş olduğu enerjiyle haraket ederek toplumsal muhalalif dinamiklerinin merkezini oluşturmaktadır. merkezini oluşturduğu toplumsal muhalif hareket zaten kendisinin konumunu belirlemiş olan bir kitlesel yapı teşkil etmekte bu kitlesel yapıyı teşkil eden bireylerin "düşünme" " "epistemolojik süzgeçten geçirme" ve "ontolojik sorgulamalar yapma" bilincinin sıfır olması tam da merkez ile merkezi oluşturan kitlelerin birbiriyle bir vucut edasıyla uyumlu bir şekilde hareket etmesini sağlayarak bu kitleyi tam da karşılarında olduklarını iddia ettikleri " cemaatçi dogmatik yapıya" dönüştürmektedir.
yobaz ve bölücü kürtçüleri çatlatan yazardır. emin çölaşandan sonra boşluk sayesinde dolmuştur.
kısa cümlelerin adamı. mizah ve hicvi güzelce kullanan yazarımız, iyi yazıyor üstad.
ilkokul mezunudur zannımca.

edit akbayram:hemen de kötüleyin amınakoyim.ilkokulda bu cümleleri yazamayan varsa ben napayım ulan.yılmaz özdil okuyup dostoyevskiden çakmayanlara kızlar teklif ediyomuş.
liseli ergen tadında yazan köşe yazarı. birçok yazısında bunu göstermekle beraber, son yazısında (ahmet türk'e atılan yumruk) bunu iyice belli etmiştir.

-onlar taş atıyorda biz niye yumruk atmayalım. bu yumruk birçok yurttaşın isteğidir.

yakışıyormu yaşını başını almış, tiraj olarak büyük bir gazetede yazan insana bu laflar. ne günlere kaldık.
milyonların duygularına tercüman olan kalemi keskin yazar.
3-5 pkk goygoycusuna pabuc bırakmaması gereken sağlam yazar. koymuştur oturttmuştur ki zıp zıp zıplamaktadır karşı taraf.
15 nisan tarihli yumruk yazısı üzerine bazılarının 'ohşşff çok süfeeer yazmış, über insan, idolüm, tek geçerim, umudumuz yılmaz, son sözüm yılmaz özdil' içerikli yazılar döktürmesi ne gariptir.

bu ülkede hangi aklı selim insan pkk'nın terörist olmadığını söyleyebilir. zaten aksini düşünen bizzat teröristtir ya da yandaşıdır. bu tesbiti sanki sadece kendisi yapmış gibi ortaya çıkıp şovalyeceliğe savunuyor yılmaz bey. ne kahraman ama! halihazırda coşmuşken tüm sorunlarımızı halledecek çözüm önerilerini de sıralasaymış. bu kadar basit yani!

terörizm bu ülkenin sırtına yapışmış bir kene gibi kaç yıldır kanımızı emiyor. kaç tane şehit verdik. askeri operasyonlar yapılıyor, devlet sosyal atılımlarla da sorunun çözümü için bir şeyler üretiyor. terörist gizli düşmandır. savaş olsa düşmanın nerede olduğunu, nereden geleceğini bilirsin. ama terörizm böyle bir şey mi? kahpeliktir terörizm, pisliğini dağda da kusabilir şehrin ortasında da. sorunun çözümü de her zaman topla tüfekle olmaz. bir süreçtir bu.

yahu bu yumruk olayı bu kadar mı kötü analiz edilebilir. bir gazeteci yaşanan bir gelişmeye bu kadar mı sığ bakabilir, bu kadar mı şovenist yaklaşabilir. sen bir yumrukla bunu hallettiğimizi mi düşünüyorsun? bununla rahatladın mı? çok mu vatansever olduğunu düşünüyorsun?

devlet bahçeli gibi at ipi halkın üstüne.

seni gazeteci deyip oraya getirenlere de şakşakçılığını yapanlara da yazıklar olsun!
türkiye'de bir çok örneğine rastladığımız yazar. sokakta 10 vatandaştan 6'sı bu yazar gibidir. aynı düşünceye aynı mantığa sahiplerdir. hepside faşisttir. ülkeyi asıl bölenler bu kafa yapısına sahip olanlardır. oturdukları yerden, zorluk bilmeden, sefalet bilmeden atıp tutarlar. sen doğuya gittin mi hiç sayın yılmaz özdil? bu ülkenin adamı kürtçe bile konuşamıyor faşist ruhlu şerefsizlerin yüzünden. herkes bu ülkede türkçe konuşmak zorunda mı? bu mu hürriyet? bu mu demokrasi bu mu bu mu bu mu? milyonlara hitap ediyorsun. yazık ediyorsun. senin yazarlığı bırakacağın günü iple çekiyorum.
kendisine faşist diyenlerin, chp'nin maruz kaldığı saldırılarda ya da vakit gazetesi gibi yayın organlarından hedef gösterilip öldürülen insanların varlıkları konusundaki muhteşem fikirlerini merak ediyor insan ister istemez.

en azından bağlaç olan ve ek olan "de, da"yı ayıracak kadar beyni var.
olmayanlar ise rasim ozan kütahyalı'nın kendini bilmez tavırlarını aratamayacak şekilde kendilerine uygun gelmeyen her fikri, "übermensch demokratlıkları" ile faşist damgasını vurup geri çekilebilmektedirler.. ve hepsi de erkek oluyor bu meraklıların genelde.. ironiye gel. işte faşizmin en kuyruklusu da budur.
anti-entelektüelizmin bu kadar prim yaptığı, aydınlara sövmenin popülerlik getirdiği bir ülkede özdil'in el üstünde tutulması gayet doğal zaten.
yılmaz özdil'in nefret suçu işlediğini yazanları görünce şaşırmamak elde değil yahu kardeşim bu adam ilk kez mi faşizm kokan bir yazı yazdı, ya da bu adamın yazı yazdığı hürriyet nefret suçunun kitabını yazmış bir gazete değil mi zaten. ahmet kaya hakkındaki uydurma haberleri yapıp toplumsal linç için ortam hazırlayan, hrant dink'in katilleriyle empati kurmamızı öğütleyen, genelkurmay gölgesinde andıçlarla insanları vatan haini ilan eden oktay ekşi'yi başyazar yapan bir gazetede yılmaz özdil'in bu yazıyı yazması değil yazmaması ayıp olurdu. hürriyet derin devletin ve ortalama milliyetçiliğin resmi gazetesi olduğu müddetçe bu enter tuşlarından mütevellit yılmaz bey gibi nice niteliksiz adam göreceğiz. ulusalcılar merak etmesin bu toprakların ortalama anti-entelektüelizmden daha çok yılmaz özdil ler çıkar.
şu adam için bu kadar entry girmeyin kendini hakketten yazar sanacak.
kendisini yazar yerine koymayanlara karşın, türkiye'nin büyük yazarlarından biridir. az lafla çok şey anlatır, hakedenlere inceden güzel giydirir. ayrıca bir göztepe taraftarıdır.
hak ettiği için ahmet türk'e de güzelce giydirmiştir. sonra da yetinmemiş tüy de dikmiştir.
http://www.medyatava.com/haber.asp?id=64547

yahu tetikçiler hep varoldu, ileride de olacak deyip de ahmet türk'ün açık adresini vermek tetikçilik olmuyor mu?
kendini bir de o kadar ulu bir yazar yapmış ki; yazdıklarını başta röportajı yapan delikanlı olmak üzere kimse anlamamış. hem "halkı bölüyorlar oy için" diyeceksin, hem de ırkçılığın dik alasını yazılarını dökeceksin. kim bölüyor acaba halkı?

sanırım en güzel cevaplardan birini oral çalışlar vermiştir. "ırkçıdan 3. sayfa yazarı yaparsan olacağı budur" diye.
http://www.radikal.com.tr...04.2010&categoryid=98

yoksa her kelimeden sonra enter tuşu mu kullansaydım, hem daha uzun olurdu yazım, hem de anlatmak istediğimi daha iyi anlatır, hakedenlere inceden güzelce giydirirdim.
yazardır . yazdığında g-3 gibi delip geçmektedir. türk milletinin yazarıdır.
kemalizmirin faşizmirlisi.

ısrarla ırkçı demek istiyorum sana y'ozdil!
yumruklar hislerine tercüman olan kafatasçı köşecidir.
ne kadar da çağdaş ve avrupai bir insan, doğudaki insanların töreler adına şiddet kullanmasını yanlış bulan zihniyet aynı zamanda kendi hisleri için yumruk,tekme, tokat vs gibi atraksiyonları son derece yerinde buluyor, ne kadar ironik dimi.
kaleminin ne canları yaktığını sözlüklerden takip edebileceğiniz yazar.
oral çalışlar'dan temiz bir karşılık almıştır, hem de ne "silik enter tuşları" ile ne de ağzı bozuk, türkçesi bozuk bir yazı ile. gayet düzgün, gayet sakin, aklıselim içinde bir yanıt vermiş sayın çalışlar.

http://www.facebook.com/l...8b15cefee3ac06538826f4c42
--spoiler--
Amiralin eşi anlatıyor...

Hürriyet yazıyor.

Milliyet yazıyor.

Vatan yazıyor.

Posta yazıyor.

Habertürk yazıyor.

Akşam yazıyor.

Cumhuriyet yazıyor.

*

"Eve bavul dolusu gizli belge getirdi. Ayrıca çantalar içinde 5 milyon dolar vardı. Eşimin, Deniz Kuvvetleri'nden bilgi sızdıran köstebek olduğunu düşünüyorum. Bağdat Caddesi'nde iki kişi ile görüşmüştük. Eşime orada 40 bin dolar verildi. Kamera kayıtlarından çıkabilir. iki holdingden para alıyordu. Bu holdingler bir cemaate çok yakın... Para alıyor, karşılığında belge veriyordu. Evimizden 450-500 bin dolar değerindeki pırlantalarım çalındı. Bu pırlantaları, eşimin yeğeninde görünce aramız açıldı. Boşanma davası açtı. Ben de Genelkurmay'a gittim, tüm bunları istihbarat Daire Başkanlığı'na anlattım."

*

iddiadır; doğrudur, değildir.

*

Ama haberdir...

*

Bakıyoruz koroya...

Taraf'ta yok.

Zaman'da yok.

Star'da yok.

Sabah'ta yok.

Takvim'de yok.

Bugün'de yok.

Yeni Şafak'ta yok.

*

Önceki gün yoktu.

Dün de yok.

*

E merak ediyor insan...

Niye?
--spoiler--
kitleleri peşinden götüren yeni lider olarak allanıp pullanıp onun bunun gazıyla sırtına el vurulup hadi yiğenim denilip siyasete atılırsa şaşmam.