bugün

ilk başta bilmeniz gereken ana kural, fotoğraf çekerek hatun düşürme efsanesinin gerçek olduğudur. Yılların fotoğraf çekicisi olarak ben başaramadım ama bir arkadaşımın arkadaşı yapmış.

ikinci kural fotoğraf alemlerinde asla fotoğrafa resim demeyin; resim çizilendir ama fotoğraf çekilendir. Şimdi bunu bilin ki sizin gibi yeni başlamış birisiyle karşılaştığınız zaman onu ezme şansınız olsun.

Üçüncü kural makineniz ne olursa olsun hava atmayın, sizinkisinden daha düşük makinası olup fotoğraf çekmeyi bilen birisi çıkar bu makinayla bunu mu çektin diye sizi yerin dibine sokar.

Dördüncü olarak asla ama asla objektife lens demeyin. Objektif slr makinaların önünde bereket tanrısı gibi duran şeydir. Lensse onun içinde olan mercektir. Bunu da hava atmak için kullanabilirsiniz. Ki ben bu bilgiyi fotoğrafa ilk başladığım zaman profesyonel bir fotoğrafçının benim çektiklerimi eleştirmesinden sonra onu aşağılamak için kullanmıştım.

Beşinci olarak gidin, fotoğraf nasıl çekilir gibisinden bir kitap alın, evde gizli gizli okuyun. Ki makinanın ne olduğunu öğrenin.

Altıncı olarak diyelim ki kitabı okuyup makinayı aldınız elinize ve çekim yapmaya çıktınız. Sakın ola ki sümüklü çocuk fotoğrafı çekmeyin. Çünkü; bir fotoğraf klasiği olarak bu kare herkes de vardır.Diyelim ki yinede çekmek istiyorsunuz o zaman mutlaka bir senaryo yapın yani; elinde bir parça kuru ekmek ya da bisküvi bulunabilir. ayakları genelde çıplak olsun ya da kendisine büyük gelen terlikler giyiyor olsun falan filan

Yedinci olarak objektifin büyüğü makbüldür diye düşünmeyin, unutmayın ki boyu değil işlevi önemlidir.

Sekizinci olarak; asla sokağın ortasında objektif takıp çıkarmayın, hem görgüsüzlük hemde toza karşı alerjisi olan makinenizi öldürürsünüz. Sakın cmosunu parmaklamayın. Ama başkasının ve özellikle size hava atan fotoğrafçıların makinesini bir bakayım diye alın çaktırmadan cmosu parmaklayın, ki makinası ölsün
http://karikatur.me/karikaturler/orjinal/sunwalker_592010_201612.jpg
sümüklü küçük çocuğu unutmamak gerekir.
bir umut sarıkaya tespiti olan 3lüden uzak durun.

yaşlı garibanlar,
sümüklü çocuklar
ve de martılar.

evet, artık hazırsınız.
Eksi veren arkadaş nesini beğenmedin diye sormuyorum çünkü; olayın martı kısmını atladım. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama; sadece yurdum fotoğrafçılarında bulunan takıntı halidir bu.

hani dikkat ettiyseniz son zamanlarda bir profesyonel fotoğrafçı sayısı arttı ülkemizde. hatta facebookta falan çektiği fotoğrafların altına photography by bilmem kim gibisinden şeyler yazılıyor.

amma; senelerdir bu işe gönül vermiş ve cidden fotoğraf çekmekten büyük haz alan, bu şekilde bir sürü karı kız kaldırmış arkadaşlar vardır onları ayrı tutuyorum, onlar da olmazsa zaten ülke olarak 2 dağ arasından kafayı çıkarmış, sırıtan güneşli ilkokul dönemlerimize ait resim tadında verdiğimiz eserler gibi olacaktı fotoğrafçılık olayı da.

daha önce sümüklü çocuk olayında bahsettiğim arkadaş; hemen akbilini kaptığı gibi soluğu karaköy'de alır. görevine artık hazır bir şekilde vapurunu beklemeye başlar sonra vapura biner. martılara simit atanları çeker, eteğini bağazına kadar çeken liseli kızları, gideri olan hatunları falan çeker de çeker.

sonra martıları çeker, istanbul'u çeker, eve gider, fotoğraflarını facebooka yükleyip tebrikleri alaraktan hatun düşürme eylemine başlamaya hazırdır artık

bakın size bu yolda bir sürü zamanını ve parasını telef etmiş birisi olarak gidin, sultanahmette kedi kovalayın, inanın ki; martıdan daha fazla size getirisi olacak
her zaman, her yerde "ışığınız bol olsun", "objektifinize sağlık" gibi cümleler kurmayın. zaten onlar gereğinden fazla kullanıldı. yeter.
- her siki biliyormuş gibi davranmayacaksın. "o resim deyil fotoraf fotoraf" diyenleri döveceksin.

http://www.tdk.gov.tr/TR/...ED947CDE&Kelime=resim
Fotoğraf makinenizi aldınız, sağda solda makinenizle hava attınız, ama madem o kadar para verdim bari bu makineyi esas amacı için kullanayım,zaten karı kızda kaldıramadım diyorsanız. Size birkaç minik tavsiyem var.

Şimdi; fotoğraf sanatında ustalaştığını düşünerek acemi gördüklerini eleştirmek gücünü bünyesinde hissedenlerin estetik algılamanın tamamen bir kategori meselesi olduğunu unutmadan irdelemeleri yerinde olacak karelerdir, diye size tumturaklı cümleler kuracak kadar lümpenleşemediğim için size anlaşılır bir şekilde sizlere anlatmaya çalışacağım.

ilk olarak bilmeniz gereken en önemli şey o fotoğrafları çok mutlu mesut çekeceğinizi unutmayın. Hatta şunu gönül rahatlığı ile diyebilirim ki; o fotoğraflar çekerken en fazla zevk alacağınız fotoğraflardır.

ikinci olarak; ilk çekeceğiniz fotoğraflarda bütün terimsel ifadeleri unutun. Sizin için önemli olan fotoğrafı sizin beğenmeniz.

üçüncü olarak; çiçek böcek fotoğrafları çekin, ama unutmamanız gereken en önemli şey çiçek böcek fotoğrafı çekerken götünüze vereceğiniz açıdır. Ne kadar göt yukarı o kadar güzel çiçek fotoğrafı olduğunu unutmayın.

Dördüncü olarak size tavsiyem su damlası çekin, yağmur yağdıktan sonra dışarı çıkın, parkta bağda bahçede istediğiniz kadar domalıp damlacık fotoğrafı çekin.

Beşinci olarak; kül tablası çekin. Zaten bu kültablası olayı fotoğrafçılığa başlamada taö bir fenomendir. Şimdi benim gözlemlediğim; her genç bünye o makine ile oturduğu masada küllük varsa, yanına bir çakmak koyup sigaraya şekil verip onu çekmekte. çakmak olmadığı durumlarda şiddetle kibrit aranır bir de.

Unutmadan; fotoğraf siyah-beyaz çekilir ki o masanın örtü rengi ile kültablasının uyumsuz renkleri görülmesin. velhasıl bir çok amatör fotoğrafçı renklerle ilgili algıyı kültablası fotoğrafında oturtur.

Son olarak bu fotoğrafları kendinize saklayın sağda solda paylaşmayın, çünkü paylaşırsanız, ileride yeni fotoğrafçılarla dalga geçme şansınızı sıfıra indirirsiniz.
tek adımdır. vazgeçin, daha nadir bir hobi bulun. daha fazla hatun düşer.
ne olduğunuzu bilin. asla en iyi yaptığınızla yetinmeyin. kendinizi eleştirin. bu kadar.
"ben net çıkıyım ama arka bulanık olsun"...bunu yapmaya öğrenin burcuyu dinleyin.
(bkz: burcucum çok güzel çıkmışsın)
kamerayı alın, düğmeye basın. fotoğrafınız hazır.*
Tripod kullanmayin, onun yerine makineyi bir yere dayayin.
mümkün oldukça flaş kullanmayın (paraflaş hariç), enstantane hızı düşükse tripod kullanın, portre için düşük diyafram kullanın, iso değerinin 200'den büyük olmamasına dikkat edin(münkünse 200'den bile düşük olsun) ve en önemlisi makinayı tek elinizle yukarı kaldırıp garip pozlarla kendinizi çekmeyin berbat ve bayağı oluyor.
Yaşlıları ve kedileri bol bol çekin. Klasiktir.
Canon mu Nikon mu tartışmalarına katılın, mutlaka birini savunun. Pentax, Leica falan s.. edin.
Alan derinliğini iyi öğrenin, ne de olsa onu yapanı Fotoğrafçı sayıyorlar, kompozisyon, kadraj, diayfram, enstantane falan, uğraşmayın bunlarla. Kızların uzaklara dalarken ya da kolu dövmeli çocukların kafası kaşınırken habersiz(!) fotoğraflarını çekin.
Artık hazırsınız.
Biraz farklı olun.