bugün

ilk çeyrekte yüzde 11 büyüyen türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte gösterdiği iyi performanstır.

http://www.bloomberght.co...nomi-2-ceyrekte-88-buyudu
beklenti 6,8 di,çöşş yani hadi 0,5 puan en fazla sapar da direk 2 puan sapma ne lan.
(bkz: rosava nın orta direk dertli başlığına rastlamak)
"uyusun da "büyü"sün ninni" ... everything is possible...
türkiye'nin akp döneminde çok hızlı bir kapitalistleşme sürecine girdiğinin kanıtı olaydır. 2002 yılından bu yana türkiye geçen cumhuriyet tarihini de katlayan ve aşan bir biçimde kapitalistleşmiştir.

bunları akp iktidarını övmek için yazmıyorum. bir komünistin kapitalistleşmeye devrimci gözlerle baktığını bilenler buradan ne anlatmak istediğimi anlarlar.

2002-2011 arası bu kapitalistleşme dönemi işçi sınıfı üzerinde tarihte görülmemiş bir sömürü ve baskıyı da beraberinde getirmiştir. işçi sınıfı örgütsüz ve dağınık bulunduğundan daha da acısı devrimci mücadele bilincinden uzak olduğu için ve sürekli manipüle edildiği için bu süreçte muhalif bir tutuma girememiş ve düzen öğelerinden herhangi birine payanda olmuştur.

2002 yılından itibaren siyasi tartışmalar iki minval üzere yürümektedir:

1) laik rejimin akibeti
2) kürt özgürlük hareketinin etkileri

kapitalistleşme sürecindeki toplumu ve işçi sınıfını manipüle eden doneler bunlardır. işçi sınıfı bu donelerle ayrıştırılmakta ve düzen partileri arasında bu donelere göre dağıtılmakta ve bilinçli biçimde örgütlü muhalefet haline gelmesi engellenmektedir.

2002 sonrası dönemde işçi sınıfı daha önceki 79 yılda olduğu gibi kemaliat bürokrasi ve burjuvazinin temsil edildiği düzen partileri arasında bölüşülmüş ve kapitalistleşme sürecinde örgütsüz ve partisiz bırakılarak proleter muhalefet açıkça tasfiye edilmiştir.

bu büyüme rakamları bizlere artık türkiye işçi sınıfının örgütlü ve güçlü bir muhalefet olarak tarih sahnesine çıkması gerektiğini göstermektedir. zira karşısında kemalist bürokrasiyi tasfiye aşamasına gelmiş ve küresel güçlerle eklemlenmesini tamamlamaya azmetmiş büyük burjuvazi bulunmaktadır.
cari açığın yüzde 100 büyümesinden dolayı bir sikime yaramayan büyümedir.
cari acigin ne oldugunu dahi bilmeyen yilmaz ozdil junior kivamindaki yazarlarin, kulaktan dolma, ezbere zirvalarla onemsizlestirmeye calistiklari durum.
Sözlük yazarlarımızın beğenmediği bir durumdur. Dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi durumundayken bile - ki şimdiye kadar hiçbir hükümet bunu başaramamıştır- mevcut hükümeti eleştirmekten geri durmayan bir güruhun ağzına sakız olmuştur bu sıçramamız. Cari açığın artışından söz edip küresel bir felaketin tellallığını yapanlar, sözümona sanki eskiden kıçlarını dolarla siliyorlardı. Şimdiki refah seviyesini, kentleşme oranını, sağlık ve eğitimdeki iyileşmeleri hiç düşünmüyorlar. Diyeceğim o ki devrimci sosyalist geçinen, çay içip sigara tüttüren işe yaramaz asalak hippiler, içinde bulunduğumuz yüzyılda her şeye olumsuz bakmaktan vazgeçmeliler artık.
2011 yılının ilk yarısında çift haneli bir büyüme yakalanmıştır.
türkiye büyüdü öyle böyle değil çok büyüdü. çok büyüdü ya. evet evet büyüdü.
inanması güç sadece ihracattan batsediyorlar peki ithalat ne durumda aradaki açığı kimler açıklayacak?
böyle bir haberin geldiği gün borsasının yüzde 2,5 civarında değer kaybetmesi, fazlasıyla manidardır.
akla mantığa uymayan büyümedir. büyüme varsa bi hangi ülkede yaşıyoruz. ben şunu biliyorum sadece öyle bir ülke ki artık orta direk gittikçe yok oluyor ve ya zengin ya da fakir. zenginin cebi dolarken fakirin hali daha kötüleşiyor. bunu anlamak için ekonomist olmaya gerek yok sokağa çıkmak iki çarşı pazar dolaşmak yetiyor.
türkiye öz evlatlarına vermesi gereken eğitim paralarıyla silah alıp israil gibi aslında hiçbir sorunu olmayan ülkeye kafa tutsun, asıl yarası olan pkk'yla savaşmasın, bütün bu lakayıtlığın ceremesini de öğrenciler çeksin.

paralar büyümüş de kafalar büyümemiş, kafalara gelmişiz anlayacağınız. kimse farkında değil.

bir de şu rezaletle övünülüyor.

helal olsun lan. şu vaziyetten 21.yüzyıl'da utanmayan herkese binlerce kere helal olsun.

bu kadar pişkinliğe ve cehalete her şey helal olsun.
(bkz: 1 haftada 8 santim büyütün)
arkadaş aptal kağıtlar ve dijital ekranlarda istediği kadar büyüsün, bu halkın aç olduğunu değiştiriyor mu? bu vekiller kendilerine şahsi şöför tutup öğrencilerden dünya harç alırken, ekonomi nereye büyüyor? kızdırmayın adamı.
milli takım ın ikinci çeyrekte devlet bakanı aaali babacan aali babacan ın verdiği verilere dayanaraktan %8 serbest atış isabeti ile devreyi önde kapatığımızın resmidir.

(bkz: basketbol ile kafayı yiyen yazar psikolojisi)
(bkz: gelir dağılımı)
maaşlıların cebine giden büyümedir.

işçisi, memuru hâllerinden hep memnun. her geçen gün daha yüksek yaşam düzeyine ulaşıyorlar. açlık sınırıymış yoksulluk sınırıymış onlar eskide kaldı. dolar kuru tüm dünyada yükselirken bir türkiye'de düşüyor.

(bkz: bsg)
dünyanın en hızlı büyüyen 2. ekonomisi konumuna oturmasına vesile olan büyümedir. aslında o konumdaydı zaten. neyse, bazı arkadaşlar sırf siyasi baktıkları için bazı şeyleri ya anlamıyor ya anlamak istemiyor. türkiye an itibariyle, dünyanın ekonomisi en hızlı büyüyen 2. ülkesi. yani, dünyanın en iyi 2. ekonomisi falan değil. en hızlı büyüyen ülke çin. ama çinde halkın durumu burdakiyle kıyaslanmayacak kadar kötü bir seviyede. ister, zengin iyice zengin oldu deyin ister başka birşey. sonuçta ekonomi büyüdü. he bu halka yansımıyorsa oturun bunu eleştirin. ancak, bunlar yalan kimi kandırıyorsunuz tarzı basit cümleler kullanmayın. çocuk oyuncağımı yahu bu? hükümet halkın gözünü boyamak için yalandan en hızlı büyüyen 2. ekonomiyiz diyor. bütün dünya da buna inanıyor yada yalanı görmezden geliyor. hangi sebeple böyle birşey yaparlar ki?
ben de daha çok yol katetmemiz gerektiğine inanıyorum. ama isviçrede de fakir olan insanlar var. bu her zaman olacaktır. zengin varsa fakir de olacaktır. bu düzen değişmez. bu para onlara yeter demiyorum yanlış anlamayın ama ülkemizde öyle açlıktan ölen falan da yok. insanlar aç, çocuklarına flüt alamıyorlar, bisküvi alamıyorlar tarzı masallar da inandırıcı olmuyor. tabi maddi sıkıntı çeken vatandaşlarımız var, ekonomik dağılım memnun edici bir seviyede değil ama öyle açlıktan ölenler falan da yok bu ülkede.
fakir halkın cebine 5 kuruş bile getirisi olmayacaksa; sikmişim ben o büyümeyi.

saygılar.
turkiye ekonomisinin iyi yolda oldugunu gosterir.
evvela;

--spoiler--
cari acik bir ulkenin dis alemle (ithalat) (ihracat) olan mal-hizmet alisverisindeki islemlerinin eksi vermesine denir. ithalatın ihracattan fazla olmasiyla olusur.
--spoiler--

bu yapilan tanim, dis ticaret acigi'nin tanimidir.

cari acik ise, ulkenin urettiginden daha fazlasini harcamasi anlamina gelir. ancak bu acigin niteligidir onemli olan. eger siz bu parayi yatirim olarak degil de, tuketim olarak yapiyorsaniz, diger bir deyisle ulkenin butce acigini veya kamu harcamalarini finanse etmek icin borc alarak yapiyorsaniz, yavas yavas ayvayi yemeye basladiginizi gosterir. tam da burada bu borcun devletin mi yoksa ozel sektorun mu oldugu sorusu sorulmalidir. bunun icin de evvela, devletin butce acigi var mi, ona bakilmalidir.
butce acigi rakamlarina bakildiginda ise, cari acigin devletin borcundan kaynaklanmadigi, buyuk oranda ozel sektorun borclarindan (yatirimlarindan) kaynaklandigi gorulebilir. ozel sektorde de bu borcu yonetebilecek bilgi ve beceri oldugu varsayilir.
Cebimize giren para değişmedikten sonra etkisini göremeyeceğimiz durum.
içimizde büyümüştür.
(bkz: hani nerde)

ancak kapitalistlerin cebine hizmet eden büyümedir.
halk her zamanki gibi yine yoksul yine aç.