bugün

türkiye ekonomisinin 2 çeyrekte yüzde 8 8 büyümesi

türkiye'nin akp döneminde çok hızlı bir kapitalistleşme sürecine girdiğinin kanıtı olaydır. 2002 yılından bu yana türkiye geçen cumhuriyet tarihini de katlayan ve aşan bir biçimde kapitalistleşmiştir.

bunları akp iktidarını övmek için yazmıyorum. bir komünistin kapitalistleşmeye devrimci gözlerle baktığını bilenler buradan ne anlatmak istediğimi anlarlar.

2002-2011 arası bu kapitalistleşme dönemi işçi sınıfı üzerinde tarihte görülmemiş bir sömürü ve baskıyı da beraberinde getirmiştir. işçi sınıfı örgütsüz ve dağınık bulunduğundan daha da acısı devrimci mücadele bilincinden uzak olduğu için ve sürekli manipüle edildiği için bu süreçte muhalif bir tutuma girememiş ve düzen öğelerinden herhangi birine payanda olmuştur.

2002 yılından itibaren siyasi tartışmalar iki minval üzere yürümektedir:

1) laik rejimin akibeti
2) kürt özgürlük hareketinin etkileri

kapitalistleşme sürecindeki toplumu ve işçi sınıfını manipüle eden doneler bunlardır. işçi sınıfı bu donelerle ayrıştırılmakta ve düzen partileri arasında bu donelere göre dağıtılmakta ve bilinçli biçimde örgütlü muhalefet haline gelmesi engellenmektedir.

2002 sonrası dönemde işçi sınıfı daha önceki 79 yılda olduğu gibi kemaliat bürokrasi ve burjuvazinin temsil edildiği düzen partileri arasında bölüşülmüş ve kapitalistleşme sürecinde örgütsüz ve partisiz bırakılarak proleter muhalefet açıkça tasfiye edilmiştir.

bu büyüme rakamları bizlere artık türkiye işçi sınıfının örgütlü ve güçlü bir muhalefet olarak tarih sahnesine çıkması gerektiğini göstermektedir. zira karşısında kemalist bürokrasiyi tasfiye aşamasına gelmiş ve küresel güçlerle eklemlenmesini tamamlamaya azmetmiş büyük burjuvazi bulunmaktadır.