bugün

Almanya'da 8 bin kilise, Fransa'da 9 bin kilise varken Türkiye'de yaklaşık 77 bin caminin olması durumudur.

Türkiye'de bazı 50 - 60 haneli köylerde 2 cami vardır. bazılarında hiç imam yokken şanslı olan bazılarında bir tane bulunmaktadır. istanbul'da da anadolu'da da herhangi bir yolda 10 dakika yürürseniz en az 2-3 camiyle karşılaşırsınız. ibadetimizin ne denli kuvvetli olduğunu göstermenin yolu cami sayımızdan geçmez. ama bunda halkın bir suçu yok, suç başa gelen her belediyenin oy toplama uğruna en ufak bir yerleşime cami yapmayı marifet sanması ve hayırseverlerin sanki okul ya da sağlık kurumu yaptırmaktan daha hayırlı olduğu kesinmiş gibi sürekli cami yaptırmasıdır.

Türkiye'de 15 bin camide din görevlisi bulunmaması bu saçma sapan istatistiğin ne kadar saçma sapan olduğunun en önemli göstergesidir.
Ve bu cami sayısına karşılık, Türkiye'de 7 bin sağlık kurumu bulunurken bu sayı Almanya'da 60 bin, fransa'da ise 70 bindir.
Allah hepimize acil şifalar versin. *
insanlarımızın ne kadar cami o kadar ibadet bilinciyle her yere cami inşa etmesi sonucunda oluşmuştur diye tahmin ediyorum. etrafımıza bir bakalım. pek çok caminin hayırseverler tarafından yapıldığını görürüz. bu insanlar neden okul, hastane vs. yaptırmayıp camiye yöneldiği tartışmalı bir konudur. elbette camiler olacak ama bu kadar abartmaya gerek var mı acaba? daha yararlı yerlere harcama yaparak daha çok sevap kazabilirlerdi. ne diyelim, zihniyet meselesi, değiştirilmesi zor çok şeyler var bu toplumda.
gereksiz demek gereksizdir camiler için.
olabilir. ama gereksiz yere gereksizce cami yapmakta gerekli bişey değildir.
ama yinede camileri sayanlar minareleri de saymışmıdır??
(bkz: turkiye deki okul sayisi)
türkiye'de okulun, üniversitenin, sağlık kurumunun azlığından çok caminin çokluğunun göze batmasını gösterir bir istatistiktir. kaç tane genel ev var peki, kaç tane birahane var, kaç tane gece kulübü var, kaç tane içkili mekan var, topla onları, topladın mı, çarp 12 ile ne çıktı, yaa, da vinci şifresi dediğin bu işte, o sayı senin hazımsızlık katsayın, afiyet olsun.
yanlış anlaşılan bir konudur o yüzden konuya camilerin manasından başlayalım. bir müslümanın camiye gitmesi farzdır, beş vakit namazı evde kılabilir ama hem cuma namazında camiye gitmesi farzdır, hem de camide kıldığı vakit namazının sevabı daha fazladır. hristiyanlıktaki ibadet anlayışı ile islamiyetteki farklıdır; hristiyanlık inancında kiliseye gitmesen bile günah çıkarıp, bağışını yapman yeterli olmaktadır. vatikan ın politikaları hristiyanlığı bu noktaya getirmiştir. hiç bir hristiyan insanlar ibadet etsin diye kendi başına kilise açamaz, mutlaka vatikan a bağlı olmalı oradan izin alınmalıdır. ama islamda böyle değildir, bir yerleşim yerinde ibadethane eksiği gören bir hayırsever cami yaptırabilir. eskiden bir hayırsever cami yapardı, bir hayırsever de imamlık yapardı. şimdi imamlık olayını diyanet işleri düzenlemektedir. ayrıca şöyle bir konu da vardır; acaba cami sayısı mı fazla imam sayısı mı az? ayrıca şunu merak etmekteyim, özellikle ülkemizin başkentinde, ankara da binaların altlarındaki mescitlerde camiden sayılıyor mu? namaz kılmayan bir insan o yeraltındaki mescitte ibadet etmekle normal bir camide ibadet etmek arasındaki farkı elbette anlayamaz. hadi buna bir şey demeyelim, yer sıkıntısı var diyelim, ama ne olur bırakın da millet istediği gibi istediği yerde ibadet etsin.

ayrıca şöyle bir konu vardır, belediyeler cami yaptırmaz efendim, devlet te yaptırmaz, hayırseverler yaptırırlar. ayrıca devletin seksen küsür yıldır yaptırdığı tek cami ankara kocatepe cami dir.
Bilimden değil batıl inançlardan medet uman halkımızın göstergesi ve aynı zamanda sonucudur.

ben de editliyim: Aynı zamanda %99 u müslüman(!) bir ükedeki %70lere varan vergi kaçakçılığı, bu 77 bin caminin pek de bir işe yaramadığını gösterebilir. Belki de 777bin tane olsa daha iyi olabilir ama değil mi? Ha bir de bütün bunları yapan %1 lik kısımsa belki de işe yarıyordur, kim bilir?
% 99 u müslüman olan yaklaşık 70 milyon nüfuslu bir ülkede yaşadığımız dikkate alındığında yaklaşık 900 kişiye bir cami düştüğü ortaya çıkmaktadır. bu yüzden cami sayısı fazla filan değildir. sağlık kurumu sayısındaki eksikliğimiz tabiiki artırılmalıdır. ancak bu iki konunun birbiriyle alakası bulunmamaktadır.
milletin üşengeçliğinden sokak başına cami dikiliyor. bayramda, seyranda ne kadarı doluyor hiç düşünülmüyor bile. 1 km.lik bir cadde üzerinde 3 cami ...buna rağmen cami yok diye sızlananlar kendilerini valide sultan sanıyor sanırım. cami yaptırıp isim yapmak yada vesile olup kendi cemaatinden saygı görmek için.
cami sayısında bir anormallik yoktur. insanlar dinlerin gereklerini yapmak için cami yaptırmayı tercih ederler. ne yani bir köyde iki camı olmasında insanlar bir köyden diğerine namaz kılmayamı gitsin? kesinlikle bir çok eksiğimiz vardır. sağlık, eğitim,ulaştırma gibi... ama insaf yahu insanların maneviyatı toplumu ayakta tutandır. zaten yeterince dinsizleştirilme çabası var. bırakın bunun olmaması için camilerimiz olsun.
insanlar oyle cıkarcı ki hayır adı altında cami gibi kutsal bir ibadet mekanını bile goz boyamak icin kullanabilirler. yoksa okul yapsalar aynı sevgi seli ile karsılasılır mı tabi ki hayır. nedeni de en hassas bolgeye dokunurlar dine. *
türk anayasasında türkiye laik bir ülkedir yazar ama laik bir düzene ulaşırken ülkemizde ilkokul sıralarında 4 kişi oturur,bazı köylerde okul yoktur okula gitmek isteyenler onlarca küçük yavru uzun yolları katederek komşu köylerdeki okula giderler ama yukarda da belirtildiği gibi bazı köylerde 2 tane cami vardır.hatta kimi camilerde imamlara 3-4 kişi saf tutar.durum böyle iken eğitim düzeyimiz sürekli geriye giderken insanlarımız hala nenesinin adını yada babasının adını vermek için cami yaptırırlar.sonra da bazı başlar alır bu camilerin minarelerini süngü olarak kullanırlar bizde böyle internet platformunda birbirmizi yeriz ama olan türkiye'ye olur.
camiiye az uğrayanlar için fazladır, cuma namazını sokak ortasında kılanlar içinse azdır.

ama mesele o değil; camii, osmanlı devletinde, toplumun sadece ibadet ihtiyacını karşılması için değil; eğitim, kültür ve bilumum sosyal ihtiyaçlarını karşılaması için vardı. camiilerin yanlarında külliyeler olur, oralarda medrese, kütüphane, evlendirme salonu..vs gibi sosyal ve kültürel ihtiyaçlara dönük yapılar olurdu.

bugün bunlar yok artık, camii, sadece ibadethane.. belki yazları kuran kursu oluyor o kadar.

o zaman ne yapmak lazım?

okul açmak lazım... neyse.....

edit: "medreselerde dini eğitim verilirdi ama okullarda verilmiyor" derseniz, ben de şöyle derim:
-su her zaman akacak bir yol bulur.
efendim ilk entryler genelde meramınızı anlatmaz açıklamak gerekir tekrardan. taraflı yapılmış bir istatistiktir bu. tamamen taraflı hem de.

cami sayısı 77 bin. yani çok. kime göre neye göre demeyeceğim, çok dedik bir kere. peki.

okul, hastane sayısı az. bu da kötü, tartışmasız. ne yapmak gerekir? hastane, okul açmak gerekir. cami çok fazla demek ne kadar mantıklı? camileri yıksak okul mu olacak her yer, hastane mi dolacak ortalık ya da hastane yapılmamasının nedeni cami yapılması mı? nasıl bir mantık kurgusu var burada. geri kalmışlığımızın nedeni camilerin çok olması demek istiyorsun da istatistik böyle deyip kıvırmaya mı çalışıyorsun, nedir sorun?

camileri yaptıranlar okul da yaptırsın, tamam yaptırsın ama yaptırmıyor, ayrıca eğitim bir devlet meselesidir, okullarında doğru dürüst eğitim verecek bir öğretmen yetiştiremiyorsun, yök başörtüsü ile uğraşıyor çünkü, eğitimle değil, muhalefet okulların kalitesini tartışmıyor, sen okulları konuşmuyorsun, camileri konuşuyorsun, bu şartlarda okul yaptırmayıp cami yaptıran insanlara laf atmak ne kadar mantıklı, peki onlar sırf gösteriş olsun diye cami yapıyor, kabul, okul yapmıyor diye niye yırtınıyorsun? okulu devlet yaptırır, hadi halk da yaptırsın, e yaptır o zaman, cami sayısına niye takılıyorsun ki.

okulun karşıtı cami mi yani, bunu mu demeye çalışıyorsun. neden hapishane sayısı değil, kıraathane sayısı değil de cami sayısı, bunu açıklayabilir misin?

mesele dürüstlük meselesi. herkes açık olacak. ben türkiye'nin geri kalmasının nedenini islamiyet'e ya da islamiyet'in uygulanışına bağlıyorum diyeceksin, karnından konuşursan anlaşamayız. o zaman ben de sana batı'lılaşmanın yanlış bir politika olduğunu, bunu atatürk'ün yapmış olmasının doğru olduğu anlamına gelmediğini söyleyeceğim, belki yobaz diyeceksin bana, ben de sana din düşmanı ama açık olacağız, önce bunu öğreneceksin.
büyük yüzdesini müslümanların oluşturduğu bu ülkede,namazın farz olduğu düşünüldüğünde aslında normal olan rakamdır.lakin düşünülmesi gereken şudur;evet yeterli sayıda cami var,peki biz bu camileri amacına uygun olarak kullanıyormuyuz.
gerçek şudur ki* camiler fazla değildir,diger gerekli tesisler azdır.
trajikomik bir durumdur. açıkçası, ülkemizde birçok eksiklik varken bu kadar caminin olması gereksizdir diye düşünmekteyim. neden diye soracak olursanız, insanlar ibadeti evlerinde kendi başlarına da yapabilirler. ezan sesi zaten sizi namaza davet eder. allah'la sizin aranızda olan bu olay için başkalarına gerek yoktur. tabi ki cuma günleri camilerde toplanıp, namaz kılınması farzdır. (bunun amacı, ibadetin birlikte yapılarak, insanların zengin - fakir, genç - yaşlı, güçlü - zayıf, güzel - çirkin demeden yan yana namaz kılmalarıdır. Çünkü allah'ın gözünde tüm insanlar eşit değerdedir, kimse bir diğerinden üstün değildir) ama bu haftada bir gündür ve ayda 4 gün kullanılması farz olan bir yer için 77 binlik bir rakam çok fazladır.
gelelim sağlık konusuna. bu konu hayati önem taşır ve birçok hastalık olduğundan, her zaman kendi başınıza halledebilme şansınız yoktur. misal ailenizden biri kalp krizi geçiriyor.* yapabileceğiniz en mantıklı şey ambulans çağırmak ya da hastaneye götürmek. bunun için de zaman çok önemli. yakınınızda hastane olması, ulaşımın kolaylığı bunlar hayat kurtaran faktörler. ya da eğitim alanına bir göz atalım. ülkemizde hala yaşadığı yerde okul olmadığı için okuyamayan binlerce çocuk var. ama gidip baksanız, okulu olmayan o köylerde en az iki tane cami görürsünüz. bu iki caminin biri okul olsa, bu çocuklar okusa, bilinçli, düşünen, üreten beyinler olarak ülkelerine faydalı olsa fena mı olur?
camiye gitmek isteyen insan her zaman, istediği vakit gidebilir, kaldı ki ülkemizde camiye giden insan sayısı da fazla değildir. öyle olsa, bu camiler bomboş kalmaz, bakımsızlıktan çürümeye terk edilmez. mesela kendimden örnek vereyim, kocatepe camisine çok yakın bir yerde oturduğum için sürekli oradan geçiyorum. cumalar da dahil olmak üzere hiçbir zaman orada bir insan yoğunluğuna, bir kalabalığa rastlamadım. bu durum sadece asker cenazelerinde oluyor ki, onda da tören yapıldığı için bir sürü insan, bir sürü asker geliyor. bahsi geçen cami, ankaranın en meşhur camisi. bunu gördükçe aklıma şu soru geliyor. bu kadar büyük, merkeze yapılmış olan, böyle güzel bir camiye bile bir avuç insan geliyorsa, diğer camiler ne durumdadır acaba.
camileri hayırseverler yapar, doğrudur. peki bu hayırseverler neden cami yerine okul, hastane yapmaz? cevabı çok basittir. cami dini bir simgedir ve ülkemizde üstünden en çok para kazanılan, en çok gösteriş yapılan şey dindir. bu hayırseverler okul açsa, üç beş kişi taktir eder ama cami yaptırsa en kral müslüman, en örnek insan olurlar. bu şekilde de kimse onlara yaptıkları dolandırıcılıkları, milleti nasıl soyup soğana çevirdiklerini, vermedikleri fitreleri, zekatları sormazlar. neden, çünkü adam cami yaptırmış, dini bütün bir insan, yaptığı her şey helal, kazandığı her para alnının teridir. böyle saf insanların olduğu bir ülkede, adam cami yaptırmasın da ne yapsın?
ha, çok zengin bir ülke olursun 150 bin okulun, 200 bin hastanen olur, bütün sistemlerin takır takır çalışır, hiç kimse mağdur olmaz, kimsenin eğitim ve yaşama hakkı elinden alınmaz, o zaman cami sayın bırak 77 bin olsun, hatta daha fazla olsun, kimsenin itirazı olmaz. ama bu kadar eksikliğin olduğu, bu kadar yanlışlarla dolu bir ülkede 77 bin cami lüks, hem de çok lüks..

not: gerçekler acıdır.
(bkz: camiden korkmak)
(bkz: kışladır o kışla)

(bkz: minareler süngü)
(bkz: zaten müminler asker) *
insanın içinden türkiye'de tesadüfen yaşıyoruz demek geliyor . eğitim, sağlık kuruluşunun tes orantılı olduğu cami sayısı..
minimum 77 bin minarenin varlığına işarettir.
türkiyenin resmi olmayan en son nüfusu 70 milyon.

70 milyondan camiye gidebilecek insanlar erkekler diye ayırırsak türkiyenin %40 ı bayan dersek bu sayının geri kalanı erkek bu sayı 42 milyon yapar.

camiye gidebilecek yaş aralığını hesaba katıp bu rakamı %80 dersek 33,6 milyon yapar.

33,6 milyonun % 85 i müslüman olarak ayırırsak, 28,56 milyondur.

28,56 milyondan ibadetini bayramlar ve özel günler hariç camiye gidip yapark geçiriyor diyelim.

% 25 diyorum bu rakama. 7,14 milyon kişi.

7,14 milyon kişi için 77 bin cami demek , bu da ortalama 93 kişiye 1 cami düşüyor demek.

sizce de bu işte bir gariplik yok mu?

peki ya eğitim? bu konuya hiç girmek bile istemiyorum bu hesaplardan sonra, türkiyenin vasat eğitim sistemi üzerine konuşmak zaten sadece vakit kaybı.
keşke en az yarısı bear garden‘a çevrilse ah ah..

çok daha düzgün bir toplum olabiliriz..
çoğunluğunun müslüman olduğu bir ülkede gayet normal durumdur. ya ne olacağıdı?
77000 kilise olsa şu ateist takılan tayfadan bir tanesinin sesi çıkmaz. Halbuki Hristiyanlık da diğer dinler gibi çağdışı değil mi ya (!) yoksa siz sadece islama mı ateistsiniz, yok artık yapmazsınız siz öyle şey.
çanakkale'de kilitbahir diye bir köy var. toplasan 600 kişi ya vardır ya yoktur. 3 tane faal camisi var. kim bilir kaç görevlisi vardır bu camilerin.